Alimlerin şüpheli ölümlerinde FETÖ parmağı

Alimlerin şüpheli ölümlerinde FETÖ parmağı
Bediüzzaman Said Nursi’nin vekili olarak görülen 5 aliminin de kalp krizinden ölmesi, akıllara bu işin arkasında FETÖ'nün parmağı olabileceğini getirdi.

Terör örgütü FETÖ’nün İslamiyet’i kullanarak Türkiye’de taban kazanmaya çalıştığı ve bunun önünde engel gördüğü diğer dini cemaatler ile birlikte Said Nursi’nin yaşayan 6 vekilini ölümle tehdit ettiği, ardından beş din aliminin şüpheli kalp krizleriyle öldüğü ortaya çıktı. FETÖ’cülerin “Hayatlarıyla öderler” şeklindeki ölüm tehditlerine bizzat tanıklık ettiğini belirten AK Parti Isparta Milletvekili Sait Yüce, “Fetullah Gülen, kafasındaki menfur hedefe ulaşmak için Bediüzzaman Hazretleri’ni ve talebelerini engel gördü” dedi.

ÖLÜM MAKİNESİ

Yücel, terörist başı Fetullah Gülen’in başarısız darbe girişimi sonrasında yaptığı açıklamada, “Beyin kanaması balyoz gibi inebilir alır götürür” sözleriyle, FETÖ ile mücadele edenleri ölümle tehdit ettiğine dikkat çekti. AK Parti Milletvekili Sait Yüce, “Örgüt, Türkiye’de genişlemelerine engel  gördükleri siyasetçi, gazeteci veya dini cemaatlere karşı, içlerine soktukları adamların sebep oldukları ihtilaflar ve hadiselerle gözü dönmüş bir ölüm makinesi olduklarını gösterdi” diye konuştu. Teröristbaşı Fetullah Gülen’in başta Kur’an-ı Kerim ve İslamiyet’i istismar etmeye çalıştığının altını çizen Sait Yüce, FETÖ’nün Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin Risale-i Nur’unu tahrip ederek yayınlamaya çalışması ve 17-25 Aralık sonrasında kendilerine tepki gösteren din alimlerine ölümle tehdit etmesine ve ardından beş alimin şüpheli ölümüne dikkat çekti.

SADECE BİRİ KALDI

FETÖ tarafından Said Nursi’nin beş talebesinin öldürüldüğüne ilişkin şüphesini anlatan Yüce, şunları söyledi: “Talebeleri, Gülen hareketinin yanlışlıklarını ve Nurculuk hareketiyle ilgisi olamayacak sapkın yönelimlerinden bahsetmeye başlamış, 17-25 Aralık sonrasında da bu girişimin yanlışlığını ortak bir açıklamayla kınamışlardı. Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin ‘’manevi evladım, varis ve vekilim’ dediği Mustafa Sungur, FETÖ’nün ve mensuplarının İslamiyet’e zarar veren uygulamalarından vazgeçmelerini istemiş, ‘Elleri ayakları kırılsın’ diye beddua etmişti. Nursi’nin o gün hayatta olan talebeleri Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin, Abdülkadir Badıllı, Mehmet Fırıncı, Hüsnü Bayram, Salih Özcan, 17-25 Aralık’tan yedi gün sonra gazete ilanları ve açıklamayla FETÖ’yü açık bir şekilde kınadı. O açıklamadan sonra, Bediüzzaman Hazretleri’nin yaşayan altı talebesinden merhum Mustafa Sungur, Abdülkadir Badullah, Sait Özdemir, Abdullah Yeğin ve Salih Özcan,  gelen tehditlere rağmen örgüt sempatizanı aile fertleri tarafından tedavi için götürüldükleri FETÖ’ye ait hastanelerde ya da başka sağlık kuruluşlarındaki Paralel Yapı’ya mensup doktorların kontrolü altındayken şüpheli şekilde kalp krizinden öldüler.” AK Parti Isparta Milletvekili Yüce, FETÖ’nün altı din alimini ölümle tehdit etmesine ve örgüt hastanelerinde şüpheli ölümlerine bizzat tanık olduğunu anlattı:

HAYATLARIYLA ÖDERLER

“Mehmet Fırıncı’ya ABD’den kimliği belirsiz telefonlarla “Biz karşımıza çıkanları yok ederiz. Konuşmalarınıza dikkat edin” tehditleri geldi. Bizzat şahit oldum. Şu an yurtdışında olan FETÖ’nün üst düzey adamlarından Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı eski Başkanı Harun Tokat’a, Gülen’e ulaştırması üzerine merhum Sungur’un mektubunu götürdüm. Risaleleri tahrip etmemelerini istedik. Harun Tokat, tam kapıdan çıkarken bana ‘Latif Erdoğan ve Kemalettin Özdemir’e de söyle fazla konuşmasınlar, hayatlarıyla öderler’ dedi, dondum kaldım.”

ORUÇ, SEZEN VE ALTINDAL’IN ÖLÜMÜ DE ŞAİBELİ

Tarihçi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, “Asrın ihanetinin analizi” isimli yazısında, teröristbaşı Fetullah Gülen’in Erzurumlu bir vaiz iken Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik ve bağımsızlığına kastedecek bir güce nasıl ulaştığını anlatırken, örgütle bağlantılı şüpheli ölümlere de dikkati çekti. Şimşirgil, “Bu örgütün iç yüzünü anlatanlar bir anda herhangi bir suçla içeri alınıyor veya itibarsızlaştırılıyordu. Kıymetli dostum rahmetli Mehmet Oruç Bey, Yümni Sezen ve yine rahmetli Aytunç Altındal bunlardandır” dedi.

Alaattin Çakıcı’nın avukatı olarak bilinen Mehmet Sinan İnce, darbe girişimi nedeniyle Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ü darp ettiği öne sürüldü.

Adalet Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Sincan Cezaevi’nde avukat İnce’nin Öztürk’le görüşmek istediği, tutuklunun da bunu kabul ettiği belirtilerek, “Görüş odasında aralarında tartışma çıkınca avukat M.S.İ. tutukluya saldırmak istedi. Avukat görüş mahalli dışında bulunan infaz ve koruma memurlarının olaya müdahale ederek avukat M.S.İ, kurum dışına çıkarıldı. Olay ve adı geçen Avukat ile ilgili olarak Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturmanın başlatıldığı anlaşılmıştır” denildi. İnce hakkında soruşturma başlatan Ankara Başsavcılığı, Ankara Barosu’na gönderdiği yazıda İnce hakkında disiplin cezasına hükmedilmesini istedi. Avukat İnce, instagram hesabından Sincan Cezaevi’nde ziyaret ettiği müvekkilinin yanı sıra Öztürk’ün adını da görüş tutanağına yazdığını avukat görüş odasında Öztürk’e saldırdığını, dövdüğünü öne sürdü.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum