Adalet Bakanı Bozdağ Arslan Yılmaz'ın sorularına sorularını cevapladı

Adalet Bakanı Bozdağ Arslan Yılmaz'ın sorularına sorularını cevapladı
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Habertürk TV'de Türkiye'nin Nabzı programında Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını yanıtladı.

Bozdağ'ın açıklamaları şöyle

Darbecilerin hedefi olan TBMM'de o gece neler yaşandı?;

Tabi öncelikle buradan bizi izleyenlerin vatandaşların huzurunda şunu ifade etmek istiyorum; Rabbim bir daha 15 Temmuzlar yaşatmasın bu son olsun. 15 Temmuz günü Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ilk mezunlarını veriyordu. Biz programa katıldık. Sonra eve geçtim. Evde kimse yoktu. Rahat bir kıyafet giydim televizyona bakmıyorum, saat 9-10 arası.

Kenan Bey aradı uçaklar çok alçaktan uçuyor İstanbul'da köprüler kapatıldı bilginiz var mı? dedi, yok dedim. Telefonu kapatır kapatmaz Efkan Bey'i aradım ama Efkan Bey'e ulaşamadım. Hakan Bey'i (Hakan Fidan) aradım ama ona da ulaşamadım. Başbakanımızı aradım. Birkaç aramadan sonra görüşme imkanımız oldu.

Kendisine sebebini sordum o da bir darbe teşebbüsü ile karşı karşıyayız dedi. Sayın Başbakanımız ile istişare yaptık. Bİz demokrasiyi milletimizi korumak için mücadele etmemiz gerektiğini konuştuk. Başbakan'ın açıklama yapmasının önemli olduğunu konuştuk.

''ABDEST ALDIM GİYİNDİM''

Abdest aldım giyindim. Aklımda Kızılay'a gitmek vardı. Korumalarımıza da haber vermedim. Evde araba da yok. Yayan Kızılay'a gidecektim. Ben önce TRT'ye bağlanmak istedim ama o sırada TRT işgal edilmişti. Sonra Habertürk dahil bütün TV ile görüşlerimizi paylaştık. Pek çok şey oldu. Bir noktadan sonra biz Meclis'e geçmeye karar verdik. 

Kızılay'a mı Meclis'e mi dedik. Kızılay'da olursanız darbeciler vatandaşların üzerine bir takım saldırıda olabilir dediler. Onun üzerine Meclis'e gitmeye karar verdik. Meclis'e gelince Meclis Başkanımız kürsüde milletvekilleri var. Çok sayıda kişi var. Ben hükümet adına söz aldım ve bir noktada bomba atıldı. 

Konuşma sonrasında ama çok büyük gürültü çıktı. Avizeler sallandı. Vekiller sağa sola kaçıştı biz devam ettik. Bu sefer tam tepemizde düşmüş gibi oldu.

İkinci bir bomba patladı. Konuşmalar yine devam etti. Konuşma devam ederken bazı mileltvekili arkadaşlar  'Burada duygusallığa yer yok. Bomba buraya düşseydi hayatımızı kaybedebilirdik. Sığınağa gidelim' diye birisi söylüyor biri teyit ediyor.

Benim aklıma şu an Meclis canlı yayında olabilir. Eğer Meclis kapandı havası verirsek bu sokaklara yansır. İnsanlar sokağa gelemez. Ben de kürsüyü bıraktım eğer biz gidersek millet korktu der. Bize düşen buırada ölmektir diye bir ifade kullandım. Ertesi gün böyle bir ifade kullandığımızı hatırlamıyorum.

"TSK İÇİNDEKİ FETÖ'CÜLERİN DIŞINDA BAŞKA UNSURLAR DA VAR"

FETÖ'nün yalnız olduğunu hiç düşünmedim. TSK içerisinde yerleştiği teröristlerin darbe planının bütün aşamaları onlar tarafından planlanıyor. Pensilvanya'ya götürülüyor. Adil Öksüz ile Kemal Batmaz'ın yurtdışı kayıtlarına bakınca görüyorsunuz. FETÖ hepimiz bildiği bir numaralı faili. Şimdi burada örgüt bu işin taşeronluğunu yapıyor.  

TSK içindeki FETÖ'cülerin dışında başka unsurlar da var. İçerde de var bu darbeye destek veren çok sayıda kişiler.

Şu an yargıya hesap veriyorlar, bir kısmı aranıyor. Darbenin başarıya ulaşmasını beklediler. Türk halkının nasıl yalnız bırakıldığını gördük.

FETÖ'yü kullanan güçler var. Dışarıda FETÖ'yü kullanan bir yapı olduğu çok açık. Türkiye'de yapılmış darbelerin taşeronları var.

"DARBE GİRİŞİMİ BAŞARILI OLSAYDI GÜLEN TÜRKİYE'YE DÖNECEKTİ"

Bu darbe teşebbüsü gece şu saatte olsaydı diye bir yorum var ya hangi saatte olursa olsun başarıya ulaşamazdı. Türkiye eskisi gibi değil. Halk eskisi gibi değil. Medya eskisi gibi değil. Bütün medya darbeye karşı durdu. Çoğulculuk darbeyi önlemede en büyük kalkanımız oldu.

Ne olacaktı peki? Eğer darbe başarılı olsaydı FETÖ terör örgütü başı Gülen Pensilvanya'dan Türkiye'ye dönecekti. Türkiye'nin bir kısmının Türkiye'den ayrılma ihtimali doğacaktı.

Halk kabul etmeyeceği için iç çatışma çıkacaktı. Bu arkasında Türkiye'nin yabancı güçler tarafından işgaline kadar gidebilecekti. Dinde reformu da FETÖ terör örgütü yapacaktı. Kuran ve sünneti kendine göre değiştireceklerdi.

ADİL ÖKSÜZ NEREDE?

Şu anda Adil Öksüz'ün nerede olduğunu kesin olarak bilen biri yok. Türkiye'nin neresinde onu bilen yok. Kesin şurada deme imkanı yok. Herkes bir yorum yapıyor. Devletin elinde de bir bilgi yok. Olsa hemen derdest edip yargıya teslim ederiz. Adil Öksüz'ün bütün bilgileri sunuldu. Bütün devlet arıyor. Herkes arıyor.

Herkes, bulunması için üzerine düşeni yapıyor. Birileri tarafından saklanma ihtimali var. Harekete geçmesi halinde yakalanır. Birileri saklıyor. Yurtdışına çıkmış olabilir. Üçüncü ihtimal öldürülmüş olabilir. Bu üç ihtimal dışında bir ihtimal gözükmüyor. Serbest bırakılması ile ilgili iddianame hazırlandı.

İhmali ve kastı olan kim varsa ortaya çıkarılması için üzerine gidiyoruz. En çok biz istiyoruz. Bunun hesabını soralım ve bütün bunların hespisini ortaya çıkarmak için uğraşıyoruz. Hepsi bunun hesabını verecek. 

ENİS BERBEROĞLU'NUN TUTUKLANMASI

Mahkeme kararını hakimler verir ve gerekçeyi heyet yazar. Şimdi o yorumların hepsi siyasi değerlendirmeler. Bir hukukçu gözü ile değerlendirmek lazım. Bunu hakime, o gerekçeyi yazanlara sormak lazım.

MİT TIR'LARI DAVASI

MİT TIR'ları olayı bir ihanettir. Hepsi hukuki açıdan sıkıntılı. Şimdi düşünün bir ülkenin yargısı, kolluğu, istihbaratın içindeb bazıları bir araya geliyorlar, o ülkenin, terör örgütlerine yardım ettiğini ispatlamak için bir organizasyon yapıyorlar. Hedef nedir? O ülkeyi, teröre yardım eden ülke ilan etmek.

O ülkeye bu neden ambargo be başka yaptırımlar uygulanmasını sağlamak, o ülkenin yöneticilerinin uluslararası mahkemelerde yargılanmasının sağlanmasının önünü açmak. Bu nedir? Bu bir ihanet değil midir?

KILIÇDAROĞLU'NUN YÜRÜYÜŞÜ 

Bazen şöyle bir bilgi geliyor. Yürüyor ama toplanma noktasında arabalara bindikleri yönünde. Kılıçdaroğlu yürüyorum diyor. İtibar etmek lazım. Adalet yürüyüşü hesaplı bir yürüyüş. Samimi değil. Birincisi, parti içi hesaplar. 16 Nisan oylamasında sonra Genel Başkanlık tartışmaları oldu ama bu yürüyüş başlayınca bıçak gibi kesildi böyle bakınca parti içi tartışmalar bitti.

16 Nisan yüzde 49 hayır oyu veren vatandaşlarımızı Kılıdaroğlu arkasına almak istiyor. CHP'nin oyu kaç 25-26 diyleim. HDP'nin oyu kaç? 12 diyelim, yaklaşık 49 oy çıktı. Burada CHP'nin de HDP'nin de oyu değil. Bu AK Parti'den MHP'de giden oylar var.

Türk halkı sokakların hareketlendirilmesini istemiyor. Kılıçdaroğlu eylem yapıyor. Millet onları eylem yapın diye göndermedi. Daha güzel şeyler yapın diye oy verildi.

Ak Parti'nin yaptığı ile bunlarınki aynı mı? Demokrasi Nöbeti yapılınca da diğer işler yapılınca da aynı. Kılıçdaroğlu FETÖ'cülere karşı mı yürüyor? FETÖ'cülerle omuz omuza yürüyor. OHAL'i devlete ilan ettik biz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun güvenliğini polis jandarma alıyor. Yol boyunca en ufak bir olay olmaması için önlem alınıyor.

Bu tür provakasyonlar olmasın diye herkes uğraşıyor. DEAŞ terör örgütü yolda CHP'ye karşı bir eylem hazırlığında yakalandılar. Bu hükünmet yürüyüşün başladığından beri  herkesin güvenliğini sağlamak için neyi eksik yaptı söylemeleri lazım. Herkes seferber oldu.

Siz de böyle söyleyerek kendinizce hata oluşturuyorsunuz. Olmamış şeyleri olmuş gibi gösteriyorlar.

Anayasa çok açık, demokratik toplumlarda yürüyüşlerin nasıl olacağını anlatıyor. Şu an dikkat edilsin kamu düzeni diye bir şey var. Yolda hastaneler var. Diyelim ki, siz yolları kapattınız, yangın çıktı, itfaiye nasıl geçecek? Diğer insanların sağlık güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak için önlem alınıyor. Onlara deniyor ki şuralarda yürüyün diğer vatandaşların günlük hayatı aksamıyor.

Kılıçdaroğlu keşke bir anket yaptırsa CHP'ye oy verenler dışında toplum bu yürüyüşe nasıl bakıyor? Ak Parti ortaya koyduğu her politikayı soruyor. Halk tavır koyunca vazgeçtiğimiz birçok iş var. Kılıçdaroğlu bir de etrafına bak. Bir anket yapsa yürüyüşe hemen son verir. Sadece etrafına bakıyor herhalde. 2007'de Cumhuriyet mitingleri vardı

NURİYE GÜLMEN VE SEMİH ÖZAKÇA'NIN AÇLIK GREVİ 

Açlık grevini bitirmelerini isityorum kendilerine zarar veriyorlar. Bir sıkıntı şu anda hayati tehlike yok ama kendilerine büyük bir zarar veriyorlar. Bu doğru bir yöntem değil. Herkes bu yöntemle netice almaya kalkarsa bir sonuç alınamaz. Cezaevinde her gün yakından takip ediyoruz. Onların sağlıkları iyi olması için takip ediyoruz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum