Irklar nasıl oluştu?

Irklar nasıl oluştu?
Hepimiz Hazreti Adem ve Hazreti Havva’dan geliyoruz. Peki, aynı anne ve babadan gelen insanlık ırklara nasıl ayrıldı? İşte cevabı…

Irk Realitesi

İnsana kıymet kazandıran mensup olduğu ırk değil, sahip olduğu faziletlerdir.

İslam dini, ırkları bir realite olarak kabul eder. Cenab-ı Hak Kur'an'da şöyle bildirir:

'Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık.

Birbirinizi tanımanız için, sizi milletlere, kabilelere böldük.

Şüphesiz Allah katında en şerefliniz, en takva sahibi olanınızdır.'
(Hucurat, 13)

Ayette bildirilen erkek ve dişiden murat, Hz. Âdem ve Hz. Havva'dır. Bütün insanlar onların torunları durumundadır. Hz. Âdem'in aynı zamanda ilk peygamber olduğu da nazara alınırsa, bütün insanların peygamber torunları olduklarını söyleyebiliriz.

Ayette farklı milletlere ayrılmanın hikmeti, insanların birbirlerini tanımaları olarak nazara veriliyor. Gerçekten de her milletin kendine has bazı özellikleri vardır ve bu özelliklerden hareketle bir insanın hangi millete mensup olduğunu belirlemek mümkündür. Ordu içindeki karacı, havacı gibi değişik kısımlar nasıl kıyafetleriyle ayırt ediliyorsa, milletler de belli özellikleriyle birbirinden ayırt edilmektedirler. Ordu içindeki farklılık bir çatışma vesilesi olmadığı gibi, farklı milletlere mensup olma da çatışma vesilesi yapılmamalıdır.
İnsana kıymet kazandıran mensup olduğu ırk değil, sahip olduğu faziletlerdir. Yoksa hemen her millette hem iyiler, hem de kötüler bulunmaktadır.

Irklar Bir Renkliliktir
Irklar, insanlık kilimindeki farklı renkler ve desenlerdir. Yüce Allah, sanatında daima renkliliği esas almıştır. Mesela, renkler yedidir, sesleri gösteren notalar yedidir, tatlar farklı farklıdır? İnsanlık âleminde farklı ırkların olması da ilahi kader proğramından gelen bir güzelliktir. Kilimdeki farklı motif ve desenler o kilime farklı bir güzellik katar. Gök kuşağı tek renk olsaydı, şimdiki kadar güzel olmazdı. Farklı ırklar ve milletler de dünyamıza farklı güzellikler kazandırmıştır. Ülkemizde farklı ırkların varlığı, muazzam bir kültür zenginliğini netice vermiştir. Ülkemizin doğusunda batısında, kuzeyinde güneyinde farklı yemekler, farklı müzikler, farklı mimari durumlar' bizleri "büyük millet" yapmaktadır.

Allah'ın Boyası
'Sen Allah'ın boyasına bak!

Daha güzel boya kimin olabilir?? (Bakara, 138)

Yunus Emre, Kur'an'dan aldığı dersle 'Yaratılanı severiz, Yaratan'dan ötürü' der. Ama herkes Yunus Emre kadar olgun olmayabilir. Şöyle bir olay anlatılır:

Bir grup insan hac vazifesini eda ederken, beyaz ırka mensup bir Müslüman, zenci birini görünce biraz yüzünü ekşitir. Zenci, yanındaki arkadaşına yönelir ve şöyle der:
'Bana yüzünü ekşiterek bakan şu Müslüman kardeşime, sor bakalım, boyayı mı beğenmemiş, yoksa boyayanı mı'?

Kur'an-ı Kerim'de "Allah'ın boyası" ifadesi geçer. En güzel boyanın "Allah'ın boyası" olduğu ifade edilir. (Bakara, 138)

Ayetin işari bir manası insanlık âleminde kendini göstermektedir. İnsanlar esas azalarda bir olmakla beraber, ses, sima, renk gibi durumlarda farklı farklıdırlar. Kur'an şöyle bildirir:
"Göklerin ve yerin yaratılışı, dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu O'nun âyetlerindendir. Şüphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardır." (Rum, 22)

Irklar Nereden Geldi
Aynı topraktan rengârenk çiçekleri yarattığını gördüğümüz ilahi kudrete, aynı Âdem ve Havva'dan farklı özellikte ırkları yaratmak zor gelmez.

ODTÜ mezunu bir arkadaşımızın dini konularda bazı şüpheleri vardı. Bir gün sohbet esnasında 'hiç zenci arkadaşın oldu mu'? diye sordu. Olmadığını söyledim. Dedi 'benim oldu. Onları biraz yakından tanıdım. Bizden çok farklı insanlar. İster istemez hatırıma şöyle geliyor: Hz. Âdem şayet beyaz bir insan olarak yaratıldıysa bu zenciler nereden geldi? Acaba onlar için başka bir Âdem mi var'?

Dedim: 'Sadece renk ve bazı özelliklerinin farklı olmasından onlara başka Âdem Baba aramamız gerekmez. Mesela, bir otomobil fabrikası farklı modeller üretir ve bunlara farklı renkler verir. Sadece model ve renk farklılığından dolayı onlar için farklı fabrikalar aramayız. Onun gibi, Allahu Teala Hz. Âdem ve Havva'yı bütün ırkları netice verecek özellikte yaratmış, zamanla da ırkları meydana getirmiştir. Aynı topraktan rengârenk çiçekleri yarattığını gördüğümüz ilahi kudrete, aynı Âdem ve Havva'dan farklı özellikte ırkları yaratmak zor gelmez.?

Kur'an-ı Kerim, insanın çamurdan bir hülasadan yaratıldığını söyler. (Mü'minun, 12) Rivayete göre, Cenab-ı Hak Hz. Cebraile yeryüzündeki değişik özellikteki topraklardan getirmesini ister. Hz. Cebrail beyaz, siyah, kırmızı gibi değişik özellikteki topraklardan getirir. Cenab-ı Hak, kudret eliyle bunları yoğurur, Hz. Âdemin heykelini yapar ve ardından Ona ruh üfler. Böylece ilk insan yaratılmış olur.
Öyle anlaşılıyor ki, Hz. Âdem'in ve Hz. Havva'nın genetik yapısında bütün ırkların karakterleri vardı. Bu karakterler zaman içerisinde ırkların ortaya çıkmasına vesile oldu. Böylece farklı coğrafyalarda farklı ırk ve kabileler zuhur etti.

72 Millet
İnsanlık âleminde farklı ırkların olması ilâhi bir tercihtir.
Babil, ilkçağda Eski Mezopotamya'da kurulan Sümer Devletinin en büyük ve en ünlü şehridir. Bağdat'a 88 km. mesafede bulunan bu şehrin harabeleri günümüze kadar gelmiştir. Kur'an'da Bakara suresi 102. ayette bu şehirden bahis vardır.

Babil, en eski medeniyet merkezlerinden biridir, buradaki asma bahçeleri, dünyanın en meşhur yedi harikasından biridir.

Babil'e şöhret kazandıran şeylerden biri de buradaki kuledir. Babil kulesi, Tevrat'ın nakline göre, Hz. Nuh'un oğulları tarafından gökyüzüne ulaşmak için yapılmıştır. Yaptıklarıyla mağrur olan bu insanların dilleri, taraf-ı ilahiden değiştirilmiş, birbiriyle anlaşamaz olmuşlar, daha sonra dünyanın her tarafına dağılmışlardır. İşte, bu olaya "tebelbül-ü akvam" veya "teşaub-u akvam" adı verilir.

Irkçılık tarzındaki menfi milliyetçilikte benzeri bir felaket kendini gösterir: O zaman hiçbir ırk ve millet, diğer ırk ve millete saygı göstermez, dilini anlamaz, birbiriyle geçinemez.

Irkçılık Nedir?
'Irkçılığa çağıran bizden değildir, ırkçılık için savaşan bizden değildir, ırkçılık üzere ölen bizden değildir.' Hz. Muhammed (sav.)

"Irkçılığa çağıran bizden değildir, ırkçılık için savaşan bizden değildir, ırkçılık üzere ölen bizden değildir." (Müslim, İmare, 57)

Problemlerimizin çözümü, Kur'anda ve Peygamber Efendimizin hadislerinde yer almaktadır. Bunları bilmeyenler, mesela ırkçılık konusunda "acaba kendi milletimi sevmem ırkçılık sayılır mı?" şeklinde tereddütlerde kalabilirler. Hâlbuki böyle bir sorunun cevabı, saadet asrında yaşanan şu olayla verilmektedir:
Sahabeden biri, "Ya Rasulallah, kişinin kavmini, milletini sevmesi, ırkçılık sayılır mı?" diye sorar. Peygamber Efendimiz şöyle cevap verir:

"Hayır, sayılmaz. Lâkin ırkçılık, kişinin kendi kavmine zulümde yardımcı olmasıdır." (İbnu Mâce, Fiten, 7)
Kişi, sırf "kendi kavmindendir" diye bazılarına ayrımcılık yapsa, haksız olduklarını bile bile onları savunsa zulme yardım etmiş olur. Hâlbuki değil zulüm işlemek, zulme razı olmak bile uygun görülmemiştir. Zira "küfre rıza küfür olduğu gibi, zulme rıza da zulümdür."

Irklar Karışmış!
'Irk' peşinde koşmak, boşa vakit kaybetmek, hatta kan kaybetmektir.

Gerek ülkemizde, gerekse dünyanın başka coğrafyalarında zaman zaman "saf kan ırkçılığı" yapanlar çıkabilmektedir. Dünyanın bazı kesimlerinde bunu iddia etmek mümkün olsa bile, Türkiye coğrafyasında bunu ortaya koyabilmek mümkün değildir. Çünkü bu mübarek vatanın Müslümanlar tarafından fethedilmesinden sonra, hemen her taraftan göç ile buraya gelip yerleşenler olmuştur. Yakın zamanlarda bile Balkanlar, Ortadoğu, Orta Asya gibi yerlerden bu ülkeye gelip yerleşenler olduğu, şimdiki nesillerin bile gördüğü bir realitedir.

Bu durumda, "saf kan bir ırk", Türkiye için söz konusu olamaz. Özellikle Türkler ve Kürtler yüzyıllardır çapraz evlilikler yoluyla birbirleriyle kaynaşmışlar, et ve kemik gibi ayrılmaz hale gelmişlerdir. "Daha müreffeh bir Türkiye" için gayret sarfetmek gerekirken, Türkçülük veya Kürtçülük adıyla bazı teşebbüslerde bulunmak boşuna zaman kaybetmek, hatta kan kaybetmektir.

İSLAM ÜMMETİ'NİN RENKLİ YÜZLERİ-FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Doç. Dr. Şadi Eren’in ‘Âdemin Torunları İslâmî Açıdan Irkçılık ve Milliyetçilik Konularına Genel Bir Bakış’ kitabından

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.