‘2023 hedeflerine ulaşmak imkansız’

‘2023 hedeflerine ulaşmak imkansız’
Karar gazetesinin ekonomi kökenli yazarı İbrahim Kahveci’den 2023’e dair şok rakamlar.

İbrahim Kahveci Karar gazetesindeki ekonomi analizinde 2023 hedeflerinin hiçbirisinin tutmayacağını ileri sürdü. Türkiye’nin G-20 sıralamasında 2 basamak birden geriye gittiğine, dolar cinsinden GSMH’nin gerilediğine, ihracatın 8 yıldır yerinde saydığına dikkat çeken Kahveci, “Bu yol yol değil, acilen dönülmeli” diye yazdı. Vergideki adaletsiz dağıtıma da vurgu yapan İbrahim Kahveci, üreticiden çok, rantiyeciden az vergi alındığını iddia etti.

Kahveci’nin eğer bunlar gerçekse “vay halimize” dedirten yazısı şöyle:    

2023 hedeflerinin tutmayacağını bizler yıllar önce söylemiştik demenin hiç bir hükmü yok. Ama önceki gün Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci nihayet gerçeği söyledi.  Zeybekci’nin de değindiği gibi zaten ihracatımız 8 yıldır nerede ise yerinde sayıyorken 2023 hedefi nasıl tutar ki?

2008 yılında 132.027 milyon dolar olan ihracatımız 2015 yılında 143.844 milyon dolar seviyesinde. Oysa biz 2023 yılında ihracatımızın 500 milyar dolar olacağını hedeflemiştik.

Sorunumuz ihracat değil sadece. Diğer hedeflerinde tutması nerede ise imkansız. Mesela kişi başı 25 bin dolar milli gelir, Dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi, 2 trilyon dolar milli gelir.

Gelin şimdi bu rakamlara bakalım:

Kişi başı milli gelir

Pardon GSYH’da çok detaya bakamıyoruz. Çünkü TÜİK amca bağlantıları kapattı. Galiba GSYH’nın detaylı incelenmesi istenmiyor.

Sahi, neden TÜİK sürekli seri değiştirmenin yanına bir de link kapatmayı ekliyor?Mesela GSYH sonuçlarının tablolar bölümünden “İstatistiksel Tablolar ve Dinamik Sorgulama” ekranı kapalı. Kişi başına geliri TL bazında ve dolar bazında göremiyoruz. Veya GSYH hakkında diğer detayları da....

Veri alma hakkının, veri inceleme hakkının muhafaza edilmesini isterdim. Neyse...Alıştık TÜİK’in alemlerine.

Evet, kişi başına gelirimiz 11 bin dolara yaklaşmışken artık son iki yılda yaşanan düşüşle yeniden 9 bin dolar civarına geriledik. Gerçi dediğim gibi kişi başına gelirin dolar bazında artışı da hormonluydu ya... Geri dönüş aslında, aslına dönüş oldu.

2 trilyon dolar GSYH hedefinde ise 800 milyar doları geçtik ama yeniden kur artışı ile 720 milyar dolara geri döndük.

Dünyanın en büyük 10. ekonomisini hedeflerken iki sıra birden kaybederek 19. ekonomiye çoktan düştük bile.

Anlayacağınız hedeflerimiz ileri ama gittiğimiz yol geri...

 

Bu yol yol değil. Hemen geri dönmemiz gerekiyor. Gerekiyor da nasıl?

***

Acaba üst irade-alt irade-orta irade veya her neyse... Yeni bir yol yazacak bir irade oluşabiliyor mu? Veya diyeceğim o ki, AK Parti IMF-Derviş beraberliğinde yazılan ekonomi programını bırakıp yeni bir ekonomi programı yazabilecek irade gösterebilecek mi?

İnanın bunu da sanmıyorum?

Neden mi? Bakın hani meşhur bir deyim vardır: “Yahudi kızdığı elemanı işten atmadan önce müdür yaparmış”. Bu işte aynen öyle oldu. Mevcut kadrolar yüksek vergi toplamaya ve yüksek para harcamaya çok ama çok alıştı.

Bütçe disiplini denilen şeyin bir gider disiplini olmadığını, özel sektörün boğazına sarılarak bütçede açık verilmediğini defalarca rakamlarla izah ettim.

Kimse ses çıkaramıyor; çıkaramaz da. Ama olan yatırımlara oluyor. Son büyüme rakamlarına da baktığımızda görüyoruz ki yatırımlar kalemi yine negatif....

Böyle mi olmalıydı? Bu ülke Orta Yaş Fırsat ülkesi; bizde yatırımların hem yerlisi hem yabancısı adeta patlama göstermeliydi. Kaç kez yazdım, yine tekrarlıyorum: Şurada orta yaş nüfus yığılmasının bitmesine kaldı 30 yıl. Yaşlı ve fakir ülke olarak kalacağız.

 

***

Kimse bana kötümsersin demesin. Biz fırsat ülkesiyiz. Orta gelir tuzağına gelememiştik ki... Orta gelir tuzağında değil, Orta Yaş Fırsatında ülkeyiz. Planları, programları ona göre yazmalıyız.

Zenginliğe ve savurganlığa alışan kamuyu derhal disiplin etmemiz gerekiyor. Yıllık yatırım bütçesi yüzde 10’larda değil, yüzde 20’lerin üzerine çıkması gerekiyor.Kamu, topladığı vergilerden daha fazlasını yatırımlara ayırmalı ve kamu hizmetlerinin toplam maliyeti aşağı çekmesi gerekiyor.

Bugün vergileri maalesef üretim ve tüketim süreçlerinden alıyoruz. Oysa yatırıma gitmeyen, ranta giden servetlerden çok az vergi alıyoruz. Bence en büyük görev Maliye Bakanında. Üretime zarar veren vergilerin ayıklanıp azaltılması-kaldırılması işine derhal başlanmalı.

Mesela şirketlerin lüks araç sefasının vergisel desteği kaldırılmalı ve kamunun da bu sisteme uyması hemen sağlanmalı. Aksi halde 2023 hedeflerinin tutmaması noktasında bir paralel suçlu yapı daha bulmamız gerekecek. Ya da tutmayan hedeflerin de bir sorumlusunun bulunması gerekmiyor mu?

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum