İşte Batı’ya verilen çok anlamlı cevap bu kısa filmde

“1001 İcat ve Sırlar Kütüphanesi” adlı kısa film, İslam âlimlerinin dünyaya damgasını vurduğu fakat batılıların bu dönemi “karanlık çağ” olarak dünyaya lanse ettikleri dönemi tüm gerçekliğiyle anlatıyor.

Filmde, İslam âlimlerinin buluşları eğlenceli ve öğretici bir şekilde anlatılıyor. Filmde; İbn'ül Heysem, Abbas ibn Fernas, Ebu'l Kasım Zehravi, Meryem el Usturlabi gibi birçok Müslüman bilim insanı tanıtılıyor.

SİZDEN ÖNCE BİZ VARDIK

New York FestivaliAmerika Uluslararası Film Festivali (Los Angeles), Hamburg (Almanya) ve IVCA Film Festivallerinde (Londra) 15’ten fazla uluslararası “En iyi Film” ödülünü kazanan “1001 İcat ve Sırlar Kütüphanesi” adlı filmde, karanlık çağ denilen Orta Çağ’da İslam medeniyetinin bilimsel ve kültürel başarılarını göstererek Müslüman bilim adamlarının birçok icada öncülük ettiğine vurgu yapılıyor. Oscar ödüllü oyuncu Ben Kingsley'in de rol aldığı film, bir grup öğrencinin bilim tarihini araştırmak için öğretmenleri tarafından götürüldükleri kütüphanede, esrarengiz bir kütüphane görevlinin öğrencilere rehberlik etmesiyle başlıyor.

İSLAM ÂLİMLERİNİ YOK SAYMAYA ÇALIŞIYORLAR

Öğrencilere verdiği bir kitapla eğlenceli bir biçimde İbn'ül Heysem, Abbas ibn Fernas, Ebu'l Kasım Zehravi, Meryem el Usturlabi gibi birçok Müslüman bilim insanını tanıtan gizemli kütüphanecinin, ünlü İslam âlimi El-Cezeri olduğu filmin sonuna doğru ortaya çıkıyor. Batılı bilim adamlarının öğrettiklerinin aksine Ortaçağ’ın karanlık değil; aydınlanma çağı olduğuna dikkat çekilen film, öğrencilerin bu gerçeğin farkına varmasıyla son buluyor. “1001 İcat ve Sırlar Kütüphanesi”; dünyaya büyük buluşlar kazandıran İslam âlimlerini yok sayarak, tarihteki birçok buluşu Batılı Hıristiyan bilim adamlarına mal etmeye çalışanlara da büyük bir ders veriyor.

EL-CEZERİ KİMDİR?

1136 yılında Cizre'nin Tor mahallesinde doğmuştur. Sibernetik alanın kurucusu kabul edilen, fizikçi, robot ve matrix ustası bilim adamı İsmail Ebul İz Bin Rezzaz El-Cezeri, 1206 yılında Cizre'de vefat etti. Lakabını yaşadığı şehirden alan El Cezeri, öğreniminiCamia Medresesi'nde tamamlayarak, fizik ve mekanik alanlarında yoğunlaştı ve pek çok ilke ve buluşa imza attı. Batı literatüründe M.Ö. 300 yıllarında Yunan matematikçi Archytas tarafından buharla çalışan bir güvercin yapılmış olduğu belirtilse de, robotikle ilgili bilinen en eski yazılı kayıt, Cezeri'ye âittir.

Cezeri, otomatik kontrollü makinelerin ilki sayılan Jacquard'ın otomatik dokuma tezgâhından 600 yıl önce değişik haznelerdeki suyun seviyesine göre ne zaman su dökeceğine, ne zaman meyve ve içecek sunacağına karar veren otomatik hizmetçiyi geliştirdi. Bazı makinelerinde hidro mekanik etkilerle denge kurma ve harekette bulunma sistemine yönelen Cezeri, bazılarında ise şamandıra ve palangalar arasında dişli çarklar kullanarak karşılıklı etkileme sistemini kurmaya çalıştı. Kendiliğinden çalışan otomatik sistemlerden sonra su gücü ve basınç etkisinden yararlanarak kendi kendine denge kuran ve ayarlama yapan dengeyi oluşturması, Cezeri'nin otomasyon konusundaki en önemli katkısıdır. Fizikçi ve mekanikçi El Cezeri'nin diğer bir eseri de Diyarbakır Ulu Camii'nin ünlü Güneş Saati'dir.

İBN-İ HEYSEM KİMDİR?

İbn-i Heysem Arap fizikçi, matematikçi ve filozoftur. 965'te Basra'da doğdu, 1038-1040 yılları arasında Kahire'de vefat etti. Fizikmatematik ve felsefe alanlarında çalışmalar yapmıştır. Gözün yapısını inceleyerek kameranın icadı için çok önemli araştırmalarda bulunmuştur. Öğrenimine Basra'da başladı. Zamanının yüksek din ve fen ilimlerini de burada öğrendi. Tahsilinin bir kısmını tamamladıktan sonra, Bağdat'a giderek özellikle; matematik, fizik, mühendislik, astronomi, metalurji gibi pozitif bilimleri öğrendi. Birçok önemli neticeler ve başarılar elde etti.  İbn-i Heysem, Birûni ve İbn-i Sina ile çağdaştı.

WRIGHT KARDEŞLERDEN ÖNCE İBN FİRNAS UÇMAYI BAŞARDI

Tarihî kaynaklar, Endülüslü Firnas'ın da uzun çalışmalar sonunda yeni bir keşifte bulunup bir cihaz yaptığını, üzerine kumaş geçirip kanat yerine büyük kuş kanatları taktığını ve bu âleti çalıştırarak havalanıp uçtuğunu kaydeder. Üstelik havada uzun süre kuşlar gibi süzüldüğünü, daha sonra da yavaşça yere indiğini söyler. İbn-i Firnas'ın bu başarısı Batı'da uçak yapıp uçmayı başaran Wright Kardeşler'den 1023 yıl öncesine rastlamaktadır.

Gözlüğün mucidi olarak kabul ediliyor

İbn Firnas da birçok alanda çalıştı, kimya, fizik, astronomi okudu. Astronomi tabloları hazırladı, şiir yazdı, el-Makata adlı saati tasarladı. Kaya kristallerini kesme yöntemini geliştirdi. O zamana kadar sadece Mısırlılar kristal kesmeyi biliyordu. Bundan sonra, İspanya Mısır'dan kuartz ihracını bıraktı. Güneş ve gezegenleri hareket halinde gösteren bir Plenatarium da yapmıştı. Bilgin bu cihazla yıldızlarla birlikte bulutu ve şimşekleri de inceliyordu. Ünlü bilgin ayrıca kendisine has metodlarla bir kısım taşlardan mükemmel cam imal etme usûlünü keşfetmiş, cam sanayiinin de öncüsü olmuştu. Ayrıca düzeltme kabiliyeti olan camı keşfederek gözlüğün mucidi olduğu kabul edilir. Bilgin İbn-i Firnas aynı zamanda İslâm musikisinin İspanya'da topluma mal edilmesini sağlamıştır.

CERRAHİNİN BABASI: EBU'L KASIM EZ-ZEHRAVİ

Ebu'l Kasım Halef ibn Abbas ez-Zehravi Endülüs'te yaşamış olan bir Arap-Müslüman hekim ve cerrahtır. Zehravi, Kurtuba'nın yaklaşık 10 kilometre kuzeybatısında bulunan ez-Zehra kasabasında doğdu. Bu çevrede yetişerek tıp konusunda uzman oldu. Daha sonra Zehravi, Endülüs Emevi Halifesi II. Hakem döneminde (961 - 976) saray hekimliği yaptı. Ortaçağ İslam Dünyası'nın önde gelen hekimlerinden olan Zehravi, cerrahinin babası olarak kabul görür. Zehravi'nin tıbba yaptığı en büyük katkı, 30 ciltten oluşanKitab al-Tasrif (et-Tasrif) isimli eseridir. Zehravi'nin kullandığı cerrahi alet ve uygulamalar, modern tıbba öncülük etmiştir. İcat ettiği cerrahi aletlerden bazıları günümüzde hala kullanılmaktadır. Dış gebeliği tanımlayan ilk doktor olmasının yanı sıra, hemofilinin kalıtsal doğasını da belirleyen ilk kişidir.

MERYEM EL-USTURLABİ KİMDİR?

Meryem El-İcliyye 10’uncu yüzyılda yaşayan birçok kadının aksine o kendisine bir meslek edinmiş ve bugüne kadar hep alet yapım becerisiyle anılır olmuştur. El-İcliyye, Bağdat’ta ünlü bir usturlap yapımcısının çırağı olan babasının öğrencisi olmuştur. El-Usturlabi olarak da bilinen El-İcliyye, Suriye’nin kuzeyindeki Halep şehrinde usturlap imal etmekteydi.

Usturlap: Gök cisimlerinin yüksekliklerini ölçüp buradan zaman hesabı yapmayı sağlayan eski bir gözlem aracı. Saatin yaygınlaşmasından çok önce, Müslüman ve astronomlar, zaman ve mekanı tek bir alette toplayan usturlaplar imal etmiştir. Usturlap yeni icat edilen bir alet değildi; İskenderiyeli Theon usturlabı 5. yüzyılda tarif etmişti. Ancak namaz vakitlerinin hatasız şekilde hesaplanması gerektiğinden, İslam medeniyetinde daha karmaşık aletler geliştirilmiştir. Usturlap, gündüz ve gece saati öğrenmek, karada yön bulmak ve özellikle de güneşin doğuş ve batış saatlerini belirlemek için tasarlanmıştı. Usturlabın ilk örneklerinin, dünya üzerinde bulunan enleme göre ayarlanması gerekmekteydi. Ancak 11. yüzyıl alimi Zerkâli evrensel usturlabı icat etmiştir. Zerkâli’nin Arapça Safiha; olarak adlandırdığı plaka nedeniyle Saphea Arzachelisadı verilen bu usturlap, dünyanın her enleminde kullanılabilmekteydi.
VİDEOYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Benzer Videolar