AYM'den Cemaat kararı!

AYM'den Cemaat kararı!
Eski hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer hakkında AYM karar verdi.

Anayasa Mahkemesi, Cemaat soruşturmaları kapsamında aralarında Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın da bulunduğu tutuklular hakkında tahliye kararı veren eski hakimler Metin Özçelik ve Mustafa Başer'in hak ihlali başvurusunu reddetti.

Yüksek Mahkemenin kararının gerekçesi Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Eski hakimler başvurularında, kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedeni bulunmaksızın doğal hâkim ilkesine aykırı olarak kurulan, tarafsız ve bağımsız olmayan yetkisiz bir mahkeme tarafından, verdikleri kararlar gerekçe gösterilerek tutuklanmaları ve itiraz haklarını etkili bir şekilde kullanamamaları nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının, yapılan bir kısım açıklama ve yayınlar nedeniyle masumiyet karinesi ile şeref ve itibarın korunması haklarının,  belli bir dinî grupla ilişkilendirilerek sahip olunan dinî duygu ve düşünceler gerekçe gösterilerek ayrımcı bir muameleye maruz bırakılma nedeniyle de özel hayatın gizliliğine saygı hakkı ile din ve vicdan hürriyetinin ihlal edildiğini iddia etti. Anayasa Mahkemesi ise şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi, özel hayatının gizliliği ile din ve vicdan hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez buldu.

Yüksek Mahkeme, başvurucuların, masumiyet karinesinin ve doğal hâkim ilkesine aykırı olarak kurulan, bağımsız ve tarafsız olmayan yetkisiz mahkemece tutuklanmaları ile tutuklanmalarının hukuki olmaması,  itiraz haklarının da etkin bir şekilde kullanamamaları nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olduğuna hükmetti.
 
SOMUT BELGE YOK

Kararda, HSYK Teftiş Kurulu Başmüfettişliğinin, “İstanbul Hâkimleri Özçelik ve Başer haklarındaki mevcut delil durumu yanında Fetullah Gülen örgüt yapılanmasının talimatıyla hareket ettikleri yönündeki basın ve yayın organlarında yer alan haber kapsamları da nazara alınarak eylemlerinin niteliği itibariyle meslekten çıkarmayı gerektirir ağırlıkta bulunduğu, ilgililerin göreve devamının yargı erkinin nüfuz ve itibarına zarar vereceğini değerlendirilerek haklarındaki inceleme ve soruşturma sonuçlanıncaya kadar öncelikle görevden uzaklaştırılmalarının uygun bir tasarruf olacağı” yönündeki raporunun ardından HSYK 2. Dairesinin kararı ile hakimler meslekten ihraç edildiği anımsatıldı.

Başvurucuların, ulusal yayın yapan bir gazetede fotoğraflarının da yayımlanarak yapılan “Atın bu hainleri” manşetli haber ile onur kırıcı bir şekilde hedef gösterildikleri ve masumiyet karinesinin ihlal edildiği şeklindeki iddiasının irdelendiği kararda, kamu menfaatine ilişkin konularda basın ve yayın organlarında yazılar yayınlanmasının, haberlere ve yorumlara yer verilmesinin beklenmesi gereken bir olgu olduğunun dikkate alınması gerektiği belirtildi. Kararda, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemelerinde çözüme kavuşturulması gerektiği ifade edildi.

Kararda, başvurucuların, hak ihlali iddialarına konu gazete haberine ilişkin yargısal mercilere şikâyetlerini ileterek olağan kanun yollarını tüketmedikleri belirtilerek, şeref ve itibarının ihlal edildiği iddialarına ilişkin yargısal başvuru yollarının tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilemez olduğu kaydedildi. Özel hayatın gizliliği ile din ve vicdan hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın da irdelendiği kararda, başvurucuların, verdikleri yargısal kararlar nedeniyle gerçek dışı bir şekilde belli bir dini gurupla nasıl ilişkilendirildiklerini, basın ve medyada yer alan hangi haber ve yorum ile inanç ve kanaatlerinin, özel hayatlarının sorgulandığını somut olarak belirtilmediği ifade edildi.

DOĞAL HAKİM İLKESİNE AYKIRI DEĞİL

Kararda, hakimlerin tutuklanmasına karar veren Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, son soruşturmanın açılmasına ve tutuklama istemlerinin karara bağlanmasında yetkili olduğu belirtilerek, başvurucuların “doğal hâkim” ilkesine aykırı olarak kurulan, bağımsız ve tarafsız olmayan yetkisiz mahkemece tutuklandıkları iddialarına ilişkin olarak bir ihlalin olmadığı ifade edildi.

Kararda, “Başvurucular hakkında verilen tutuklama kararlarının, onların hâkim olarak yargısal yetkileri kapsamında verilen kararları nedeniyle değil; yetkileri olmadığı hâlde kasıtlı bir şekilde hâkimlik konumunu kötüye kullanarak birlikte hareket ettikleri tutuklu kişileri tahliye etmeye yönelik eylemlerde bulundukları iddiasıyla verildiği görülmektedir. Başvurucuların suçun işlendiğine dair kuvvetli suç şüphesi veya makul şüphe olmadan tutuklandıkları, tutuklandıkları, eylemin hukuk düzenince suç olarak düzenlenmediği, olayda tutuklama nedenlerinin bulunmadığı ve yargısal yetkileri kapsamında verdikleri kararlar nedeniyle tutuklandıkları iddialarına ilişkin olarak bir ihlalin olmadığı açık olduğundan başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir” denildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.