Uyarıyoruz! Katille masaya oturulmaz

Uyarıyoruz! Katille masaya oturulmaz
2010’daki Mavi Marmara katliamının ardından kamuoyu önünde “kriz var” algısı oluşturulan Türkiye-İsrail ilişkileri, resmi düzeyde de “normale” döndürülmek isteniyor.

2010’daki Mavi Marmara katliamının ardından kamuoyu önünde “kriz var” algısı oluşturulan Türkiye-İsrail ilişkileri, resmi düzeyde de “normale” döndürülmek isteniyor. Bir süredir dirsek temasında olan iki ülke, Nisan’da bir kez daha “uzlaşı” masasına oturacak. “Teröre karşı mücadele” paravanı, bir yandan Türkiye ile İsrail’in yakınlaşmasına vesile olurken, diğer yandan da Mavi Marmara şehitlerinin sorulamayan hesabının üstünü örtecek!

BU BAHAR HAVASI NEDEN?

Türkiye ile İsrail ilişkileri, 2010’daki Mavi Marmara katliamı ile “kamuoyu önünde” gerilmişti. Bir yandan “kriz varmış” görüntüsü hakimken, öbür yandan ise iki ülke arasındaki ticaret, rekorlar kırmayı sürdürdü. Bu arada, Mart 2013’te İsrail’in Türkiye’den özür dilediği iddia edilse de, “resmi özür” bir türlü kamuoyuna açıklanamadı. İsrail, Mavi Marmara için Türkiye’nin talep ettiği tazminat, katliamcı askerlerin cezalandırılması gibi talepleri de yerine getirmedi. Türkiye ile İsrail ilişkisinde durum bu olduğu halde, son zamanlarda iki ülke arasında bir bahar havası estiriliyor. Doğu Akdeniz’de İsrail’in hak iddia ettiği doğalgazın Türkiye üzerinde Avrupa’ya pazarlanması projesiyle başlayan yakınlaşma, bugün de “teröre karşı mücadele” kılıfıyla boyut değiştiriyor.

AİLELER: GERİ ADIM İSTEMİYORUZ

İstanbul’da yaşanan terör saldırısını kınayan aileler ise bunun üzerinden bir dostluk çıkarma çabasını ise eleştirdi. İsrail’in bunu hemen bir fırsata dönüştürme girişimine sert bir dille eleştiren Mavi Marmara mağduru aileler, Nisan ayında sürecek olan görüşmelerden de Türkiye’nin özellikle İsrailli askerlerin yargılanması ve ceza alması noktasında geri adım atmaması gerektiğini ifade etti. 2014 yılında Gazze’ye yapılan saldırıları İsrail Büyükelçilik Konutu önünde protesto ettikleri için yargılanıp 5’er ay ceza alan 4 duyarlı vatandaştan biri olan eski Mazlumder Ankara Şubesi Başkanı Mehmet Ç, de tepki gösterdi.  Mehmet Ç, İstanbul’da yaşanan elim hadisede hayatını kaybedenlere üzüldüklerini ifade ederek, “Hayatını kaybeden yabancı siviller üzerinden konuyu devletler arasında diplomatik fırsata çevrilmesi girişimi her zaman ahlaki olduğu anlamına gelmez. Asıl taziyeler ailelere bildirilir. Yaşananları bir fırsata devşirip, dostluktan pay çıkarmak işgüzarlıktır. Sivillerin cenazelerinin diplomatik müzakereler için araçsallaştırılmasını kabul etmemiz mümkün değildir” açıklamasında bulundu.

İSRAİL FIRSATI KAÇIRMADI!

Türkiye ile İsrail’in geçen seneden beri ivme kazanan uzlaşı çabaları, İstiklal Caddesi’nde yaşanan bombalı saldırının ardından daha da hız kazandı. Mavi Marmara’da 10 vatandaşımızı hunharca katleden İsrail, saldırıdan hemen sonra Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold’u İstanbul’a yolladı. Gold’un Türkiye ziyaretinden sonra iki ülkeden de, “Teröre karşı ortak mücadele” sesleri yükselirken, Gold’un ziyaretinin Nisan ayındaki ikili görüşmelerin öncesine denk gelmesi de dikkat çekici görünüyor.

Türkiye ile İsrail arasında 2010 yılında Mavi Marmara baskını ile gerilen ilişkiler yeni bir boyut kazanmanın arifesinde.  Geçtiğimiz Cumartesi günü İstanbul’da uluslararası terör örgütü IŞİD tarafından gerçekleştirilen saldırıda hayatlarını kaybeden İsrail vatandaşları üzerinden yeni bir senaryo devreye sokulmak isteniyor. Terörden kaynaklanan acı üzerine inşa edilmek istenen normalleştirme çabası ise tepkiye sebep oluyor. Cumartesi günü İstanbul’un en işlek caddesi olan İstiklal’de gerçekleşen hain saldırıya ilişkin bilgiler ise netleşti. Yetkili kurumlar saldırıyı gerçekleştiren örgütün IŞİD olduğunu açıklaması ise kafalarda soru işaretlerini artırdı. Türkiye’nin aylardır mücadele ettiği PKK ve bağlantılı terör gruplarından öte son saldırının IŞİD tarafından hem de stratejik bir noktada gerçekleştirilmesi dikkat çekiyor. Saldırıda hayatlarını kaybedenlerin 3’ünün İsrail vatandaşı olması da en dikkat çeken detay.

2010’DAN SONRA EN ÜST DÜZEY ZİYARET

Uluslararası terör şebekesi IŞİD’in gerçekleştirdiği terör saldırısını fırsat bilen Terör Devleti İsrail’in olayı hemen iki ülke arasındaki gerginliği azaltma aracı olarak kullanması ise manidar bulunuyor. Saldırıdan hemen sonra harekete geçen İsrail 6 yıl aradan sonra en üst düzey yetkilisini Türkiye’ye yolladı. İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold ziyaretten bir gün sonra İstanbul’a geldi. Gold’un, Türkiye’de üst düzey Dışişleri yetkilileri ile de görüştüğü belirtildi. İsrailli yetkililer her ne kadar bu ziyaretin iki ülke arasında sürdürülen uzlaşı çabaları ile ilişkili olmadığını öne sürse de İsrail basını Gold’un Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile de bir görüşme gerçekleştirdiğini öne sürdü.

İKİNCİ GÖRÜŞME NİSAN’DA!

İsrail Dışişleri Bakanlığı Genel Direktörü Dore Gold’un ziyaretinin başka bir önemi daha var. 2010 yılında her iki ülke arasında gerilen ilişkilerin normalleştirilmesi için 2015 yılında ikili görüşmelere başlandığı ortaya çıkmıştı. Kabul edilmez maddelerin yer aldığı sözde görüşmelerin basına sızmasından sonra ilişkiler derinden sürdürülmeye çalışılıyor. Kamuoyundan gizli bir şekilde sürdürülen ikili görüşmelerin Nisan ayında da devam edeceği öğrenildi. Görüşmenin yeri ile ilgili herhangi bir bilgi olmamasına karşın Nisan ayında her iki ülkenin yetkililerinin bir araya geleceği ifade edildi. İsrailli Direktör Gold’un ziyaretinin Nisan ayındaki ikili görüşmelerin öncesine denk gelmesi de bu açıdan dikkat çekiyor.

ÖN MUTABAKAT ANLAŞMASINDA NE VARDI?

Türkiye ile İsrail arasında İsviçre’de 2015 yılında başlayan ve İsrail basınına bilinçli bir şekilde sızdırılan ön mutabakat anlaşmasına ilişkin detaylar tepki çekmişti. Mavi Marmara’da şehit edilen 10 vatandaşın aileleri başta olmak üzere duyarlı sivil toplum kuruluşları Türkiye aleyhine maddelerin yer aldığı söz konusu anlaşmayı eleştirmişti. Sızdırılan anlaşma maddelerine göre Türkiye, İsrail askerlerine açılan davaları yasal olarak kapatacak, Hamas’ın Türkiye’deki faaliyetlerine de son verecekti.  Türk yetkililer ortada bir anlaşma metni olmadığını reddetse de görüşmelerin gerçekleştirildiğini kabul etmişti.

NETANYAHU’DAN KÜSTAH AÇIKLAMA

Tüm bu gelişmeler yaşanırken öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İstanbul’daki terör saldırısı üzerine bir açıklama yaptı. Netenyahu, Filistin’de masum sivillere yönelik devletçe yaptıkları terörize saldırıları görmezden gelerek, bir kez daha Filistinlilerin meşru müdafa haklarını terörizm olarak niteledi. Netenyahu, tepki çeken açıklamasında “Terör tüm dünyada ölümlere yol açıyor. İsrail teröre karşı verilen küresel savaşta en ön safta yer almaktadır. Bu mücadele askeri olduğu kadar bir ahlaki mücadeledir de. Teröre karşı verilecek ahlaki savaşın kilit noktası şudur: Terörizmin - masum insanları öldürmenin - hiçbir yerde mazereti olmadığının net bir şekilde ifade edilmesi. Terörün ne İstanbul’da, ne Fildişi Sahili’nde ne de Kudüs’te mazereti olabilir. Terörü kınamayanlar onu destekliyor demektir” diyerek, Kudüs’te sivillere yönelik yaptıkları saldırılar karşısında dünyadan kendilerine destek bulmaya çalıştı.

milli gazete

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum