İsrail’in Keyfi Yerinde

İsrail’in Keyfi Yerinde
Ülkeler parçalanıyor… Müslümanlar birbirini öldürüyor… Ortadoğu yanıyor…

Terör Ortadoğu’nun en köklü devleti, istikrar abidesi Türkiye’yi de etkisi altına alıyor…

Bölgedeki her yeni gelişme İsrail’e yarıyor..

Coğrafyamızda taşlar yerinden öyle oynatıldı ki, her yeni gelişme İsrail’in bölgedeki “güvenliğine”, “rahatlığına” ve “Büyük İsrail hedefine” hizmet ediyor. Irak’ın işgalinden parçalanmasına, Suriye’nin zulüm coğrafyası haline dönüşmesinden Irak ve Suriye’ye taşınan terör yapılarına kadar her yeni şey İsrail’in bölgedeki “sinsi pozisyonunu” güçlendiriyor. Aşama aşama İslam ülkelerinden ve İslam Birliği hedefinden koparılan Türkiye de bu süreçte bilinçsizce benzer bir zemine sürükleniyor.

İncirlik üssünün kullanıma açılması, dış politikamıza ABD ve  NATO’nun gölgesinin düşmesi, Kürecik’in kurulması, Patriotlar ve Predetörlerin topraklarımızda konuşlanmasına şimdi başka faktörler de ekleniyor. Türkiye’nin son zamanlarda tırmandırılan terör tehdidi altında tutulması da İsrail’in işine yarıyor. Bölgede yaşanan bütün gelişmelerin hepsinin birden İsrail’in işine yaramasını kimse gözardı edemez, etmemeli…

“ÇÖZÜM” ADIYLA BAŞLAYIP “KÖRDÜĞÜM” OLAN SÜRECİ FETHULLAH ERBAŞ DEĞERLENDİRDİ

Saadet Partisi GİK Üyesi ve Refah Partisi eski Van Milletvekili Fethullah Erbaş, artan terör olaylarını ve çözüm sürecinin geldiği son noktayı değerlendirdi. Yaşananlardan en fazla memnun olanın İsrail olduğunu dile getiren Erbaş, Türkiye’nin bölgede zayıflamasının istenildiğini, bunun da İsrail’i sevindireceğini belirtti. ‘

Çözüm sürecinin içinde ne olup olmadığının bilinmediğini’ dile getiren Erbaş, “Söz mü verilmiş yoksa, olur mu denmiş veya hele o gün gelsin mi denmiş. Kapalı kapılar ardında konuşulan bir şey. Çözüm sürecini kimse anlamadı. Başından beri ne içindi bu çözüm süreci, onu da bilmedi. Bir adım ötesini bu millet bilmedi, bir adım sonra ne olacak bilmedi” şeklinde konuştu. İslam kardeşliğinin her şeyin üzerinde olduğunu hatırlatan Erbaş, “Türk ve Kürt, her şeyiyle birbirine bağlıdır. Kapalı kapılar ardında yapılan planların, kurgulanan oyunların birbirimize düşmemize, bizleri ayırmasına müsaade etmemeliyiz” çağrısında bulundu. “Olayları iyi okuyalım ve düşmanlarımızı sevindirmeyelim” diyen Erbaş, “Türküyle, Kürdüyle bu millet birilerinin Türkiye’de zeminini oluşturmaya çalıştığı amaçlara hizmet etmeyecektir” şeklinde konuştu.

Refah Partisi eski Van Milletvekili Fethullah Erbaş, artan terör olaylarını ve çözüm sürecinin geldiği son noktayı değerlendirdi. Çözüm sürecinin içinde ne olup olmadığının bilinmediğini dile getiren Erbaş, “Kapalı kapılar ardında konuşulan bir şey. Çözüm sürecini kimse anlamadı. Başından beri ne içindi bu çözüm süreci, onu da bilmedi” dedi. Yaşananlardan en fazla kâr edenin İsrail olduğunu dile getiren Erbaş, Türkiye’nin bölgede zayıflamasının istenildiğini kaydetti.

Bu bölgede 30-40 senedir çalıştığını belirten Erbaş, Türkiye’yi parçalamak, bölmek isteyenlerin ülke hayrına bir iş yapmadığını vurguladı. Türk-Kürt-Arap, Acem; bu coğrafyada herkesin birbirine karıştığını dile getiren Erbaş, kendi ailesini örnek gösterdi. HDP’nin PKK’ya karşı tavır alması yönündeki taleplerin hatırlatılması üzerine ise Erbaş, “Bu gerçekçi değil. HDP, PKK’ya karşı tavır alamaz. Niye alamaz; çünkü bölgede PKK’nın rolü HDP’den çok daha fazla. HDP, her Allah’ın günü kapanır açılır ama PKK bir defa açıldı daha da kapatamıyorlar. O açıdan silah kimin elinde ise; HDP ancak tavsiyede bulunur.” dedi. Suriye’nin bittiğini, İran’ın anlaşma ile 10 yerinden bağlandığını ve ses edemeyeceğini anlatan Erbaş, süt liman olan yerin İsrail olduğuna dikkat çekti. Bizim içimize düşmememiz lazım. PKK başka bir ülke mi kuracak, burdan daha rahat bir şey mi olacak?” diyen Erbaş, milliyetçilik akımların bittiğini belirterek dünyanın birleştiğine dikkat çekti.

DİLEĞİMİZ MÜSLÜMANLAR ZARAR GÖRMESİN

Erbaş, tek isteğinin Müslümanların ve ülkenin zarar görmemesi olduğunu vurguladı. “Başka ülke de yok, bizi kimse kabul etmez. Bu ülke bizim, biz kendi kendimize yaparız. Almışız elimize bir keser, ayağımıza vurmaya çalışıyoruz.” diyen Erbaş, çözüm sürecinin iki tarafından kendi lehlerine kullanmaya çalıştığını savundu.

Hükümet tarafının ses seda çıkmamasını fırsat bildiğini dile getiren Erbaş, PKK’nın ise bu süreci fırsat bilip güçlenmeye çalıştığını ifade etti. Çözüm sürecinin içinde ne olup olmadığının bilinmediğini dile getiren Erbaş, “Söz mü verilmiş yoksa olur mu demiş veya hele o gün gelsin mi demiş. Kapalı kapılar ardında konuşulan birşey. Çözüm sürecini kimse anlamadı. Başından beri ne içindi bu çözüm süreci, onu da bilmedi. Bir adım ötesini bu millet bilmedi, bir adım sonra ne olacak bilmedi. Bugünde iki taraftan biri yok derse, çözüm süreci bitecek. PKK yok dedi, hükümet de buna. Ülke zarar görüyor.” diye konuştu. AKP iktidarının 7 Haziran seçimlerinde 10 puan düşüş yaşadığını hatırlatan Erbaş, yaşanılanlara dostların sevinmediğini, Türkiye’yi bu hale sokan düşmanların sevindiğini ifade etti. Bu işten en fazla kâr edenin İsrail olduğunu dile getiren Erbaş, Türkiye’nin bölgede zayıflamasının istenildiğini kaydetti. Suriye’nin bittiğini, İran’ın anlaşma ile 10 yerinden bağlandığını ve ses edemeyeceğini anlatan Erbaş, süt liman olan yerin İsrail olduğuna dikkat çekti. Bizim içimize düşmememiz lazım. PKK başka bir ülke mi kuracak, burdan daha rahat bir şey mi olacak?” diyen Erbaş, milliyetçilik akımların bittiğini belirterek dünyanın birleştiğine dikkat çekti.

BÖLGEDE PKK’NIN ROLÜ HDP’DEN ÇOK DAHA FAZLA

Bu bölgede 30-40 senedir çalıştığını hatırlatan Erbaş, Türkiye’yi parçalamak, bölmek isteyenlerin ülke hayrına bir iş yapmadığını vurguladı. Türk-Kürt-Arap, Acem; bu coğrafyada herkesin birbirine karıştığını dile getiren Erbaş, kendi ailesini örnek gösterdi. HDP’nin PKK’ya karşı tavır alması yönündeki taleplerin hatırlatılması üzerine ise Erbaş, şöyle konuştu. “Bu gerçekçi değil. HDP, PKK’ya karşı tavır alamaz. Niye alamaz; çünkü bölgede PKK’nın rolü HDP’den çok daha fazla. HDP, her Allah’ın günü kapanır açılır ama PKK bir defa açıldı daha da kapatamıyorlar. O açıdan silah kimin elinde ise; HDP ancak tavsiyede bulunur. Bira ara bizim Milli Güvenlik Kurulumuz vardı. Hepsi emir gibi telaki edilirdi ama birgün geldi Milli Güvenlik Kurulu tavsiye niteliğindedir, biz yapmazsak yapmayız. Hükümetin elinde icra var. Milli Güvenlik Kurulu toplansa bunu böyle yap, onu öyle yap dese; yapmıyorum dese ne yapacaksın? HDP’nin durumu da öyle. Bölgede kimse yeni kurulmuş HDP’nin peşinden gitmez, herkes biliyorki bu mücadelenin başında PKK var, onun türevleri PYD var PEJAK var. Tabi bunlar güçlerini abartıyorlar. Bunların 1 milyonluk silahlı güce karşı koyacak şeyleri yok. İçerde vurdu-kaçtı yapıyorlar; kendi kendilerine zarar veriyorlar. Hükümet   sağduyuyu bulması lazım. Dışardan bu işin taşeronluğunu yapmanın da hiçbir manası yoktur. Bu ülke hepimizin. İstanbul’daki Kürt sermayesi şu anda çekse gitse İsviçre’ye; Türkiye çöker. Türk ve Kürt her şeyiyle bağlı. Öyle bağlanmış ki hem ekonomik, hem siyasi hem iktisadi hem ırk olarak karışmışız.”

Milli Gazete

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
14 Yorum