6 muvazzaf askere yakalama kararı

6 muvazzaf askere yakalama kararı
Askeri casusluk soruşturmasında sahte delil ürettiği iddia edilen 6'sı muvazzaf asker 22 kişi için gözaltı kararı verildi

İzmir'deki "askeri casusluk" adıyla bilinen askeri gizli bilgi ve belge bulundurma soruşturması sırasında kumpas kurdukları iddiasıyla "FETÖ/PDY"ye yönelik sürdürülen soruşturma kapsamında bir ilk yaşandı. Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosundan sorumlu İzmir Cumhuriyet Başsavcıvekili Okan Bato'nun "İzmir'deki Askeri Casusluk soruşturmasında çeşitli usulsüzlükler yapılarak sahte delil üretildiği" iddialarıyla ilgili FETÖ/PDY'ye yönelik sürdürdüğü soruşturma kapsamında 6 muvazzaf asker hakkında gözaltı kararı verildi. Binbaşı Habip Özcan gözaltına alınırken Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu, Tuğamiral Ali Suat Aktürk ile Binbaşılar Korkmaz Mermer, Recep Zafer ve Özgür Gün ise sağlık raporu aldığından gözaltına alınamadı. Başsavcıvekili Bato ise sağlık durumlarını gerekçe göstererek rapor aldıkları için adliyeye götürülemeyen 2'si amiral, 5 muvazzaf asker hakkında nöbetçi mahkemeden ‘yakalanmalarına yönelik gözaltı kararı' talep etti.

İzmir Cumhuriyet Başsavcıvekili Bato'nun talimatıyla geçtiğimiz Perşembe günü İzmir merkezli Aydın, Denizli, Balıkesir, Gaziantep, Adana, Trabzon, Samsun, afyonkarahisar ve Mersin'de operasyon başlatılmıştı. Operasyon kapsamında hakkında gözaltı kararı verilen, aralarında gazeteci Tarık Toros ve FETÖ/PDY'nin üst düzey yöneticileri olduğu öne sürülen kişilerin de yer aldığı 30 kişiden 8'i gözaltına alınırken, 12'sinin daha önce gerçekleştirilen operasyonlar kapsamında da arandıkları ve yurt dışında oldukları belirtilmişti. Başsavcıvekili Bato, operasyon kapsamında Genelkurmay Başkanlığı'na yazı göndererek 6 muvazzaf subayın savcılığa getirilmesi talimatını da verdi.

Bu doğrultuda Binbaşı Habip Özcan Merkez Komutanlığı'na bağlı askeri inzibatlarca İstanbul'daki evinden alınarak İzmir'e gönderildi. Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu, Tuğamiral Ali Suat Aktürk ile Binbaşılar Korkmaz Mermer, Recep Zafer ve Özgür Gün ise sağlık raporu aldıklarından gözaltına alınamadılar. Gözaltına alınan 8 kişi ile Binbaşı Özcan dün İzmir Adliyesi'ne götürüldü. Savcı Bato, Binbaşı Özcan ile gözaltındaki diğer 8 kişiyi işlemlerinin ardından "tutuklanmaları" talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti. Bato, sağlık durumlarını gerekçe göstererek rapor aldıkları için adliyeye götürülemeyen 2'si amiral, 5 muvazzaf asker hakkında da nöbetçi mahkemeden ‘yakalanmalarına yönelik gözaltı kararı' talep etti.

Zanlıların, eskort kızlar tarafından yapıldığı öne sürülen fişleme ve belge sızdırma suçlarını kendilerinin işlediği, FETÖ/PDY üyesi olmakla suçlandıkları ve askeri personeli etnik kökenlerine göre fişledikleri iddia edildi.
Askeri Casusluk davası sanıklarının avukatlarından Hüseyin Ersöz, Milliyet'e operasyonu şöyle değerlendirdi:

‘Bir ilki yaşıyoruz'

"İzmir'deki FETÖ/PDY soruşturmasını yürüten Başsavcıvekili Okan Bato'nun geçtiğimiz gün Ankara'ya gittiğini, Genelkurmay yetkilileri ile görüştüğünü ve bazı subaylar hakkında bilgi aldığını duymuştuk. F tipine yönelik soruşturma kapsamında Genelkurmay tarafından 2 askeri savcının İzmir'e gönderildiği, Okan Bato'dan bilgiler istediklerini ancak Savcı Bato'nun ‘TSK'da cemaat çok güçlü, bilgi sızmaması gerekir' diyerek yardım talebini geri çevirdiğini öğrendik. F tipine yönelik başlatılan soruşturma kapsamında muvazzaf askerler için alınan gözaltı kararları söz konusu soruşturmanın gizlilik içinde yürütülmesi amacıyla alınmış olabilir. Haklarında gözaltı kararı verilen kişiler kimler bilmiyorum. Ancak geçmişte Balyoz, Poyrazköy, Casusluk gibi davalarda TSK'nın içideki bazı kişilerin kumpasa ortak oldukları yadsınamaz bir gerçek. Başlangıçtan beri, kumpas süreçlerinde askerlerin yer aldığını ve önemli görevlere getirilerek kendi meslektaşlarına komplo kurduklarını ifade etmiştik. İzmir merkezli soruşturmada haklarında gözaltı kararı alınan askerler eğer bu komplonun parçası ise diğer davalara ve yaşanan hukuksuzluklara ışık tutacak bir süreç başlayacaktır. Kumpas davaları görülürken, muvazzaf olup hakkında gözaltı kararı olan bir asker yoktu. Bu açıdan da bir ilki yaşıyoruz."

Veysel Kösele en rütbeli sanıktı

İzmir Askeri Casusluk davası, 10 Ağustos 2010'da üniversitede okuyan genç kızların üst düzey bürokratlara para karşılığında pazarlandığı ihbarıyla başladı. 1,5 yıllık takibin ardından, kadınları kullanarak askeri belgeleri ele geçirdiği iddia edilen suç örgütüne yönelik operasyonların ilki, 10 Mayıs 2012'de düzenlendi. İlk operasyonda, 9'u muvazzaf asker, 26 kişi gözaltına alındı. Daha sonra 50'si muvazzaf, 51 kişi hakkında gözaltı kararı çıktı. Altı dalga halinde yapılan operasyonlar sonucunda şüpheli sayısı 357'ye yükseldi. Sanıklar arasındaki en üst rütbeli asker ise gözaltına alındıktan sonra tutuklanan, itiraz üzerine 5 gün sonra serbest bırakılan dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı ve halen Donanma Komutanı olan Oramiral Veysel Kösele'ydi. 357 sanığın tamamı, 2 yıllık yargılamanın ardından 26 Şubat 2016'ta beraat etti.
Davanın soruşturmasında görevli 27 polis tutuklandı. Davanın soruşturma savcısı Zafer Kılınç ve Hakim Serdar Ergül de HSYK tarafından açığa alındı.

‘Rüzgar zaten tersine dönmüştü'

Askeri Casusluk Davası'hda 14 sanığın avukatlığını yürüten MURAT ERGÜL de şunları söyledi:
"Kumpas davalarında gerçekler ortaya çıktı ve kumpaszedeler aklandı. Ancak TSK'daki FETÖ yapılanmasına dokunulmadığı ifade ediliyordu. Bu kişiler için ‘suçludur' diyemeyiz. Müvekillerime yapılanları, ben de yaparsam, kumpasçılardan farkım kalmaz. Gözaltı kararı olan kişilerden bağımsız söylüyorum; beklenen olmuş, gerekenler yapılmaya başlamıştır. Rüzgar zaten tersine dönmüştü. Ancak etkileri görülmüyordu. Demek ki TSK içinde temizlik süreci başlatıldı. İlginç bir süreç başlıyor."

Milliyet

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.