Haşmet Babaoğlu’nun paralel isyanı

Haşmet Babaoğlu’nun paralel isyanı
Devletin kılcal damarlarına yerleşerek ülkeyi uçurumun eşiğine getiren Paralel Yapı’nın sulandırılmasına Sabah Yazarı Haşmet Babaoğlu “Yeter artık!” diyerek isyan etti.

Devletin kılcal damarlarına yerleşerek ülkeyi uçurumun eşiğine getiren, Ergenekon'da TSK'ya kumpas kuran FETÖ/Paralel Yapı’nın sulandırılmasına Sabah Yazarı Haşmet Babaoğlu “Yeter artık!” diyerek isyan etti.

Sabah gazetesinin sözünü esirgemeyen yazarlarından Haşmet Babaoğlu Paralel Yapı’ya dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Makalesinde, “bu iş giderek ciddi bir yanlışa dönüşüyor.” uyarısında bulunan Babaoğlu, "Paralel örgüt diye birkaç paçoz, uçuk figür, üç beş twitter fenomeniyle uğraşmaya itildik. Zaten çiçek böcek yazılarıma dönüşüm yakındır. ” ifadelerine yer verdi.

Babaoğlu’nun “Paralel” başlığı altında kaleme aldığı makalesi şöyle:

Yeter artık!
Aynı şeyleri yaşamak istemiyorum.
Kaç kuşağın gençliğinde gaza gelip heba olduğunu, çok sonra "hedefler heyecan vericiydi ama meğer oyunu dışarısı kurmuş" dediğine şahit oldum. Bire bir yaşadığım da oldu.
Bu oyunlar biter sanıyorsanız, aldanıyorsunuz.
Hiç bitmediler.
Her seferinde başka bir biçime büründüler; yeni ve çekici bir vitrinle sokaktan geçenleri içeri çağırdılar.
Sol, sağ, liberalizm, İslamcılık, vd.
Hepsi vitrine çıkartıldı. Onlar için problem değildi ki!
Yeter ki, dükkândan içeri girdiğinde karşılaştığın patron "ecnebi" olsun!
Geçen gün de hatırlattım; "yine mi komplo teorisi?" diyen, hiç başını ağrıtmasın, okumayı burada kessin.
Aslında pek anlamayıp sürekli övgüsünü yaptıkları sosyolojik dinamikler konusuna geri döndüğümde onlara başlıktan haber veririm.

***

Şimdi gelelim sadede...
Paralel, sadece sabah akşam sözünü ettiğimiz "paralel"den ibaret değildir!
Korkarım ki, sarsıcı 17/25 Aralık darbe girişimlerine rağmen ana akım medya marifetiyle "Paralel örgüt" diye birkaç paçoz, uçuk figür, üç beş twitter fenomeniyle uğraşmaya itildik ve bu iş giderek ciddi bir yanlışa dönüşüyor.
İşin "ağababası" görüntüsünü veren medyacı, hukukçu ve sermayedarlara bakarken bile yeterince dikkatli olduğumuzdan emin değilim.
Kurcalamaktan kaçınıyor muyuz ne!
Mesela birçokları gibi ABD'ye kaçmakla, İngiltere'ye veya Almanya'ya kapağı atmak arasında bir fark olabilir mi?
Mesela neden Pensilvanya'ya sert çıkan iktidar partisinden bazı siyasiler bir paralel işadamına müdahale edilince birden telaşa düşüp muhalefet yapmaya başladılar?

***

Bir "Paralel örgüt" var, kuşkusuz. Devlet onunla savaşıyor.
Ama bu örgütü maşa olarak kullanan, gerektiğinde dönüştürebilecek ve böylece iktidarda tutabilecek "küresel bir paralel yapı/güç"ün varlığını görmekte gecikiyoruz sanki!
Hani Ecevit'e zamanında "Öcalan'ı bize neden verdiler anlamadım" dedirten; 28 Şubatçılara Gülen'i ABD'ye taşıttıran...
Bugün Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'nı sürekli hedefte tutan...
Bir taraftan "Erdoğan gitse, her şey süt liman olur" duygusu yaratırken, bir taraftan da alttan alta ülkenin gelişip serpilmesini engelleyecek hamleler yapan...
Bir yapı.
Kandırmayın kendinizi: CHP'liler falan umurunda değil, bu yapının aklı fikri iktidar partisinde ve Türkiye'nin ekonomisinde.
Bunu kayıt düşmüş olayım.
Sonra zaten çiçek böcek yazılarıma dönüşüm yakındır.
Çünkü "seçilmiş körlük" noktasındaki geniş ittifaktan sıkıldım.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum