MHP'de ibre muhaliflerin lehine döndü

MHP'de ibre muhaliflerin lehine döndü
Başkent'ten çok çarpıcı MHP kulisleri: MHP'li vekiller kimden yana, Bahçeli mi muhalifler mi? İbre kimden yana? Bahçeli için "Kazanması zor ama imkansız değil" diyen MHP yöneticisi kim?

Başkent'te siyasi kulislerin nabzını tutan gazetecilerden Kanal 7 Temsilcisi Mehmet Acet, MHP'de ibrenin muhaliflerin lehine döndüğünü, MHP'li milletvekillerinin artık Bahçeli lehine demeç vermek yerine sessizliğe büründüğünü, bir MHP'li yöneticinin Bahçeli için "Kazanması zor ama imkansız değil" dediğini aktardı.

Mehmet Acet, Yeni Şafak'taki yazısında, sahadan gelen dalganın muhalifler lehine estiğini hatırlattıktan sonra, vekillerle ilgili şu izlenimini paylaştı:

"MHP'nin Meclis'teki milletvekilleri yakın zamana kadar Bahçeli lehine demeç vermekten pek uzak durmuyorlardı. Ama şimdi hava biraz değişmiş görünüyor. Vekillerin çoğu, Bahçeli'ye olan desteklerini sürdürse de, siyasetin böyle zamanlarda görmeye alışık olduğu pozisyona, “Hele bir bekleyip sonucu görelim” pozisyonuna yönelmiş durumdalar."

Mehmet Acet'in yazısı şöyle:

"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yakın kurmaylarından birine sordum:

“Devlet Bey'in hesabı kitabı nedir?” diye.

“Hiçbir ince hesabı yok. Taktiksel bir tutumu da yok. Ne dediyse o söyledikleri üzerinden bir okuma yapabilirsiniz” diye cevap verdi.

Gerçekten de lüzumsuz yere kafa patlatmaya gerek yok.

Öngörüde bulunmak için Bahçeli'nin “Şunun özellikle bilinmesini isterim ki, kim ya da kimler Genel Başkanlığa aday olacaksa şahsımla yarışacaktır” açıklamasını olduğu gibi yorumlamak yeterli olacaktır.

7 Haziran seçimleri sonrası Ankara kulislerinde, zor bir matematik formülünü çözmeye çalışanların yaptığı gibi, Bahçeli'nin zihninden geçtiği düşünülen formüller üzerinden herkes farklı farklı çıkarsamalar yapardı.

Kurduğu karmaşık cümleler üzerine “Aslında şöyle demek istiyor, yok kafasının arkasında başka bir şey var ama şimdi ucunu gösterdi” gibi yorumlar gırla giderdi.

Hatta Ak Parti'nin bir ileri geleninin o zaman, “Göreceksiniz, Bahçeli bizi ters köşeye yatıracak” dediğini bile hatırlıyorum.

Günün sonunda aslında MHP liderinin zihin kodlarını çözmenin en iyi yolunun yaptığı açıklamalara dümdüz bakmaktan geçtiğini öğrenmiş olduk.

Geç de olsa…

Zaten düz bakılsaydı, daha 7 Haziran akşamı yaptığı açıklamadan “Ben koalisyona girmek istemiyorum” dediği anlaşılacak, aylarca“Benim dediğim çıkacak göreceksiniz” türü iddialaşmalara gerek kalmayacaktı.

Ne anlatıyorduk?

MHP'deki kurultay sürecini.

Gelinen nokta itibariyle MHP kurultayı ile ilgili belirsiz bir konu kalmadı aslında.

Tüzük değişimi meselesi tali bir konu.

Muhalifler Çağrı Heyeti'nin açıkladığı gibi 19 Haziran'da bunu yapacak, Genel Merkez 10 Temmuz sabahı.

Asıl konumuz, her iki tarafında uyacağını açıkladığı 10 Temmuz akşamı yapılacak olan Genel Başkanlık seçimi.

“ZOR AMA İMKANSIZ DEĞİL”

Bahçeli'nin etrafından edindiğimiz izlenim şu: Genel Merkez bu seçimi çantada keklik olarak görmüyor.

Hatta, kaybetmeye yakın olduklarını, konuştuğunuzda kendi ifadelerinden anlayabiliyorsunuz.

“Bu seçimi alabilecek misiniz?” diye sorulduğunda “Zor ama imkansız değil” gibi bir cümle duysanız, siz başka türlü bir yorum yapar mıydınız?

Sahadan gelen dalganın muhalifler lehine estiği de bir gerçek.

Ama dahası var.

MHP'nin Meclis'teki milletvekilleri yakın zamana kadar Bahçeli lehine demeç vermekten pek uzak durmuyorlardı.

Ama şimdi hava biraz değişmiş görünüyor.

Vekillerin çoğu, Bahçeli'ye olan desteklerini sürdürse de, siyasetin böyle zamanlarda görmeye alışık olduğu pozisyona, “Hele bir bekleyip sonucu görelim” pozisyonuna yönelmiş durumdalar.

MUHALİFLER İHRAÇ EDİLECEK Mİ?

Yargıtay kararı öncesi muhalif adayların bazıları, özellikle de aralarında en güçlü isim olan Meral Akşener'le ilgili bir ihraç sürecinin başlatılacağına dair Genel Merkez'den güçlü sinyaller geliyordu.

Bahçeli, “Biraz bekleyin mükemmel bir dosya çıkacak ortaya”demişti.

Ancak Yargıtay kararı sonrası bu ihtimalin de gündemden düştüğü anlaşılıyor.

Etrafındakiler, Bahçeli'nin bu şartlarda ihraç seçeneğini devreye sokmayacağını söylüyor.

O halde, 10 Temmuz'da yapılacak olan Genel Başkanlık seçiminde“Delege ne diyecekse o olacak” demek yanlış olmaz.

O gün, Parti disiplini, geleneklere bağlılık gibi kriterler belirleyici olacaksa eğer, Bahçeli'nin şansının yüksek olduğu düşünülebilir.

Ancak sahadan gelinen rüzgar, Genel Merkez aleyhine gerçekten sert esiyor ve bu rüzgar, 'Genel Başkan'a sadakat' gibi temel bir ilkeyi de önüne katıp süpürerek 10 Temmuz akşamı MHP'yi bambaşka bir sonuca taşıyabilir.

Bu anlamda iki hafta önce psikolojik üstünlüğü elde tutan taraf Genel Merkez iken, Yargıtay'ın verdiği karar sonrası bu iklim değişmiş görünüyor.

Şu anda ibre, muhaliflerin lehine dönmüş durumda.

Ve eğer 10 Temmuz'da onlar galip gelirse, siyasette kartların yeniden açılacağı bir dönem başlayabilir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.