15 Temmuz’un toplum dindarlığına etkisi ne?

15 Temmuz’un toplum dindarlığına etkisi ne?
FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişiminin toplum dindarlığı üzerindeki etkisinin araştırılarak, olumsuz gelişmeler karşısında tedbirler geliştirilmesi gerektiği belirtiliyor.

Dr. Necmettin Çalışkan, Milli Gazete’deki yazısında “Kim artık hangi finans kurumuna nasıl güvenecek? Ya da hangi yardım kuruluşuna gönül rahatlığıyla yardım edecek?” sorularını gündeme getirerek, “Araştırmacılar bugün geç kalmaksızın darbenin, toplum dindarlığına olan etkisini araştırmalılar. Sağlıklı, bilimsel veriler ortaya koymalılar” dedi.

Çalışkan “Eğer “olumsuz gelişmeler” söz konusu ise bunun tashihi adına neler yapılması gerektiği geniş katılımlı çalışmalar ile ele alınmalı, tedbirler ortaya konulmalı… Bu dinin sahibi Allah’tır. Onu yaşatacak olan ve mümtaz din olarak yaşanırlığını ortaya koyacak olan da bu dinin mensuplarıdır…” diye ekledi.

Necmettin Çalışkan’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

Travmalar ve Toplum Dindarlığı

Ülkemiz 15 Temmuz gecesinde büyük bir travma yaşamıştır. Bu travma diğer doğal hadiselerden çok daha fazla toplumu etkilemiş, pek çok insanın ölümüyle neticelenen büyük bir hadisedir.

Bu darbe olayı yıllarca bu toplumda “dini kimliğiyle öne çıkmış bir yapı” ile ilintili olarak gündeme gelmiş durumda. Burada darbenin faillerini, nedenlerini tespit ve siyasal bir çıkarımda bulunmak niyetinde değiliz. Ancak ortada lanet bir darbe girişimi var. Bu yapı, toplumun her boyutunu kuşatmış durumdaydı. Darbe sürecinin toplum dindarlığını nasıl ve ne şekilde etkilediğinin tespit edilmesini önemli bulmaktayız.

Bir dönem için Yazar Campanella’nın “Güneş Ülkesi” gibi pek çok insan için dini yaşamın ulaşılamaz idesi idi. (Bizim o zaman da böyle düşünmediğimizi herkes bilir. Biz “ümmetçiliğin” merkeze alınmasını ve Kur’an, sünnet perspektifinde bir din anlayışını ısrarla savunmaktayız.)

Bilmeyenler için özetlemek gerekirse Güneş Ülkesi, Campanella’nın günün birinde gerçekleşeceğini düşündüğü “ideal devlet hayali”dir. Kimileri için de bu yapı, böyle bir önem taşımış olabilir. Bir başka dini yapının mensupları da kendi oluşumları için muhtemelen aynı kanaati taşıyor olabilirler.

 Söz konusu malum yapı dershanesi, okulu, yayınevleriyle pek çok insanın şu veya bu şekilde kendisiyle yollarının kesiştiği bir yapılanma…

Neticede gelinen nokta “karanlık bir gece”. Ve karanlık gecenin sonunda dinin kendisiyle ilintilendirildiği bir yapı ile birlikte toplumun zihninde “büyük soru işaretleri”… Acaba insanlar vakıf, dernek, cemaat ve cemiyetlere karşı mesafeli olma ihtiyacı hissetmiş olabilir mi Herhangi bir kuruma zekat verecek, kurban bağışlayacak insan, “yarın başıma ne gelir” diye düşünmüyor mu sizce İşten atılırım ya da hapis cezasıyla karşı karşıya kalırım korkusu yaşamıyor mu

Okullar açılıyor, üniversite öğrencileri barınma imkânına ihtiyaç duyuyor. Devlet yurduna yerleşemeyen genç kardeşlerimiz, hangi kuruma ait yurt ya da evde barınmaya nasıl cesaret edecek Hangi vakıf ve derneğin yarın ne ile anılacağından ya da ne ile bu gençleri mağdur edeceğinden emin olabilecekler…

Evinde bulundurduğu, sadece dini olma saikiyle aldığı kitaptan dolayı mağdur olan insanlara mukabil, az okunan bir ülkede kim hangi yayınevinin, hangi dini kitabını almaya nasıl cesaret edebilir

Kim artık hangi finans kurumuna nasıl güvenecek? Ya da hangi yardım kuruluşuna gönül rahatlığıyla yardım edecek?

Peki, basında çok kez okuduğumuz, darbeyle ve bu yapıyla alakasız olduğunu iddia eden hatta ateist olduğunu söyleyen ama herhangi bir nedenle işinden atılan kimseleri dinleyenler, acaba dine ya da dindarlığa nasıl bir bakış açısı geliştirmektedirler

***

İşte diyoruz ki araştırmacılar bugün geç kalmaksızın darbenin, “toplum dindarlığına olan etkisini” araştırmalılar. Sağlıklı, bilimsel veriler ortaya koymalılar.

Eğer “olumsuz gelişmeler” söz konusu ise bunun tashihi adına neler yapılması gerektiği geniş katılımlı çalışmalar ile ele alınmalı, tedbirler ortaya konulmalı… Bu dinin sahibi Allah’tır. Onu yaşatacak olan ve mümtaz din olarak yaşanırlığını ortaya koyacak olan da bu dinin mensuplarıdır…”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum