Etiyopyalı Nasreddin Hoca’nın intikamı!

Etiyopyalı Nasreddin Hoca’nın intikamı!
Etiyopyalı Nasreddin Hoca'nın intikamını M. Nedim Aslan, Habervaktim.com için kaleme aldı:

Nasreddin Hojele. 37 yaşında ve 1.96 metre boyunda bir Etiyopyalı. 4 çocuk babası. İslam Kalkınma Bankası’nın bursuyla 2005-2011 yılları arasında İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’ni dereceyle bitirmiş. Başkent Addis Ababa merkezli Etiyopyalı Türkiye Mezunları Derneği’nin Başkanı. Hem Türk hem de Etiyopyalı arkadaşları kendisine Nasreddin Hoca diye takılıyor. Kendisi de bu durumdan memnun. Kültür ve mizah tarihimizin en önemli şahsiyetlerinden Nasreddin Hoca gibi kıvrak zekalı. Geçtiğimiz hafta Addis Ababa’daki Etiyopyalı Türkiye Mezunları Derneği’nin programında kendisiyle buluştuk. Türkiye mezunu Etiyopyalı arkadaşlarıyla Türkiye’den gelen misafirlerini ağırlayan Hojele, başında bulunduğu derneğin çalışmalarını anlattı. Sonra sıra Türkiye’deki anılara geldi. Nasreddin’in arkadaşı Muhammed Fennan atılıyor: “Nasreddin ben mi anlatayım yoksa sen mi anlatırsın?”

NASREDDİN’İN TÜRKÇE’YLE İMTİHANI!

Sözü Fennan alıyor. Nasreddin Türkiye’ye eğitim-öğretim döneminin başlamasından 3 hafta sonra geliyor. Tabii bu arada 3 hafta boyunca öğrenciler Türkçe hazırlık kursunda “Nasılsın? Adın ne?” gibi temel soru ve ifadeleri öğrenmişler. Nasreddin sınıfa girdiğinde Türkçe öğretmeni “Adın ne?” diye soruyor. Nasreddin şaşkın bir şekilde bakıyor. Öğretmen tekrar soruyor: “Adın ne?” Nasreddin yine bir şey söyleyemeden şaşkın bir şekilde bakıyor. Öğretmen tekrar aynı soruyu sorunca Nasreddin bu sefer İngilizce yanında oturan Kenyalı sınıf arkadaşına öğretmenin ne sorduğunu soruyor. O da “Öğretmenin söylediğini tekrar et” diyor. Öğretmen tekrar adın ne diye sorunca, Nasreddin de “Adın ne?” diyor. Öğretmen bu sefer “Senin adın ne” diye soruyor. Nasreddin de “Senin adın ne?” diyor. Öğretmen “Benim adım Tülay” diyor. Nasreddin de “Benim adım Tülay” diyor. Diyalog bu şekilde devam ediyor. Fennan gülerek “Nasreddin’i zorla susturmuşlar” diyor.  

1-055.gif

NAMAZ KILDIRDIKTAN SONRA “MÜSLÜMAN MISINIZ?” SORUSU

Fennan bitirince sözü Nasreddin alıyor. Bir gün Nasreddin ve Fennan İstanbul’dan Ankara’ya geliyorlar. Sabah namazına doğru Ankara otobüs terminali AŞTİ’de iniyorlar. Hemen mescide geçip sabah namazı kılacaklar. Nasreddin imamlık, Fennan da müezzinlik yapıyor. Arka sıralarda cemaat çoğalıyor. Namaz bitince cemaat Nasreddin ve Fennan’ın yanına geliyor. Birisi soruyor: “Selamünaleyküm, siz Müslüman mısınız?” diye soruyor. Nasreddin bunu anlatınca Türkiye’den gelen misafirler ile Etiyopyalı Türkiye mezunları kahkahaya boğuluyor. “Yahu o kadar namaz kıldırdım, adam hala bana ‘Sen Müslüman mısın?’ diye soruyor” diyor Nasreddin gülerek.

KENDİSİNE HAKARET EDEN ADAMIN DİŞİNİ TEDAVİ EDİYOR

Nasreddin sözü eline alınca anısı biter mi hiç? İstanbul Çapa’da okurken Fatih’de ikamet ediyor Nasreddin. Bir gün Çarşamba taraflarında dolaşırken, sakallı bir amca önde giden bir kadına “Dikkat et arkadan bir zenci geliyor. Çantanı kapmasın” diyor. Nasreddin bunu duyunca adama “Amca yaşından sakalından utan. Ne diyorsun sen?” diyor. Adam ise utanacağına bir güzel Nasreddin’e küfür ederek oradan uzaklaşıyor. Tabii Nasreddin bu duruma çok üzülüyor. Sonra bir gün sakallı amca dişleri için Çapa’ya geliyor ve Allah’ın hikmeti 5. sınıf diş hekimliği öğrencisi Nasreddin’in eline düşüyor. Adamla Nasreddin birbirlerine bakıyorlar. Nasreddin hiç tepki vermeden adamın dişlerini özenle tedavi ediyor. Tabii adam çok mahçup. Sonrasını Nasreddin gülerek anlatıyor: “Tedavi bittikten sonra koluma girdi ve bana ‘Ben sana o gün öyle davrandığım için Allah da bunu başıma getirdi’ dedi.” Nasreddin, bu olaydan sonra sakallı amcayla dost olduklarını ve Türkiye’deyken ailece görüştüklerini söylüyor: “Türkiye’den döndükten sonra bile hala görüşüyoruz”

HAYATININ EN BÜYÜK HATASI!

Başta da söyledik Nasreddin’in 4 çocuğu var diye. “Yengeyi nasıl ikna ettin 4 çocuk yapmaya” diye soruyoruz. Sormaz olaydık. Zira Nasreddin bu durumdan hiç memnun değil. 4 çocuğu olmasından değil, neden daha fazla çocuk sahibi olmamasından memnun değil. Gülerek anlatıyor: “Hayatımın en büyük hatası okurken hanımı da Türkiye’ye getirmekti. Türkiye’de kalınca aynı Türk kadınları gibi oldu. Dışarı çıkıyorum biraz sonra telefon çalıyor: ‘Nerdesin’ diye soruyor. O da yetmiyor bu sefer çocuklara aratıyor. ‘Baba nerdesin, ne zaman geleceksin’ diye soruyorlar.”  “Peki sen ne diyorsun?” diye soruyoruz.  “O arayınca ben de ‘Aha yine Türk aradı’ diyorum. Telefonu açınca da ‘Yine ne oldu Türk’ diye soruyorum.”

Nasreddin, Fennan, Süleyman ve diğer arkadaşlarıyla kucaklaşarak ayrılıyoruz. Hepsinin yüreğinde bir Türkiye sevgisi yatıyor. Zira onlara göre Türkiye başarırsa onlar da başaracak. Şunu bir kez daha müşahede ettik ki, Türkiye’nin insana yaptığı yatırımın hiçbir yerde karşılıksız kalmıyor.

M. NEDİM ASLAN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.