Hem ucuz hem sağlıklı

Hem ucuz hem sağlıklı
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın vatandaşı ve sektördeki işletmecilerin kırmızı ete cazip fiyatlarla ulaşabilmesi için üzerinde uzun süredir çalıştığı uygulamayı başlatması tartışmalara neden oldu.

 Büyükbaş hayvan ve et ithalatına ilişkin konuşan Türkiye Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Dr. Talat Gözet, “Ucuz et sağlıklı mı?” sorusuna da yanıt verdi. Dr. Gözet, “Ucuz et, sağlık konusunda bir problem teşkil etmiyor” dedi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın talimatıyla vatandaşların et ihtiyacını ucuz ve uygun fiyatla karşılayacakları uygulama hayata geçirildi. Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) Türkiye’nin 81 ilinde mağazası olan anlaşmalı marketlerde başlattığı ucuz et satışı vatandaşlardan yoğun ilgi gördü. Ülkemizde satışına başlanan “ucuz ithal et” tartışmalarına ilişkin bilgi veren Türkiye Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Dr. Talat Gözet, “Et ithalatına ilişkin doğru olmayan iddialarla kamuoyunda olumsuz bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. İthalatta teknik şartnamelere baktığımızda kurallar doğrudur. Bakanlık, et ithalatından önce firmalara Et ve Süt Kurumundaki veteriner hekimleri her bir partide görevlendirmektedir. Türkiye’den giden veteriner hekimlerimiz kesim öncesi muayene yapmaktadır. Kesim esnasında da refakat etmektedir. İthal edilecek etlerin besmelesiz kesilmesi gibi bir durumda asla söz konusu değildir. Veteriner hekimlerimiz, kesim sonrasında da etleri kontrol etmektedir. Ardından bu etler soğuk hava deposunda muhafaza edilerek artı 4 dereceye kadar soğutulmaktadır. Frigofirik araçlarla da nakliyesi gerçekleştirilmektedir. Devletimiz bu noktada gerekli tedbirleri almıştır. Ucuz et, sağlık konusunda bir problem teşkil etmemektedir” dedi.

“MANİPÜLASYONA GİRİLMEMELİ”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in ucuz ithal et satışı yapılan marketlerden birinden etlerin üzerindeki renk bozukluğu ve tortu olduğu iddiasına ilişkin konuşan Gözet, “Kurumlar hayvansal gıdalarda soğuk zincire uymak zorundadır. Örneğin; etler Ankara’da bir parçalama tesisinde parçalandı ve paketlendi. Iğdır’ın A ilçesindeki bir markete gidecek. Bu yüklenici firma A101 ve BİM bunları taşırken muhakkak soğuk zincire uyarak taşıyordur. Etlerdeki renk bozukluğu, soğuk zincire uyulmadığını gösterir. Marketlerde böyle bir görüntü varsa vatandaşlarımız o eti satın almaz. Marketlerde bu eti satmaz. Ama bu etlerde renk bozukluğu oluşturmak çok kolaydır. Alırsınız paketi gün ışığında biraz bekletirsiniz sonrasında morartırsınız. Bunlar doğru hareketler değildir” dedi.

“ÜRETİM SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMALI”

Türkiye’de üretim maliyetlerine göre etin pahalı olmadığına dikkat çeken Gözet, “Hayvancılık 24 saat ilgi isteyen meşakkatli bir iştir. Bu sektörde çalışanlar kar elde edemezse bu işi yapamaz. Üreticiler kazanmalı ki daha fazla üretim yapabilmelidirler. Hayvansal üretim ve bitkisel üretimde de üretim fazlası fiyatların aşağıya düşmesini sağlar. Biz ithalat ile ülkedeki hayvansal protein ihtiyacını karşılayamayız. Bu nedenle yerli üreticileri üretime teşvik etmeliyiz. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2018 yılında uygulanacak hayvancılık politikasında küçük aile işletmeciliği, besicilik ve küçükbaş hayvancılığına yönelik desteklerin artırılacağını açıkladı. Biz bu destekleri olumlu karşılıyoruz. Fakat teşvik vereceğimiz işletmeleri ve sürdürülebilir hayvancılık yapacak kişileri iyi seçmek durumundayız. Et fiyatları arttığı anda büyükbaş veya küçükbaş hayvanlarını kesime göndererek sektörden çekilecek üreticilere teşvik verilmesi noktasında daha hassas davranmalıyız. Türkiye gündeminde et ithalatı ve et fiyatlarının artık konuşulmaması gerekir. Bu konular her gündeme geldiğinde üretici sektörden uzaklaşıyor. Bu nedenle bizim üreticiye verilen teşvikleri konuşmamız gerekir. Gıda Tarım ve Hayvanlık Bakanlığı’nın artık et fiyatlarının konuşulduğu gündemi kapatması, üreticiyi ve yatırımcıyı sektöre teşvik etmesi gerekir” dedi.

“KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIĞI TEŞVİK ETMELİYİZ”

Türkiye coğrafyası açısından büyükbaş üretiminin maliyetli olduğunu kaydeden Gözet, küçükbaş hayvancılığın teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin büyükbaş hayvan yetiştiriciliği için elverişli olmadığını ifade eden gözet, “Ülkemizin yağış oranı düşük ve büyükbaş hayvanların beslenebilecekleri otlar fazla yüksek olmuyor. Büyükbaş hayvanlarda anatomik yapılarından dolayı küçük boydaki otlardan yararlanamıyor. Ülkemiz koyun yetiştiriciliği için daha elverişlidir. Koyun doğurgan bir hayvandır. Şu anda 15 milyon gibi anaç bir sürümüz var. Bu 15 milyonu 3 sene içerisinde 30 milyona çıkarabiliriz. Çünkü çoklu doğum yapabiliyorlar. 1 yaşında tohumlanıyorlar ve 1–1,5 yaşına gelmeden kuzu veriyorlar. Bu kuzularda 155 günde doğum yapıyorlar. Koyunculuğa önem verip teşvik edersek biz kırmızı et ihtiyacımızın 4’te 1’ini koyun eti ile karşılayabiliriz” dedi.

“SUNİ TOHUMLAMA KULLANILABİLİR”

Vatandaşların et ihtiyaçlarını ucuz ve uygun fiyatla karşılayabilmeleri için yapılan çalışmaların 2018’de, “ıslah ve geliştirme” projeleriyle birlikte sürdürüleceğini hatırlatan Gözet, “Kırmızı et açığını azaltmak için suni tohumlama yöntemi kullanılabilir. Bu yöntem ile tohumlamada kaliteli sperm kullanılarak çabuk et ve süt verimi sağlanır. Suni tohumlamayı devlet yaptırabilir. Veteriner hekimlere her tohumlama başına destek verebilir. Koyunculuk, aile işletme teşviki ve suni tohumlama yöntemi desteklenerek üretimimizi artırabiliriz. İki üç yıl sabreder üretime teşvik verirsek kısa zamanda bu sorunu çözeriz” dedi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.