Saldırıyla ilgili çok çarpıcı ABD detayı

Saldırıyla ilgili çok çarpıcı ABD detayı
Atatürk Havalimanı’nda dün akşam gerçekleştirilen vahşi terör saldırısı ile ilgili Güvenlik uzmanları ve araştırmacıların ortak vurgusu büyük bir ihtimalle “DEAŞ operasyonu “ ile ilgili bir bağlantının olduğu yönünde kesişiyor.

Atatürk Havalimanı’nda dün akşam gerçekleştirilen vahşi terör saldırısı ile ilgili Güvenlik uzmanları ve araştırmacıların ortak vurgusu büyük bir ihtimalle “DEAŞ operasyonu “ ile ilgili bir bağlantının olduğu yönünde kesişiyor.

El  Cezire Araştırmalar Merkezi Kıdemli Araştırmacısı Dalay: "DAEŞ'in artık  Türkiye'ye karşı eylemleri 'ara sıra, bir tane, intikam' şeklinde değil, daha  sistematik ve düzenli bir şekilde gerçekleşmeye başladı. Bir anda tekrardan DAEŞ  meselesini 'global bir fenomen' olarak konuşmaya başladık."

Güvenlik uzmanı  Yarar: "Olay yerinde bir güvenlik zafiyeti olma ihtimali çok zayıf. Çünkü  polisler zaten erken fark ediyor. Ama istihbarat anlamında oraya gelinceye kadar  teröristlerin takibinde bir sıkıntı olduğu çok net ortada"

Özyeğin Üniversitesi  Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caşın: "İki emniyet bariyeri var burada, bunu  bildikleri için içeriye girememişlerdir. Bu sebeple dışarıdan ağır silahlar ve  bombalarla içeriye girmişler. Teknik donatımı yüksek bir eğitim aldıklarını ve  DAEŞ terör örgütü olduğunu düşünüyorum"

GÜVENLİK UZMANI AĞAR: - "ÇOK KUVVETLİ  İHTİMALLE EYLEMİN RADİKAL DİNCİ TERÖR ÖRGÜTÜ IŞİD TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİNİ  SÖYLEYEBİLİRİZ"

Yaşanan olaya ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan El Cezire  Araştırmalar Merkezi Kıdemli Araştırmacısı Galip Dalay, operasyonun büyük  ihtimalle "bir DAEŞ operasyonu" gibi gözüktüğünü söyledi.

DAEŞ'in son bir yıldaki operasyonlarına bakıldığı zaman,  devlet-güvenlik elemanlarından ziyade, genellikle uluslararası mekanları ve  turistleri hedef aldığını belirten Dalay, örgütün intikam eylemleri  gerçekleştirdiğini ifade etti.

Dalay, bu eylemlerin her geçen gün sistematik bir hal almaya  başladığını kaydederek, "DAEŞ'in Türkiye'ye karşı eylemleri artık 'ara sıra, bir  tane, intikam' şeklinde değil, daha sistematik ve düzenli bir şekilde  gerçekleşmeye başladı. DAEŞ, eylem yerlerini seçerken, uluslararası medyayı en  fazla çekebildiği yerlerden seçiyor. Havaalanı bu açıdan da önemli. Bir anda  tekrardan DAEŞ meselesini, 'global bir fenomen' olarak konuşmaya başladık." diye  konuştu.

Öte yandan Türkiye'nin, İsrail ile bir anlaşma imzaladığını ve Rusya  ile ilişkilerini geliştirmeye çalıştığına değinen Dalay, "Bu, DAEŞ'in Türkiye'ye  karşı yapacağı bir eylemi, söylemsel meşruiyet kazandırabilir nitelikte." dedi.

Galip Dalay, DAEŞ'in saldırıyla "Ben hala efektif bir gücüm, hala  ciddi operasyonlar yapabilecek bir gücüm" mesajını vermeye çalıştığı görüşünü de  dile getirdi.

"OLAY YERİNDE BİR GÜVENLİK ZAFİYETİ OLMA İHTİMALİ ÇOK ZAYIF"

Güvenlik uzmanı Mete Yarar, Türkiye'nin, İsrail ve Rusya ile  ilişkileri dolayısıyla DAEŞ'in böyle bir saldırı yaptığını düşünmediğini  belirtti.

Yaklaşık 15 günden beri ve ondan önceki dönemde engellenen bombalı ve  intihar bombası eylemlerine bakıldığında, o dönemde "İsrail ile uzlaşma" ya da  "Rusya ile yakınlaşma" gibi bir kavramın bulunmadığına dikkati çeken Yarar, şöyle  devam etti:

"Hatta bu eylemler çok daha önce yapılacaktı, eğer engellenmemiş  olsaydı. Açıkçası ben, bu eylemin yalnızca tek bir amaçlı bir eylem olduğunu  düşünmüyorum. Çok uzun zamandan beri Türkiye'ye açılmış bir cephe var, bu  cephenin içerisindeki bir süreç eylemleri bunlar. O yüzden tek bir olaya bakarak,  'IŞİD'in hedefi budur' demek, çok doğru değil. Bunlar süreç ve süreli eylemler."

Yarar, "saldırıda Atatürk Havalimanı'nda güvenlik zafiyetinin yaşanıp  yaşanmadığına" ilişkin ise "Olay yerinde bir güvenlik zafiyeti olma ihtimali çok  zayıf. Çünkü polisler zaten erken fark ediyor. Güvenlik zafiyeti sıkıntısı  olmayabilir, oradaki polisler erken fark etmiş olabilir, çünkü onların görevi  içeri girerken bu aramaları yapmak, onu başarmışlar. Ama istihbarat anlamında  oraya gelinceye kadar teröristlerin takibinde bir sıkıntı olduğu çok net ortada."  değerlendirmesinde bulundu.

 "SON DERECE VAHİM VE KRİTİK BİR SALDIRIDIR"

Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın,  planlamanın daha önceden stratejik şekilde yapıldığını, Türk ekonomisini,  ulaşımını, turizmini hedef alan planlı bir silahlı saldırı eylemi olduğunu  söyledi.

Eylemin ana mesajının turistlerin Türkiye'ye gitmemesini sağlamak  olduğunu belirten Caşın, "Özellikle de hem Türk hem dünya kamuoyunda korku ve  panik yaratarak, Türkiye'nin güvenli ülke olmadığı imajının yaratılması  amaçlanmıştır. Son derece vahim ve kritik bir saldırıdır." dedi.

Ramazan Bayramı dolayısıyla Türk vatandaşlarının da tatil için hareket  halinde olduğunu ve daha çok hava yolunu tercih ettiğini, eylemin Türk  vatandaşlarını da korkutmayı amaçladığını ifade eden Caşın, şu görüşleri dile  getirdi:

"Türkiye'nin İsrail ile istihbarat ve ekonomik alandaki iş birliği ve  ilişkilerin normalleşmesi için mutabakatın imzalanması, burada PKK terör örgütü  ve IŞİD'le ortak bir cephe açılacağı yolunda bir kanaatin oluşmasına sebebiyet  vermiştir. Aynı şekilde Rusya ile de normalleşme... Bunun üçüncü bacağı Mısır ve  Avrupa Birliği ile ilişkilerin düzeltilmesi ve Doğu Akdeniz'deki enerji  kaynaklarının bir şekilde Türkiye üzerinden giderilmesiydi."

Caşın, uluslararası terör örgütünü maşa olarak kullanan büyük  güçlerin, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi olarak son 6 ayda PKK terörüyle  mücadelesinin kırılmasını, Türkiye'de demokrasi ve insan haklarının olmadığı bir  ülke konumunda kara propaganda yürütülmesini amaçladığını kaydetti.

Saldırıya ilişkin Caşın, "İki emniyet bariyeri var burada, bunu  bildikleri için içeriye girememişlerdir. Bu sebeple dışarıdan ağır silahlar ve  bombalarla içeriye girmişlerdir. Teknik donatımı yüksek bir eğitim aldıklarını ve  DAEŞ terör örgütü olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

"KORKUYA VE KAOSA SEBEBİYET VERİLMEK İSTENİYOR"

Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar da eylemle çok daha ağır bir bilanço  hedeflendiğini belirterek, zaiyatın temel sebebinin uzun namlulu silahların  etkisi olduğunu söyledi.

Canlı bombaların üzerindeki patlayıcıların, amacına ulaşamadığını  ifade eden Ağar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar dışarıda patladı, içeriye girmiş olsalardı Türkiye açısından  tarihindeki en zor günlerden birini yaşardı. Eylemin oluş biçimi, yapılış tarzı,  geçmişteki yaptıkları eylemlerle benzerliği, IŞİD'in ramazandan önce yaptığı  açıklamalar ve iddialar, ABD'nin olay günü içerisinde kendi vatandaşlarına  'Türkiye'ye seyahat etmeyin' uyarısında bulunması böyle bir eylemle ilgili  istihbarat verisinin elinde olduğuna dair bir işaret üretiyor. Çok kuvvetli  ihtimalle eylemin radikal dinci terör örgütü IŞİD tarafından gerçekleştirildiğini  söyleyebiliriz."

Türkiye'nin İsraille anlaşma yapmasından memnun olmayan bir iradenin  bu işi yapmış olabileceğine dikkati çeken Ağar, DAEŞ'in tabanının bu durumdan  rahatsız olup eyleme imza attığı görüşünü kaydetti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.