MHP’li yazar: Yürütmenin bahanesi kalmadı

MHP’li yazar: Yürütmenin bahanesi kalmadı
Ortadoğu gazetesi yazarı Orhan Karataş, Anayasa değişikliğinin kabul edilmesiyle Hükümet’in bahanesinin kalmadığını söyledi.

MHP’ye yakınlığı ile bilinen Ortadoğu gazetesinin önemli kalemlerinden Ankara Temsilcisi Orhan Karataş, Anayasa değişikliğinin referandumda kabul edilmesiyle yürütmenin yani hükümetin hiçbir bahanesinin kalmadığını söyledi.  Karataş “Yürütme erkini elinde bulunduranların bahane üretmeleri, yetersizlikleri Anayasaya yükleme kolaylığı artık son bulmuştur” diye yazdı.

Orhan Karataş’ın “Bahane kalmadı” başlıklı yazısının tamamı şöyle:

“Türk milleti tarihi bir karar verdi ve 1920'de TBMM'nin açılmasından sonra çok az değişerek bugüne gelen hükümet sistemini tamamen yeniledi. Artık hükümeti doğrudan millet belirleyecek. Bu çok önemli ve çok köklü bir değişimdir. Milletin devletine aracısız şekilde sahip çıkması, devletin milletinin emrine girmesidir. Tek adamlık eleştirilerinin ne kadar boş ve temelsiz olduğu uygulamada çok daha net görülecektir.

ANAYASALAR OLAĞÜNÜSTÜ ŞARTLARDA YAPILDI

Türkiye birkaç defa Anayasa yaptı.  Bunların başlıcaları, 1921 Anayasası, 1924 Anayasası, 1961 Anayasası, 1982 Anayasası'dır. Tamamının ortak özelliği olağanüstü şartlarda şekillenmiş olmalarıdır. Ve dolayısı ile hiçbir zaman tartışılmaktan kurtulamamışlardır. Zaman zaman değişikliğe uğramış olmalarına rağmen, ne sorunlar bitmiştir ne de tartışmalar hız kesmiştir. Halen, 1982'de darbe döneminde yapılan Anayasa yürürlüktedir. Ancak, o Anayasanın ilk halinden eser yoktur. Tam 18 defa değiştirilmiş, 100'den fazla maddesi yenilenmiştir.Üçte ikisi tamamen farklıdır. Değiştirilmeyen maddeler de genellikle demokrasi ve hukukun dışında kalan şekil maddeleridir. Buna rağmen değişen bir şey olmamıştır ve Anayasanın yeterliliği kanaati bir türlü oluşmamıştır.                          

KOMİSYON SONUÇ ALAMADI

Yeni Anayasa yapmak için çok gayret sarf edilmiş, kurulan komisyonlar ciddi çalışmalar yapmış, ama netice alınamamıştır. En yoğun gayret TBMM'nin 24'ncü döneminde gösterildi. Zamanın meclis başkanı Cemil Çiçek'in çabalarıyla çok uzun ve kapsamlı bir çalışma yapıldı. Oluşturulan komisyon 60 madde de uzlaşma sağladı. Ancak, bu maddelerin hiç biri Türkiye'nin, rejimine, yönetim şekline, hukuk ve demokrasi alanlarına ait değildir. Bu alanlara girildiği zaman büyük anlaşmazlıklar çıkmış ve her siyasi partinin nasıl bir demokrasi istediği ve aslında neyi hedeflediği ispatlanmıştır. Ülkeyi felakete sürükleyecek eyalet ve federasyon talepleri yapılmış, bunların karşısında kesin ve kararlı bir tavır sergileyen tek üye MHP temsilcisi olmuştur.Zaten bu noktada çalışmalar tıkanmış ve komisyon dağılmıştır.

15 TEMMUZ KIRILMA NOKTASI

Cumhuriyet tarihi boyunca, Anayasa tartışmalarının her zaman gelip takıldığı yer yürütme alanı, yani hükümet sistemi olmuştur. Hükümet edenler Anayasa yüzünden tıkandıklarını her zaman iddia etmişlerdir. İstisnasız her dönem bir başkanlık sistemi tartışması yapılmış, ancak bunun nerede başlayıp nerede bitmesi gerektiği konusunda hiçbir çalışma ortaya konulamamıştır. AKP 15 yıldır tek başına iktidardır. Bu dönemde birçok defa Anayasa değişikliği yapıldı. Hatta 2010 yılında kapsamlı bir referanduma gidildi. Fakat değişen bir şey olmadığı gibi, gelip dayandığımız yer 15 Temmuz ihaneti oldu. Çok esaslı bir kırılma yaşadık. Bir defa daha ve çok acı şekilde gördük ki, bu sistemle bir yere varamıyoruz ve bir şeyler yapmak gerekiyor. İşte tam bu noktada, ülkenin takındığı ve açmaza düştüğü her dönemde olduğu gibi, yine devreye MHP girdi, çözümü buldu ve yolu açtı. Cumhuriyet tarihinde ilk defa ciddi ve tartışmaların esasına yönelik bir düzenleme ortaya çıktı ve milletin onayına sunuldu.

NEŞTER ATILDI

16 Nisan referandumu ile onaylanan yeni sistem, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Anayasa'nın esasına yönelik ilk ve tek ciddi değişikliktir. Bugüne kadar ki bütün tartışmaların gelip düğümlendiği yere neşter atılmış ve sorun kökünden çözülmüştür. Bu çözüme bağlı olarak bundan sonra uzun ve gündem oluşturacak Anayasa tartışmaları yapılmayacaktır. Yapanlar da havanda su döveceklerdir. Elbette yine değişiklikler olabilir, ama bunlar görülen aksaklıkların düzeltilmesi ile sınırlı kalacaktır. Özellikle, yürütme erkini elinde bulunduranların bahane üretmeleri, yetersizlikleri Anayasaya yükleme kolaylığı artık son bulmuştur. İstikrar sandıkta sağlanacak ve güvenoyunu millet verecektir. Dolayısı ile hükümetlerin yapacağı tek şey, milletin meselelerine, ülkenin sorunlarına odaklanmaktır. Bunu yapamayan veya yeterli olmayanlar hesabı doğrudan millete vereceklerdir ve işleri artık o kadar da kolay değildir. Kaldı ki, etkili bir meclis denetimine de tabi olacaklardır. Bütün bunlar aynı zamanda "tek adam" tartışmalarının ve yeni sisteme yönelik eleştirilerin ne kadar boş ve geçersiz olduğunun da kanıtıdır.

TEK ADAM RAHATLIĞI ARTIK YOK

Bizim referandum öncesinde de paylaştığımız bir tespitimiz var. Yeni sistemin yürütme erkini elinde bulunduranların bahane üretmek yerine iş yapmasını mecburi hale getirmekle kalmayacağı, aynı zamanda ciddi bir denetim de sağlayacağı kanaatindeyiz. Bu özelliklerinden dolayıdır ki, fiili durum oluşturarak, hiçbir sorumluluk taşımadan, tam da yapılan eleştirilere uygun olarak tek adam rahatlığı ile hareket edenlerin, bir süre sonra yeni sistemden şikayet etmeleri bizi şaşırtmayacaktır.

CHP'NİN RAHATSIZLIĞININ SEBEBİ

Bir öngörüde bulunmuyor, tamamen yapılan Anayasa değişikliğine ve ülkenin gerçeklerine dayalı bir tespit yapıyoruz.Bu şartlarda 16 Nisan referandumunda ortaya çıkan sonuçtan rahatsız olmanın, hukuk ve demokrasinin zarar göreceği, rejim sorunu yaşanacağı gibi iddialarda bulunmanın çok temelsiz, çok zorlama ve hatta kasıtlı olduğu aşikardır.CHP'nin rahatsızlığı rejimden, hukuktan ve demokrasiden dolayı değil, yeni sistemin siyasi zorluklarından dolayıdır. Bu zihniyetle, bu yöntemle ve çok daha önemlisi Türkiye'nin bugünkü siyasi ve sosyal gerçekleriyle iktidar olmalarının neredeyse imkansız olduğunu onlar da biliyorlar. Her zaman olduğu gibi olağanüstü gelişmelere ve şartlara ümit bağlıyor, bu yüzden de oyun kurallarının dışına çıkıyorlar. Ama bütün bunlar beyhudedir. Ne Türkiye eski Türkiye, ne de sistem eski sistem. Son sözü artık millet söylüyor.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum