Akkiraz Erbakan'ın FETÖ'ye neden yüz vermediğini açıkladı

Akkiraz Erbakan'ın FETÖ'ye neden yüz vermediğini açıkladı
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İsmail Hakkı Akkiraz, “Erbakan hoca dinler arası diyalog, medeniyetler ittifakı ve ılımlı İslam gibi çalışmalara şiddetle karşı çıktı. Bunların ifsad çalışması olduğunu söyledi“ifadelerini kullandı.

“Bir zamanlar ‘Patates dini Müslümanlığı’ diye bir ifade kullanmıştı. Bugün o sözler çok kıymetli oldu, içi boşaltılmış bir din anlayışını anlatıyordu. Bu din anlayışının içerisinde cihat yok, sosyal hayatla ilgilenmek yok, alanı tamamen Siyonist iradeye terk etmek var.”

15 Temmuz gecesi yaşanan hain darbe girişimine karşı tepkiler devam ediyor. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı İsmail Hakkı Akkiraz, Necmettin Erbakan ve partisinin FETÖ’ye karşı tutumlarını Vahdet’e anlattı. “Erbakan hocamız hiçbir zaman bu yapıya yüz vermedi” diyen Akkiraz, “Siyonizm, düşman saydığı İslam’ı ortadan kaldırmak veya yoğunluğu azaltmak için paralel yapılarla işbirliği yapıyor” dedi.  Akkiraz, şöyle devam etti:

ZULÜM DÜNYASI KURUYORLARDI

Erbakan hocamızın yıllarca bu millete anlatmaya çalıştığı bir mesele vardı. Hocamız, “Biz İslam ümmetinin evlatlarıyız. İslam’ın önümüze koyduğu hak ve adalet ölçülerine uygun olarak bütün insanlığın saadeti için çalışıyoruz. Bunun için de sadece İslam dünyasının değil bütün insanlığın mutluluğunu temin edecek yeni bir saadet dünyasının kurulmasının mücadelesini veriyoruz. Ama bizim karşımızda bunu istemeyen ve kendi itikadını uygun bir zulüm dünyasını kurmak için muhalif bir çalışma ortaya koyan kesimler var” demişti. Bakın işte bu kesimler bugün bir bir ortaya çıkıyor.

200  YILLIK PROJE

Bu zümreye bugün Siyonizm diyoruz. Bunların mukabil itikatları var. Bunlar ırki temelli inanışa sahip olduğu için, bir ırkın üstünlüğünü esas aldığı için sahip oldukları akideyi dünyaya hâkim kılmak istiyor. Sayıları yetmediği için de, FETÖ gibi örgütlerle işbirliği yaparak açığı kapatma yoluna gidiyorlar. Bu paralel yapılar vasıtasıyla ya İslam’ı ortadan kaldırma ya da yoğunluğunu azaltarak Müslümanların, ifsatçı güruh karşısında sahip olduğu direnişi kırmak istiyorlar. Bu açıdan bakıldığında Siyonizm, son 200 yıldır İslam dünyasına yönelik olarak dinler arası diyalog, ılımlı İslam, medeniyetler ittifakı gibi bir takım projeleri hayata geçirmiştir. 

FETÖ SİYONİZM’LE İŞ BİRLİĞİ YAPTI

Bu projeleri yönetmekte iş birliği içinde bulunduğu topluluklar yıkmak istediği manayı, korumak isteyen kişiler olması lazım. Bunun içinde Range Comparision diye bir rapor var, bu raporun önemli raportörlerinden biri de, bu son kalkışmanın perde arkasında bulunduğu iddia edilen Graham Fuller’dir. Bu raporda, “İslam’a karşı vereceğimiz mücadelede kendi dünyamızı kurmak için tehdit olarak gözüken bu kesime karşı vereceğimiz mücadelede kullanacağımız yapılar işbirlikçi yapılar olacaktır” diyor. Bu açıdan olaya baktığımızda cemaat diye ifade edilen yapının Siyonizm’le işbirliği halinde bulunduğunu görmek çok zor değil.

PATATES DİNİ MÜSLÜMANLIĞI

Erbakan hoca dinler arası diyalog, medeniyetler ittifakı ve ılımlı İslam gibi çalışmalara şiddetle karşı çıktı. Bunların ifsad çalışması olduğunu, bunlara meyletmemizin mümkün olmadığını söyledi. Erbakan hoca bir zamanlar “Patates dini Müslümanlığı” diye bir ifade kullanmıştı.  O ifadeler bu menfi çalışmalar için milleti uyarmak adına söylediği sözlerdi. O gün istismar edilmişti ama bugün o sözler çok kıymetli oldu. Bu ifade içi boşaltılmış bir din anlayışını ifade ediyordu. Bu din anlayışının içerisinde cihat yok, sosyal hayatla ilgilenmek yok, alanı tamamen Siyonist iradeye terk etmek var. 

‘16 YIL ÖNCE UYARMIŞTI’

Erbakan hoca bu yapılanmayı bildiği için bunlara hiç yüz vermedi. Biz hiçbir zaman devlet içerisinde devlet olabilecek bu tür yapılanmalara prim vermedik. Gerekli uyarıları da her zaman yaptık. 2000 yılında Emir Saraç hocamızın evinde, Erbakan hocamız ile Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştirdiği 4 saatlik bir görüşme oldu. Saadet partisi yeni kurulduğu, AK Parti’nin henüz kurulmadığı dönemlerdi. Emir Saraç hocamız, bu birlik beraberlik bozulmasın bir araya gelelim düşüncesinde bu toplantıya ev sahipliği yaptı. Erbakan hocamız, o görüşmede bu yapıyla ilgili fikirlerini net bir şekilde dile getirmişti. 

ERDOĞAN’A DESTEK OLDUK

Aynı toplantıda Erbakan hocamız, “Şayet bizim arkadaşlarımız içerisinde bunların desteğini alarak iktidarı hedefleme niyeti olan varsa, bilsinler ki bunlar bir adamı kullanırlar, kullanma müddeti bittikten sonra da çöpe atarlar. Türk demokrasi tarihine, partiler tarihine bakıldığı zaman partiler mezarlığının bu manada kullanılmış partilerle doludur” ifadelerini kullanmıştı. Netice itibariyle 16 yıl önce bu durum Erdoğan’a anlatıldı. Yani Erbakan hoca paralel yapılanmanın devlet içine sızmaması için gereken uyarıları yapmıştı. Recep Tayyip Erdoğan paralelle mücadele konusunda yalnız bırakıldı demek çok yanlış olur. Saadet Partililer olarak biz her zaman yanlarında olduk. Bir kimsenin en hakiki dostu yaptığı yanlışı, usulüne uygun ona söyleyendir. Tayyip Bey’in etrafında olan insanlar yanlışına da evet dedi, doğrusunu da olduğundan fazla abarttılar. Ama Saadet Partililer ve millet en büyük desteği güç olarak kendilerine verdi. Bundan daha büyük yardım ve destek olabilir mi? Milli Görüş olarak özelde ise bu gittiği yolun, geçmişte paralel yapıyla kurulan ilişkiler bağlamında yanlış olduğunu usulüne uygun belli edep ve ahlakla her zaman söyledik. Bu konuda desteksiz kaldığını söylemek mümkün değildir.

ERMENİ SOYKIRIMINI BİLE KABUL ETMİŞ

 Dün elime Fethullah Gülen’in 1965 yılında Ermeni Patriği Şinork Kalustyan’a yazdığı bir mektup geçti. Gülen o mektupta bir insanı Müslümanlık inanışının dışına çıkarabilecek tehlikeli beyanlar kullanıyor. Bu mektuptaki enteresan ifadelerden bir tanesi de, 1915 olaylarıyla ilgili, “Ermenilerin bu ülkede soykırıma uğradığını kabul ediyorum” demiş. 1965 yılında bu ifadeleri kullanmış.

‘GÜLEN İADE EDİLENE KADAR TUTUKLANSIN' 

Adalet Bakanlığı, Türkiye’deki darbe girişiminin Fetullah Gülen’in organizasyonu olduğunu kanıtlayan ayrıntılı bilgilerin de içinde olduğu bir dosya daha gönderdi. ABD makamlarından bu dosyadaki bilgiler çerçevesinde Gülen’in iade işlemlerine kadar tutuklanması istendi.

DARBECİ GENERALE KRİTİK GÖREV VERİLDİ

Şehit olan astsubay Ömer Halisdemir tarafından Özel Harekat binası önünde tek kurşunla öldürülen darbeci Semih Terzi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye operasyonunu yönetiyormuş. Darbeci Tuğgeneral Semih Terzi’nin, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın Suriye’deki operasyonlarını yönettiği öğrenildi. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Semih Terzi için “O katil, o vatan haini Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’deki operasyonlarını yöneten kişiydi” dedi.

ANAKARA'DA KASET OPERASYONU

CHP eski Genel Başkanı ve Antalya milletvekili Deniz Baykal ile MHP’li eski bazı milletvekillerine ait olduğu ileri sürülen görüntülerle ilgili soruşturma kapsamında 120 kişi için gözaltı kararı verildi. 120 kişiden 36’sı gözaltına alındı. Gözaltı kararı alınan 30 kişi ise başka soruşturmalardan tutuklu. Siyasilere komplo operasyonunda 34 polis de gözaltında bulunuyor. 

MERSİN BELEDİYESİ'NDE 14 KİŞİ GÖZALTINDA

Mersin’de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne düzenlenen operasyonda Başkan Yardımcısı Mehmet Özgür Sanal, Genel Sekreter Haluk Tunçsu, Özel Kalem Müdürü Hüdaverdi Aydoğdu’nun aralarında olduğu 14 kişi gözaltına alınarak, emniyet müdürlüğüne götürüldü.

baylyksyz-9_kopya_24.jpg

28 ŞUBAT’TA FETÖ PARMAĞI

Darbe kalkışmasının olacağını önceden yazan Emekli Astsubay Sami Başkaya: 28 Şubat’ta da FETÖ’cülerin parmağı var. O dönem bir tane cemaatçi (FETÖ’cü) alındı mı içeri? Dindarlara, Erbakan’a kıyıldı. Bütün darbeler dindar insanlara yapılmıştır. 2012 yılında çıkardığı ‘Prangalı Düşler’ ile yaklaşık 6 ay önce yazımını bitirip yayınlanmaya hazırlanan ‘Ne Darbe Biter Ne Sevdam’ kitaplarında darbe kalkışmasının olacağını ve darbe tehlikesinin hiçbir zaman bitmeyeceğini vurgulayan Emekli Astsubay Sami Başkaya, “Ne yazık ki bu düşüncem doğru çıktı, keşke haklı çıkmasaydım” diyerek Vahdet’e konuştu. 

GRUPLARA AYRILDILAR

Söz konusu kitaplarında darbe teşebbüsünün olacağını yazdıktan sonra 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin ardından insanların ‘ağabey sen darbe olacağını nerden biliyordun?’ diye kendine sorular sorduğunu belirten Başkaya, “Darbe göstere göstere geliyordu. Aptal olmaya gerek yok. Kitabımda neden bu kanaate vardığımı söylüyorum. Diyorum ki, ‘silahlı kuvvetlerde hiçbir generale güvenmiyorum’ diyorum. Başlık bu. Çünkü silahlı kuvvetlerin içindeki generaller şucu bucu şeklinde gruplara ayrılmış. Bu darbeler güç çatışmasının ürünüdür. Bunlar birbirlerini tasfiye etmek için çalışır. Dikkat et 60 darbesinde silahlı kuvvetlerdeki üst rütbelilerin yüzde 70’i gitti” diye konuştu.

İŞBİRLİĞİ İÇİNDEYDİLER

TSK’daki şucu bucu yapının değişmediği sürece darbe tehlikesinin hiç bitmeyeceğini dile getiren Sami Başkaya, “Bir dönem 28 Şubat’ta postmodern darbeyi kim gerçekleştirdi? Cemaat (FETÖ) destekli bir grup general. 28 Şubat’ta da FETÖ’cülerin parmağı var. O dönem bir tane cemaatçi (FETÖ’cü) alındı mı içeri? Dindarlara, Erbakan’a kıyıldı. Her zaman söylüyorum. Bütün darbeler dindar insanlara yapılmıştır. 28 Şubat’ta kimin işbirliği içinde olduğu şimdi ortaya çıkıyor. Bunlar akşamdan sabaha ortaya çıkan bir şey değil ki. FETÖ’cüler 28 Şubat’tan sonra kendilerine engel olacak olan millicileri bertaraf ettiler. Kendi adamlarını yerleştirdiler” şeklinde konuştu. 

SİSTEM DEĞİŞMELİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderlik özelliğini göstererek hem kendinin sokağa çıkması hem de halkı sokağa davet etmesi ile darbenin teşebbüsünün engellendiğini vurgulayan Başkaya, “Ülkemizde darbe tehlikesinin atlatılması için askerlerdeki zihniyetin ve askeri eğitim sisteminin değiştirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Sami Başkaya son olarak şunları söyledi: ”İnsanlar, kurumlar ve iktidarlar en güçlü olduklarını zannettikleri zamanlarda aslında en zayıf anlarıdır. Çünkü bunlar seni öyle güvendirirler ki elini kolunu sallaya sallaya dışarı çıktığın anda ensene vurur indirirler. Bu böyledir. İnsanlar kendilerini en güvende hissettikleri anda vurulurlar. Çünkü sıkıntılı anlarda insanlar tedbirlerini alırlar. Ama artık erişilmez olduğunu, ulaşılmaz olduğunu, artık her şeyin kontrol altında olduğunu zannettiği anda gider. Bu böyledir. Bu değişmez.” 

03-vahdet-01_kopya_1.jpg03-vahdet-06_kopya_1.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.