“Zeytinyağı yiyemem aman” türküsü meğer ABD oyunuymuş

“Zeytinyağı yiyemem aman” türküsü meğer ABD oyunuymuş
Ülkemizde hemen hemen herkesin bildiği “Zeytinyağlı yiyemem aman” türküsünün Amerikan emperyalizminin bir ürünü olduğu iddia edildi.

Ülkemizde hemen hemen herkesin bildiği “Zeytinyağlı yiyemem aman” türküsünün Amerikan emperyalizminin bir ürünü olduğu iddia edildi.Zeytinyağlı yiyemem aman” türküsünün, 1940’lı yıllarda yürürlüğü konan ABD’nin Marshall Planı’nın bir parçası olduğu, Türkleri zeytinyağından uzaklaştırmak için piyasaya sürüldüğü ileri sürüldü.

Bu iddianın sahibi Prof. Kenan Demirkol. Milli Gazete’den Adnan Öksüz, Prof. Demirkol’un bu sözlerini köşesinde şöyle gündeme getirdi:

“ZEYTİNYAĞLI YİYEMEM AMAN! BASMA DA FİSTAN GİYEMEM AMAN!

Ünlü bir şovmen... Siz anladınız...

İşte o şovmenin insanının “felek”ini şaşırtan yandan “çarklı” programında sık sık şu parça çalıyor;

«Zeytinyağlı yiyemem ammaan... Basma da fistan giyemem ammaan...»

Sayın ünlü şovmen!

Zatıalinize işte buradan sesleniyorum.

Bu parçanın son derece çarpıcı bir öyküsü var.

Oyuna geliyorsun.

“Yahu, nedir bu öykü Nasıl oluyor da böyle oluyor” diyorsan şu satırları bir oku, hele;

“Marshall yardımının koşullarından biri Türkiye’nin ABD’den mısırözü yağı almasıdır.

Marshall Planı 2. Dünya Savaşı sonrasında 1947 yılında önerilen ve 1948-1951 yılları arasında yürürlüğe konan ABD kaynaklı bir ekonomik yardım paketidir.

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 16 ülke, bu plan uyarınca ABD’den ekonomik kalkınma yardımı almıştır.

ABD geçmişten beri dünyanın en büyük mısır üretici ülkesidir.

ABD birikmiş olan mısır dağlarını eritmenin bir yolu olarak mısırözü yağı ihracatını keşfetmiştir.

Buna koşut olarak Türkiye’de ilk margarin fabrikası kurulur.

Yine aynı dönemde yüz binlerce zeytin ağacı sökülerek bir katliam yapılır.

Kalan zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinyağının büyük bölümü ABD tarafından dolar karşılığı alınır ve mısırözü yağı TL karşılığı satılır.

Türk insanı zeytinyağından soğutularak mısırözü yağına ve margarine alıştırılır. Bu amaçla zeytinyağı ‘ısınırsa kanser yapar’ gibi yalanlar uydurmaktan da geri kalınmaz.

Hâlbuki zeytinyağı halk ağzındaki deyişiyle dumanlaşma derecesi en yüksek (en zor yanan) sıvı yağlardan biridir.

Bununla da kalınmaz, kötülemek için tıpkı bugün yapılan halkla ilişkiler endüstrisi çalışmaları gibi, ‘Zeytinyağlı yiyemem aman / Basmadan fistan giyemem aman...’ diye türkü sipariş edilir ve ülkenin en popüler türküsü yapılır.

Katı yağ/margarine mahkûm edilen halk, 20-30 yılda bir kaşık yağa bile muhtaç hâle getirilir.

Basma giyen kadınlar, plastik giysilerle tanıştırılır…”

***

Bu ilginç satırlar, Prof. Kenan Demirkol’a ait.

Zeytinliklerimiz bir bir yok ediliyor.

Yırca’da, termik santral yapılmak üzere 6 bin 666 zeytin ağacı kökünden söküldü.

Önemli bir Hükümet yetkilisi de, mealen, “Ne olacak yani, dağ taş zeytinlik dolu…” sözleriyle bu katliama dolaylı da olsa destek oldu.

***

Şimdi…

Acaba diyorum, acaba; yeni bir Marshall Planı uygulanıyor da haberimiz mi yok!

Şu Joe bir gelsin de görelim; ak koyun kara koyun belli olacak.

Eteğinde hangi taşlar var, göreceğiz Biden’in!

***

Sevgili şovmen kardeşim, şimdi ne demek istediğimi anlatabildim mi, acaba

Bana kalırsa o programı hiç yapma daha iyi. İhtiyacın mı var sanki! Ama hiç olmazsa “sömürü düzeni”nin “çark”larına hizmet eden o parçayı çaldırma!

Çok mu şey istedim!”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.