Vallahi de alıştık billahi de alıştık

Vallahi de alıştık billahi de alıştık
Ahmet Hakan, son günlerde iyice artan şehit haberleriyle ilgili " Vallahi de alıştık billahi de alıştık" diye yazdı. Ahmet Hakan'ın yazısı şöyle:

"Vallahi de alıştık billahi de alıştık

BİR günde 9 şehit...
Ertesi gün 8 şehit...
 
İki günde 17 şehit...
 
*
Şöyle bir bakıyoruz:
 
- Artık hiçbir yetkilimiz o klişenin klişesi haline gelmiş “bıçak kemiğe dayandı”açıklamasını bile yapmaya gerek duymuyor.
 
- Artık her saldırının ardından Kandil’e bir-iki bomba sallama geleneğini ihya etmeye bile lüzum görülmüyor.
 
- Artık gazetelerde minnacık haberler olarak geçiştiriliyor şehit asker ve polisler.
 
- Artık sosyal medyada da pek ilgi yok 8 şehide, 9 şehide.
 
- Artık ahalimiz her daim “hayat devam ediyor” havasında.
 
- Artık hiç kimse ölenle ölmüyor.
 
*
 
Kısacası...
 
Eskiden şehit sayısı ikiyi, üçü buldu mu ayağa kalkan ortalık...
 
8 şehit, 9 şehit karşısında bana mısın demiyor.

*
Ve ateş, sadece düştüğü yeri yakıyor.
 
Öyle bencil bir ateş ki bu...
 
Yandaki komşu eve bile sıçramıyor.
 
*

“Alışmayacağız” falan diye haykırıp duruyorduk ya...
 
- Fena halde kanıksadık.
 
- Fena halde duyarsızlaştık.
 
- Fena halde ilgisizleştik.
 
- Fena halde vurdumduymaz olduk.
 
*
 
“Alışmayacağız” falan diyorduk ya...
 
Vallahi de alıştık...
 
Billahi de alıştık.
 
TÜRKMEN DAĞI DİRENİŞÇİSİ NİYE GÖZALTINA ALINDI?
 
RUS pilotu öldüren Alparslan Çelik adlı vatandaş, elini kolunu sallayarak dolaşıyordu.
 
Demeç veriyor, cenaze törenlerine katılıyordu.
 
“Mücahit” falan diye de övgüye boğuluyordu.
 
*
 
Fakat aniden bir şey oldu.
 
Alparslan Çelik gözaltına alındı.
 
*
 
Ben bu olayı...
 
Rusya’ya bir cemile olarak yorumluyorum.
 
*
 
Bakalım Putin, bu cemileyi alıp kabul edecek mi?
 
ABDÜLKADİR SELVİ’YE MERHABA 
 
HÜRRİYET bir kitle gazetesi.
 
Bu gazetede her sese yer var.
 
*
 
Keskin muhaliflerin de keskin hükümet yanlılarının da yazabildiği tek gazete olmak istiyor Hürriyet.
 
*
 
- Gazetelerin kendi siperlerine çekildiği...
 
- Gazetelerin sadece kendi cemaatlerine konuşmaya başladığı...
 
- Gazetelerin önceden kestirilebilir bir yayın çizgisine saplanıp kaldığı...
 
- Gazetelerin kaskatı bir pozisyon aldığı ve sürprizsizleştiği...
 
- Gazetelerin cepheleşme ortamına büyük katkı sağladığı...
 
- Gazetelerin kendilerini farklı görüşlere tamamen kapattığı...
 
- Gazetelerin aşırı fanatikleştiği...
 
- Gazetelerin iktidar bülteni ya da muhalefet bülteni haline geldiği...
 
Şu tuhaf ortamda HÜRRİYET...
 
Herhangi bir sipere çekilmeyi, sadece tek bir cemaate konuşmayı, cepheleşmeye eşsiz katkılar sunmayı, fanatikleşmeyi, bülten haline gelmeyi, farklı görüşlere kapanmayı elinin tersiyle itiyor.
 
*
 
Ankara kulislerinin nabzını en iyi tutanlardan biri olan, haber değeri taşıyan yazılara imza atan, her şeye rağmen gazetecilik yapmaya çabalayan Abdülkadir Selvi’nin Hürriyet’te yazmaya başlamasının anlamı işte budur.
 
*
 
Ortadan “çat” diye ikiye bölünmüş şu Türkiye ortamında azgın azınlıkların bu anlamı anlamak istememek için direneceklerini biliyorum.
Ama biz buna rağmen doğru bildiğimiz yolda ilerleyeceğiz.
 
EMRİ OLUR 
 
MUSTAFA Cihat isimli bir müzisyen kardeşimiz ilahi formatında bestelemiş “EMRİ OLUR” adlı şarkıyı.
 
Bu etkileyici besteyi birçok sanatçı söylemiş.
 
Mustafa Ceceli de söyleyenler arasında.
 
Ama en güzel yorum Karadeniz müziğinin en soylu yorumcusu “İMERA” adlı grubun yorumu.
 
*

Şarkının hikâyesine gelince...
 
Hz. Hamza’yı şehit eden Vahşi, daha sonra Müslüman olmuştu. Hz. Peygamber,Müslümanlığı seçen Vahşi’ye “Seni görünce amcam Hamza’yı hatırlıyorum, o nedenle bana fazla görünme” diye ricada bulunmuştu. Vahşi de büyük bir üzüntüyle bu ricaya uymak durumunda kalmıştı. 
 
Mustafa Cihat’ın şarkısı işte bu anekdota dayanıyor.
 
Şarkıda Vahşi’nin diliyle Hz. Peygamber’e “Emri olur” deniliyor.
 
*
 
Şarkının sözleri şöyle:
 
“Taş başsın yerime dedi gönlüne/Emri olur başım gözüm üstüne/Bakmasın demiş bir daha yüzüme/Emri olur inansın bu sözüme/Anmasın demiş adımı diline/Vay ben ölem atın toprak üstüme.”
 
*
 
Epeydir bayağı seviliyormuş bu şarkı.
 
Ben bizim İsmail Saymaz sayesinde keşfettim.
 
Siz de özellikle “İMERA”dan dinleyin, çok seveceksiniz.
..."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum