Erdoğan'dan BM'de insanlık dersi: Endişeliyiz

Erdoğan'dan BM'de insanlık dersi: Endişeliyiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda, katılımcılara adeta insanlık dersi verdi. Erdoğan, uluslararası toplumun, yaşanan trajediler karşısında görevini yapmadığını söyledi.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyanın değişik bölgelerinde yaşanan insanlık dramlarını hatırlatarak, özellikle Suriye halkını uluslararası toplumun yalnız bıraktığını ifade etti.

Erdoğan, Genel Kurul'da bulunanlara "Sayın Başkan, değerli delegeler, geçtiğimiz yıl bu salonda sizlerle birlikte oluşumuzun üzerinden geçen sürede maalesef, küresel barış ve istikrar daha da geriye gitmiştir. Terörün ve savaşın çirkin yüzünü, dünyanın farklı köşelerinde görmeye devam ediyoruz." sözleriyle seslendi.

"ENDİŞEYLE TAKİP EDİYORUZ"

Çatışma ortamlarından beslenen teröristlerin, faaliyetlerini muhtelif bölgelere yayarak sürdürdüğünü belirten Erdoğan, yabancı düşmanlığının, kültürel ırkçılığın ve İslam karşıtlığının etrafında buluşan radikal akımların, şiddet dolu eylemlerini endişeyle takip ettiklerini dile getirdi.

"BU İŞ, KENDİ HALİNE BIRAKILARAK ÇÖZÜLEMEZ"

Erdoğan, bu olumsuz tabloyu tersine çevirmenin en etkili yolunun, bu çatı altında gerçekleştirilecek samimi iş birliği olacağına vurgu yaparak, "Dünya barışı için yeni bir bakış açısı geliştirmeye ihtiyacımız var. Hiçbir kriz ve hiçbir tehdit, kendi haline bırakılarak çözülemez. Daha güvenli ve müreffeh bir dünya için hepimizin elini taşın altına koyması gerekiyor. Türkiye, işte bu anlayışla girişimci ve insani bir dış politika yürütüyor." değerlendirmesinde bulundu.

"SURİYE HALKINI, MAALESEF ULUSLARARASI TOPLUM YALNIZ BIRAKMIŞTIR"

Yedinci yılına giren Suriye ihtilafının, ülkede, bölgede ve tüm dünyada derin yaralar açtığına işaret eden Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Suriye'de siviller ve günahsız yavrularla birlikte bir medeniyet de yok ediliyor. Bu ülkeyi yerle bir eden, istikrarsızlığın ve zulmün beslediği terör, sınırları aşarak bir kanser gibi yayılıyor. Demokrasi, özgürlük, adalet, aydınlık bir gelecek talebiyle harekete geçen Suriye halkını, maalesef uluslararası toplum yalnız bırakmıştır. Biz Türkiye olarak, hangi kökenden, hangi meşrepten olursa olursun hepsini de kardeşimiz olarak gördüğümüz, derin tarihi ilişkilerle bağlı olduğumuz bu insanların yaşadıkları trajediye kayıtsız kalamazdık."

Erdoğan, Suriye'de çatışmaların başladığı 2011 baharından beri sorunun çözümü için her türlü insani ve siyasi gayreti gösterdiklerini vurgulayarak, Türkiye'nin 3 milyonun üzerinde Suriyeli ile 200 binin üzerinde Iraklı sığınmacıya ev sahipliği yaptığını anlattı.

"AB SADECE 820 MİLYON AVROSUNU GÖNDERDİ"

Suriye krizinin başlamasıyla Türkiye'ye gelen sığınmacılar ve Avrupa'ya yönelen mülteci akınının önüne geçmek için her türlü tedbiri aldıklarını ve almaya devam edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, barınmadan gıda ve giyime, sağlık hizmetinden eğitime kadar sığınmacıların tüm ihtiyaçlarını, Türkiye'yi ziyaret eden herkesin takdirini kazanan bir standartta karşıladıklarını ifade etti.

Erdoğan, ancak bu doğrultuda yürüttükleri çalışmalara Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere uluslararası toplumdan yeterli desteği alamadıklarını özellikle belirtmek istediğinin altını çizdi.

Türkiye'deki kamplarda ve şehirlerde yaşayan sığınmacıların ihtiyaçlarını karşılamak için kamunun, sivil toplum kuruluşlarının ve halkın yaptığı harcamaların tutarının 30 milyar doları bulduğunu bildiren Erdoğan, "Buna karşılık, Avrupa Birliği söz verdiği 3 milyar avro artı 3 milyar avro yardımın sadece 820 milyon avrosunu göndermiştir. Uluslararası toplumdan Birleşmiş Milletler aracılığıyla gelen yardımların tutarı da 520 milyon dolar civarındadır." ifadesini kullandı.

Erdoğan, Suriyeli sığınmacılar için gelen yardımların Türkiye'nin bütçesine girmediğini, bunların sadece Birleşmiş Milletlerin ilgili kurumları üzerinden yardım kuruluşları aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığını belirtti.

"MAĞDUR VE MAZLUM DURUMA DÜŞMÜŞ HERKESİN YARDIMINA KOŞUYORUZ"

"Buradan tüm dünyanın huzurunda, topraklarında barındırdığı 3,2 milyon sığınmacının tüm yükünü Türkiye'nin omuzlarına bırakan ülkeleri ve uluslararası kuruluşları, verdikleri sözlere tutmaya davet ediyorum." ifadesine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Esasen Türkiye, dünya çapında insani yardım ve kalkınma yardımı faaliyetleri yürüten bir ülkedir. Sadece ülkemize gelen sığınmacılara kucak açmakla kalmıyoruz. TİKA, AFAD, Kızılay gibi kurumları ve çeşitli sivil toplum örgütleri aracılığıyla dünyanın neresinde olursa olsun mağdur ve mazlum duruma düşmüş herkesin yardımına koşuyoruz. Örneğin Türkiye, Somali'nin yeniden yapılandırılması için resmi kurumları ve sivil toplum örgütleri aracılığıyla 1 milyar dolarlık bir kaynak kullanmıştır. Somali konusunda yaptığımız çalışmalar ve elde ettiğimiz sonuçlar, gerçekten benzer çalışmalara örnek olacak düzeydedir.

Kesinleşen OECD istatistiklerine göre ülkemiz, 2016 yılında yaptığı 6 milyar dolarlık insani kalkınma yardımlarıyla, bu alanda rakam olarak dünyada ikinci sırada, milli gelirine oranla da ilk sırada yer almaktadır. Halbuki Türkiye, dünyanın en büyük 17'nci ekonomisidir. Gerçekleştirdiği insani kalkınma yardımları milli gelirinin binde 8'ine ulaşan Türkiye, bu çerçevede Birleşmiş Milletler hedeflerini tutturabilen 6 ülkeden biri olmuştur."

Erdoğan, görüldüğü üzere Türkiye'nin, Genel Kurul'un ana mesajını oluşturan "Sürdürülebilir bir dünya" hedefi için tüm gücüyle çalıştığının, ilerleyen süreçte de bu hassasiyetlerle yoluna devam edeceğinin altını çizdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.