Venezuela'da hayat durma noktasına geldi!

Venezuela'da hayat durma noktasına geldi!
Venezuela'da hayat adeta elektrik kesintilerinin 18 saati bulması ve neredeyse hiç su verilememesinin yanı sıra enflasyonun yüzde 720'leri bulmasıyla durma noktasına geldi.

Venezuela'da gün geçtikçe yaşanan sıkıntılar halkı isyan eder hale getirdi.  Artan fiyatlar halkı iyice zorlarken, mali sorunlar artık siyasi bir krize de dönüşmüş durumda. Enflasyon yüzde 720'leri bulunca bir hamburgerin fiyatı Türk lirasıyla 500 liraya kadar yükseldi. Hastanelerde tedavi olmak imkansız hale geldi. Yeni doğan bebeklerin ölüm oranı hızla yükseliyor. 

ÜLKE EKONOMİSİ ÇÖKTÜ

Eski Devlet Başkanı Hugo Chavez'in 2013'te vefatının ardından ülkenin büyüme hızı yavaşladı. 2006 ve 2007 yıllarında sırasıyla yüzde 9,9 ve yüzde 8,8 büyüyen ülke ekonomisi, sonraki yıllarda bu seviyelere yaklaşamadı.

ÜLKENİN REZERVLERİ DE GERİLEDİ

Venezuela Merkez Bankasının verilerine göre, ülkenin uluslararası rezervleri Temmuz 2015'ten bu yana yüzde 50 geriledi.

Peki zengin topraklara sahip olan bir petrol ülkesi nasıl oldu da bu hale geldi? Yeni Şafak yazarı Hatice Karahan yazısında Venezuela'da yaşanan krizin geçmişine değindi.

"Kendimizi petrol sonrası bir döneme geçirmek zorundayız” 

Demişti, Venezuela'nın efsane lideri Hugo Chávez. Kast ettiği ise, daha ziyade alternatif enerji kaynaklarını devreye sokmaktı. Oysa sözde de icraatta da ülkenin ihtiyacı, bunun çok daha ötesinde, ekonomiyi çeşitlendirip güçlü bir yapıya sokabilmek olmalıydı.

2013 yılında göçüp giden liderin ardından bugün Venezuela, enerjiden gıdaya pek çok temel ihtiyaçta kıtlığa düçar durumda. 

EKONOMİNİN SAĞLAMA ALINMAMASI ÜLKEYİ ÇÖKME NOKTASINA GETİRDİ

2015 yılında %5,7 oranında daralan ekonominin, düşüşünü bu yıl da hızla devam ettirdiğine, rakamlar da acılar da şahit. Kuraklık ve petrol fiyatları son dönemde yaşanan gelişmelerin yüzeydeki doğal açıklaması tabii ancak bu vesileyle, Chávez'in de, halefi Maduro yönetiminin de, müstakbel talihsiz zamanlara karşı ekonomiyi sağlama almadıkları gün yüzüne çıkıyor.

BİR ZAMANLAR FAZLA CÖMERT DAVRANILDI

Nitekim ihracat gelirlerinin %90 üzerinde bir bölümünü petrole bağlamış olan Venezuela'nın acayip bir kaynak bağımlılığı var. Bir zamanlar petrolün keyifli günlerinde üzerinde güneş açan ülke, kendini iyi hissedip kamu harcamalarında fazla cömert davranırken halkı mutlu etmiş ancak yine aynı halkın geleceğini teminat altına alamamıştı. Kamulaşmaya gitmesiyle ün salmış sosyalist yönetim, üretimde çeşitliliği güçlendiren bir hikâye yazamazken, ülkede yolsuzluk da bir yandan alıp başını gitmişti. Üstüne üstlük fiyat kontrolleri üretimi vururken, sermaye kontrollerinin de yaşanan sürece dâhil olduğunu belirtmek gerek.

Gelinen noktada para birimi Bolivar eriyip bitmişken, ülkede döviz bulmak da mucize. Ve kara borsada çıldırmış olan sadece dövizin değil, kıt ihtiyaç maddelerinin de fiyatı… Yaşanan enflasyonun resmi düzeyi 2015 sonu itibariyle %181 ile 3 hanelerde ve tahminlere göre seneye 4 basamağı dahi zorlayacak. Devlet bir yandan koca koca açıkları kapamak için para basma telaşındayken, neden olmasın? İşsizlik oranı da giderek tırmanırken, tüm bunların sonucunda Venezuela, sefalet endekslerinde dünyanın zirvesinde sürünmeye devam ediyor.

"21. YÜZYIL SOSYALİZMİ RÜYASI"

Chávez'in “21. Yüzyıl Sosyalizmi” rüyası işte bu hal bir kâbusa dönüşmüşken, Başkan Maduro ise yaşananları komplo olarak nitelendiriyor. Halkta ise, kendisinin görevden ayrılması için referanduma gidilmesi yönünde bir hareketlenme var ancak karşılığında bir aksiyon görülemiyor. Dolayısıyla tam bir kargaşa içinde olan ülkede yer yer ayaklanmalar var. Özel durum ilan eden Maduro ise, polis gücünü ortalığa salarak isyanları kontrol etmeye çalışıyor.

Öte yandan, sorunun kökeni olan ekonominin nasıl kurtarılacağına dair ise, bir umut görmek hayli zor… Maduro'nun tahminen hayalinden geçen petrol fiyatlarının toparlanması da, Çin'den yardım gelmesi de, derin problemleri çözmeye yetecek cinsten değil. Haliyle de, “bu gidişle ne olacak?” sorusu, akılları kurcalayıp duruyor. Halk sonunda patlar mı derseniz, herkes 1989'un Caracazo dehşetini hatırlayıp korkuyor.

Sözün özü, bugün dünyanın en zengin petrol rezervini barındıran kara parçasının üzerinde, yoksul, aç ve hasta insanlar oturuyor. Derken, geçen Eylül “Kaynak Laneti mi?” başlıklı yazıma başlarken sarf ettiğim cümle aklıma geliyor:

Zengin toprağın yoksul insanı olmak…

Son zamanlarda Karayip'te, bir de hakiki ve trajik bir hayatta kalma mücadelesi yaşanıyor. Venezuela halkı can çekişiyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.