"Söylediklerimizin ispatlanması bizleri mutlu ediyor"

"Söylediklerimizin ispatlanması bizleri mutlu ediyor"
Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu, şikede kumpas operasyonu sonrası, "Söylediklerimizin ispatlanması bizleri mutlu ediyor" dedi.

Mosturoğlu, sabah saatlerinde İstanbul merkezli 28 şehirde başlatılan 'şikede kumpas' operasyonunu değerlendirdi.

Radyo Fenerbahçe’de 'Kontra' programına telefonla bağlanan Şekip Mosturoğlu, "Aslında bu konular açıklanması kolay konular değil. Aslında 3 Temmuz sabahından bugüne kadar olan süreçte kulübün yaşadığı mağduriyetler, taraftarın bu 3 Temmuz Kumpasına karşı direnci herkesin malumu. Hepimiz bizler içeride mağdur olarak, dışarıda Fenerbahçe taraftarları bizlere ve bu olaylara sahip çıkarak üzüntülü günler yaşadılar. Ben tahmin ediyorum ki ilerleyen kuşaklara, kendi nesillerine aktaracakları, hayatlarının en unutamadıkları dönemi olarak bu dönemi yad edecekler ve dolayısıyla yapılan haksızlığın, hukuksuzluğun, el koyma, ele geçirme operasyonunun yargısal anlamda kumpas neticesiyle sonuçlanmış olması bir nebze de olsa bizleri ve Fenerbahçe taraftarını sevindirecektir. Süreç çok uzadı. Yani 5 yıldır sürüyor. Bunun yaklaşık 3 senesi, bizim tamamen mağdur olduğumuz dönemdi. Daha sonra Türkiye’de yaşanan olaylar neticesinde, paralel yapı ve veya illegal yapı dediğimiz yapının ortaya çıkartılmasıyla süreç hızla gelişti. Önce beraat kararlarının çıkması, sonunda da Başkanımızın ve bu konuda mağdur olan diğer ilgililerin müracaatları üzerine yaklaşık 2 yıl evvel başlayan soruşturma neticesinde bugün operasyonlar yapıldığını görüyoruz" açıklamasını yaptı.

Sarı-lacivertli kulübün asbaşkanı, açıklamalarının devamında ise şu ifadelere yer verdi:

"SÖYLEDİKLERİMİZİN İSPATLANMASI BİZLERİ MUTLU EDİYOR"

Bu süreçte mağdur olmuş bir kişi olarak, inşallah herkes masumiyetini yargılama sonunda ispat eder, masumiyet karinesiyle de bu süreci geçirir ve atlatır. Bize yapıldığı gibi kişiliklerimize, ailelerimize, sosyal hayatımıza müdahale edilmez; linç edilmez, itibar tecavüzüne uğramazlar diye düşünüyorum. Şu açıdan çok mutluyum: Yıllardan beri söylediğimiz, yargılamanın ilk gününden beri söylediğimiz konuların bugün vücut bulması, gözle gözükür, elle tutulur olması, tabii ki bizi mutlu ediyor. Umarım bu süreç burada kalmaz. Sayıları duyuyorum ve bazı isimler de kamuoyuna yansıyor. Bu isimlerin dışında bilerek veya bilmeyerek bu kumpasa yardımcı olanlar, bu kumpası sevenler, bundan medet umanlar oldu; içeride ve dışarıda. İnşallah bunlar da ortaya çıkar. Baskında özellikle spor medyasında paralel yapıyla ilgili en ufak bir temizlik yapılmadı. Yakın çevreme şöyle söylüyorum: Et ve Balık Kurumu’nda bile paralel yapı temizliği yapıldı, spor medyasında maalesef yapılmadı. Bu kişiler hala görevlerinin başındalar ve gizli ajandalarıyla dimağlara, beyinlere hala ekim yapıyorlar ve bu olumsuzlukların sonuçlarını bekliyorlar. Ben buraya mutlaka bir el atılmasını düşünüyorum. Yine bu dönemin ortaya çıkarttığı sözde spor hukukçuları var. Bunların kanaat önderliğinde gelişen süreçler oldu, bizlere karşı linç girişimi yapıldı; kişiliklerimize karşı. İnşallah bunlar da yargı önünde hesap verirler. Tabii bu açıdan baktığımızda, söylediklerimizin ispatlanmış olması, ortaya çıkartılması bizleri mutlu ediyor.

"MÜCADELEMİZ TOPYEKÜN FENERBAHÇE CAMİASININ MÜCADELESİDİR"

Bizim bu mücadelemiz bitmeyecek. Şunu belirtmek istiyorum; bu mücadele şahısların mücadelesi olmaktan ziyade Fenerbahçe camiasının topyekûn mücadelesidir. 17 ve 25 Aralık’ta yaşanan operasyonlardan çok daha önce de dile getirdim. Fenerbahçe camiası bu davaya sahip çıktığı ve bu davanın arkasında durduğu sürece bu dava ile Fenerbahçe’nin bileği bükülmez, bunu da söylemiştim. Ardından ise taraftarımızın dik duruşu sayesinde Türkiye’de popüler olan-Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk- pek çok davadaki mağduriyetler de ortadan kalktı. Bizim taraftarımız sadece Fenerbahçe’ye değil, toplumun aydınlığa kavuşması konusunda çok büyük mücadeleler vermesinin yanında büyük bedeller de ödedi. Bu ödenen bedellerin birçoğunu maddiyat oluştururken, büyük bir kısmı da manevi anlamda oldu. Bu manevi bedeller içerisinde Süper Finalde stadımızda yaşadığımız hadise de yer almaktadır. Galatasaray ile oynadığımız maçtaki provokasyon ve o provokasyon sonunda stadyumda inanılmaz eziyet ve işkence gören taraftarımızı unutmadık, unutulmayacak da… Bunlar hepimizin gözünün önünde oldu. Benim Fenerbahçelilerden bir ricam var, o da; bir dönemin başarısızlığı saptanırken, 3 Temmuz sürecinin etkileri göz ardı edilmesin. Bakıyorum ki, her şeyi unuttuk! Geçmiş yıllarda kaçan şampiyonlukların sayılarına baktığımızda bu kulübün ayağa kalışını görebiliyoruz. Bu da; taraftarının gücüyle ve desteğiyle olmuştur. Tabii bu süreçte bile her şeye rağmen şampiyonluğa oynamış bir Fenerbahçe’den bahsediyoruz. Yaklaşık olarak 2 sene önce Avrupa kulüpler Forumu’nda Juventus’un yöneticileriyle aynı masada oturuyordum ve onlar da benzer süreçlerden geçmişlerdi. Yaptığımız konuşmalarda, sürecin uzun sürdüğünü ancak o süreçten güçlenerek çıktıklarını söylüyorlardı. Biz de, bu süreçten çıkmak üzereyiz. BU süreç bitmedi. Juventus’un durumu ortada, son 6 yılda sanırım 5 şampiyonluğu var. Bu süreçler birbirine çok yakın. Biz eğer ki, omuz omuza yürümeye devam edersek, inanın ki manevi kayıplarımızın çoğunu geri alacağız.

"3 TEMMUZ KUMPASININ SADECE YARGI VE POLİS AYAĞI YOK"

Şimdi söyleyeceğimi daha öncede de sosyal medyada dile getirmiştim; söz konusu yeniden yargılama süreci devam ederken, ulusal basınımızın çok önemli bir gazetesinin bugün de köşe yazarı olan bir gazetecisi, duruşma salonunda bu 3 Temmuz Kumpası’nda duruşma salonunda yer alan kişilere cep telefonundan mesaj atıyordu ve bizim taraftarlarımız da bunu gördüler. Bu konu gündeme geldiğindeyse olayı inkâr etmeyip, bunu bir gazetecilik faaliyeti olarak yaptığını belirtti. Biz, bunu gerek Resmi İnternet Sitemizden gerekse de kanallardan ilgili gazetenin spor müdürüne kadar ilettik ancak o kişi bugün halen o gazetece yazarlık yapmakta. O kişi, o gazetede yazdığı müddetçe bu mücadelenin başarıya ulaşacağı konusunda biz nasıl emin olabiliriz ki?.. Bugün maalesef yapılıyormuş gibi gözüken bir mücadele var ve çok az kişi bu mücadelenin içerisinde kahramanca savaşıyor. Eğer ki, samimi olmak gerekiyorsa; 3 Temmuz Kumpası’nın sadece yargı ve polis bacağı yok. Bunun federasyonu, medyası ve sosyal medyası var ve buradaki paydaşları da temizlenirse eğer Türkiye önemli bir mesafe kaydedecektir.

Yaşanılanlar karşısında maddi alacakları tahsis etmek kolay, nitekim sürecin sonunda alırız. Ancak manevi kayıplarımızı kim tanzim edecek. Bunu kendi şahsım adına da söylemiyorum, inanın manevi kaybım, düşünüp de talep edeceğim son şeydir.

"SÜPER KUPA FİNALİNDE TARAFTARIMIZA YAPILAN EZİYET VE ŞİDDET UNUTULMADI"

Ben, şunu hiç unutamıyorum; stadımızdaki Süper Kupa finalinde taraftarımıza yaşatılan eziyet ve işkence!.. Taraftarlarımızın yerlerde sürüklenmesi, bizlere gösterilen fiziki şiddet… bunları unutamıyorum. Gece yarısına kadar hepimiz oradaydık. O gün orada düşman hukuku vardı. Bunları da dile getirirken duygulanıyorum ve içim burkuluyor. Binlerce insanın o akşam orada yaşananları tam anlamıyla bildiğini de düşünmüyorum. O gece stadyumda olan taraftarların yaşadıklarını kimse bilemez. Neticede o gece şampiyonluk kaçtı ama kaçan şampiyonluğa rağmen taraftarımız takıma sahip çıktı. En ufak bir tepki bile yoktu. Ama o kalabalığa polis saldırdı. Umut ediyorum ki bir gün bunların da hesabı sorulacaktır"

Ben bu süreçte yanımızda olan herkese teşekkür ederim. İyi ki varlar ve onlar oldukça Fenerbahçe daim olacaktır. Türkiye’nin en güçlü kulübü Fenerbahçe olacaktır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.