İki ev sattıran dolandırıcı serbest bırakıldı

İki ev sattıran dolandırıcı serbest bırakıldı
İstanbul'da savcılıktan aradığını söyleyerek 62 yaşındaki Gülüzar Altunay'a iki ev sattırıp parasını alan dolandırıcı ‘adli kontrol şartı'yla salıverildi.

Bütün uyarılara, haberlere rağmen insanlar telefon dolandırıcılarının kurbanı olmaktan kurtulamıyor. Milyonlarca lira vurgun yapan birçok dolandırıcı gözaltı ve ifadeleri alındıktan sonra mahkeme aşamasında serbest kalıyor. Telefon dolandırıcılarının kurbanlarından olan Gülüzar Altunay'ın (62) inanıp biri yazlık iki evini satıp parasını verdiği dolandırıcı da bunun son örneği.


‘MİT'TENİZ' DİYE ARANMIŞTI

İstanbul'daki olay, 22 Aralık 2015'te meydana geldi. Yalnız yaşayan Gülüzar Altunay'ı, 9155 numaralı hattan arayan dolandırıcı, "MİT'ten arıyoruz. Terör örgütüne mali destek sağlayanlara operasyon yapacağız, sizin de adınız geçiyor" dedi. Bu yalana inanan Altunay, önce Balıkesir Altınoluk'taki yazlığını, sonra da Güngören'deki evini sattı ve 180 bin TL'yi dolandırıcılara verdi. Bununla yetinmeyen dolandırıcılar Altunay'dan evdeki ziynet eşyaları ile parayı da istedi. Dolandırıcılara 110 bin TL daha veren Altunay dolandırıldığını anlayınca polise başvurdu.

ARANIRKEN YİNE DOLANDIRDI

Soruşturma başlatan polis, kimliği tespit edilen şüpheliyi ararken şüphelinin 14 Mart 2016'da Küçükçekmece'de yaşayan Zeycan Taşdemir'i (63) de aynı yöntemle dolandırdığını ortaya çıkardı. Dolandırıcı Abdullah B., Şişli'de kız arkadaşıyla buluşmaya giderken yakalandı. Emniyetteki ifadesinin ardından şüpheli Abdullah B. adliyeye gönderildi.
Önce Zeycan Taşdemir dosyası ile ilgili Bakırköy Adliyesi'ne çıkan Abdullah B., savcılık tarafından tutuklanma talebiyle mahkemeye gönderildi. Mahkeme ‘adli kontrol şartıyla' Abdullah B.'yi serbest bıraktı. Ardından Gülüzar Altunay dosyası ile ilgili Küçükçekmece Adliyesi'ne götürüen Abdullah B., savcılık tarafından tutuklanma isteğiyle mahkemeye sevk edildi. Abdullah B. yine ‘adli kontrol kararıyla' serbest kaldı.

MAĞDUR ORTADA KALDI

Şüpheli serbest kalırken, 2 evini satıp parasını dolandırıcıya kaptıran Gülüzar Altunay ise ortada kaldı. Abdullah B. ile ilgili sürdürülen soruşturmada ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı. Abdullah B.'nin geçtiğimiz hafta benzer şekilde bir kadını dolandırarak 142 bin TL parasını alan Ömer B.'nin ağabeyi olduğu öğrenildi. Polisin yakaladığı Ömer B. de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

‘DELİLLİ ŞÜPHELİLER SERBEST KALIYOR'

Bir emniyet yetkilisi, dolandırıcılara yönelik çalışmaların aralıksız sürdüğünü belirterek şunları söyledi: "Bizim için 10 lirası da 1 milyon lirası da alınan mağdurun durumu aynı. Tüm mağdurlar için gereken çalışmayı yapıyoruz. Son günlerde suçüstü veya teşhisli bazı telefon dolandırıcıları adli kontrol ile serbest kalıyor. Burada olan mağdura oluyor. Yakalanan şüpheli, ‘Beni parayı almaya gönderen kişinin bana borcu vardı' gibi bahaneler ileri sürüyor. Dolandırıcılar bir kişi olmaz. Organize çalışır. Olayda kullandıkları cep telefonlarını sadece olay için kullanırlar ve iş bittikten sonra atarlar. Son yakalanan şüphelilerle ilgili deliller, teşhis ve görüntü var. Ama adli kontrol verilerek serbest kaldı. Üzüldüğümüz kişi mağdur kişidir" diye konuştu.

KARATAY'I DOLANDIRANLAR DA DIŞARIDA

Ünlü beslenme uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, kendisini savcı ve polis olarak tanıtan telefon dolandırıcılarına 50 bin dolar ve 10 bin lira kaptırmıştı. Karatay yaşadığı durumu, "Nasıl dolandırıldım anlayamadım. İnsanı telefonda adeta hipnotize ediyorlar. Ne derlerse yapıyorsunuz. Devletle birlikte gizli bir operasyonun içinde olmak da beni heyecanlandırdı" demişti. Aralarında Karatay'ın da olduğu 36 kişiyi, telefonda kendilerini ‘savcı, polis' olarak tanıtarak dolandırdıkları iddiasıyla Adana başta olmak üzere 15 ilde yakalanan 52 kişiden 7'si tutuklandı. Şüpheliler hakkında suç örgütü kurma, yönetme, ‘birden fazla kişiyle yağma' ve ‘dolandırıcılık' suçlarından 260'ar yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hâkim karşısına çıkan sanıklarla ilgili duruşma savcısı suçlamaların dolandırıcılık olduğunu ve dosyanın Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesini istedi ve 7 sanığın da tahliyesine karar verdi.

KANUN ‘5 YIL HAPİS' DİYOR

Telefon dolandırıcılarına, dolandırıcılık suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun 157'nci maddesince işlem yapılıyor. TCK 157 şöyle diyor: "Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası verilir."

‘CEZA SINIRI AZ OLUNCA TUTUKLAMA OLMUYOR'

Avukat Hüseyin ERSÖZ: "Dolandırıcılık suçu yönünden tutuklama tedbirine başvurulmaması suç için öngörülen kanuni ceza sınırının az olmasından kaynaklanıyor. Telefonla işlenen dolandırıcılık suçlarıyla etkili mücadele edilebilmesi sadece kanunda düzenlenen suçun cezasının artırılmasıyla ya da tutuklamayı gerektiren liste suçlar arasına alınmasıyla mümkün olamaz. Dolandırıcılık suçunun örgütlü olarak işlendiği durumlarda etkili soruşturma teknikleriyle sonuca ulaşılabilmesi daha mümkün görünmekte. Ayrıca dolandırıcılık faaliyetine ilişkin telefon dinlemesi yapılabilmesi için yasal düzenleme bulunmadığından bu durum suçun soruşturulmasında önemli bir engel oluşturmakta."

‘KAMU VİCDANI SARSILIYOR'

Avukat Emin CANACANKATAN: "Dolandırıcılıkta istenen ceza 1 yıldan 5 yıla kadar ama nitelikli halde istenen ceza 2 yıldan 7 yıla kadardır. CMK 100'de belirlenen tutuklama gerekçeleri arasında bu madde bulunmuyor. Bu, maddeler arasında yer almadı diye bir şüphelinin adli kontrolle serbest bırakılması kamu vicdanı yönünden güveni sarsan bir durumdur ve uygun değildir. Ayrıca adli kontrol uygulanması caydırıcı da değildir. Bu suçlarda yargılamanın çok hızlı yapılması ve verilecek cezanın da caydırıcı olması gerekir. Bu suçu basit dolandırıcılık olarak göremeyiz."

HABERTÜRK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum