Çözülemeyen cinayete avukattan suç duyurusu!

Çözülemeyen cinayete avukattan suç duyurusu!
2013'te maganda kurşunuyla hayatını kaybeden 11 yaşındaki Arif Dallı’nın ailesinin avukatı Çiler Nazife Koşar, olayı soruşturan emniyet mensupları hakkında suç duyurusunda bulundu

İzmir’in Bornova ilçesinde 2013 yılının ilk dakikalarında havai fişek gösterilerini izlerken maganda kurşunuyla hayatını kaybeden ve katili bulunamayan 11 yaşındaki Arif Dallı’nın ailesinin kısa süre önce avukatlığını üstlenen Çiler Nazife Koşar, o dönem olayı soruşturan emniyet mensupları hakkında 'kamu görevlisinin görevi ihmali' suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu. Avukat Koşar, olaydan 1,5 yıl sonra binalarda arama kararının çıkarılmasının bile ihmali gözler önüne serdiğini belirtti. 

Olay, 5 yıl önce Bornova ilçesi Mevlana Mahallesi'nde meydana geldi. Yılbaşı gecesi havai fişek kutlamalarını seyretmek için evin çatısına çıkan 11 yaşındaki Arif Dallı, kimliği belirsiz bir magandanın silahından çıkan kurşunla 2013 yılının ilk dakikalarında başından ağır yaralandı. Küçük Arif, tedavi gördüğü Ege Üniversitesi Hastanesinde 9 gün sonra hayatını kaybetti. Nihat Gündüz İlköğretim Okulu 5. sınıf öğrencisi olan Arif’in ölümüne sebep olan kişi aradan geçen zamana rağmen bulunamadı.

Kısa süre önce Dallı ailesinin avukatlığını üstlenen deneyimli ceza avukatı Çiler Nazife Koşar, Arif Dallı dosyasını incelemesi sonrası o dönem olayı soruşturan polislerin iddiaya göre ihmallerini ortaya çıkardı ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına olayın soruşturmasında görevli emniyet mensupları hakkında 'kamu görevlisinin görevi ihmali' suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu. Avukat Koşar, verdiği dilekçede olay yerinin doğu kısmında Adliye Lojmanları, kuzey kısmında Ege Üniversitesi kampüsü, batı istikametinde ise vatandaşların ikamet ettikleri üçer ve dörder katlı binalar bulunduğunu, olay yeri inceleme ve büro görevlilerinin tanık beyanları ve kriminal görevlilerin görüşleri doğrultusunda maktul Arif Dallı’ya isabet eden mermi çekirdeğinin kuvvetle muhtemel söz konusu adresin batı kısmından geldiğinin değerlendirildiğinin görüldüğünü belirtti. Bu nedenle polis ekiplerinin doğu kısmında bulunan Adliye Lojmanları ve kuzey yönündeki Ege Üniversitesi kampüsünü hiç incelenmediği, sadece olay yerinin batı kısmında bulunan binaların araştırıldığının o dönem polis tutanaklarına geçtiği kaydedildi.

Suç aleti tabanca bulunamadı

Arif Dallı’nın öldürülmesinde kullanılan silahın ve bu silahı kullanan kişinin tespiti amacıyla olay yeri çevresinde yoğunlaşmak suretiyle polisin istihbarata dayalı çalışmalar yürüttüğü ancak bugüne kadar fail veya faillere ulaşılamadığı belirtilen suç duyurusu dilekçesinde, bunun yanı sıra olay yerinde ve civarında ikamet eden taşıma ve bulundurma ruhsatı bulunan çapına uygun 97 adet, olay yeri ve civarında ikamet eden görevli polislerden alınan çapına uygun 31 adet, İzmir genelinde karakollarca yakalanan çapına uygun 58 adet tabanca, toplamda çapına uygun 186 adet tabanca soruşturma savcısının talimatı üzerine toplanırken, incelenmek üzere kriminal polis laboratuvarına gönderildiği ancak bugüne kadar alınan ekspertiz raporlarında suç aleti tabancanın bulunamadığı belirtildi. Olayın olduğu dönem vatandaşlarla bin 300 görüşme yapıldığı, bu görüşmeler neticesinde 47 kişi 'akşam ikametinde bulunduğu sırada silah sesi duyduğunu' beyan ettiğinden bu vatandaşların ifadelerine başvurulduğu, ifade sahiplerinin beyanlarında Yamanlar Koleji istikametine ve Nihat Gündüz İlköğretim Okulu istikametine işaret ettikleri için soruşturmaya bunun yön verdiği kaydedildi. 

2 bin 700 bina tespit edildi, 56 bina arandı iddiası

Avukat Çiler Nazife Koşar'ın suç duyurusunda bulunduğu dilekçede, olayın gerçekleştiği bölgede yaklaşık 2 bin 700 bina tespit edildiği halde bu binalardan 1 Ocak 2013 günü 6 tane ev ve iş yeri, 24 Ocak 2013 günü 45 adet ev ve iş yeri, 4 Ocak 2013 günü 5 adet ev ve iş yeri olmak üzere toplamda sadece 56 ev ve iş yerine arama kararı aldırıldığı ve suç aleti tabanca bulunamadığı ifade edildi. Ayrıca dilekçede, faili meçhul cinayet olayı ile ilgili çalışmalar devam etmekte iken 3 Nisan 2014 günü saat 15.53 sıralarında ankesörlü telefonla 155 Polis İmdat telefonunu arayarak ismini vermek istemeyen bir şahsın, “Arif Dallı isimli şahsın katili Yaşar K. isimli şahıstır, karısının aşığını kovalarken bu çocuğu öldürdü. Daha önce de Hüseyin B. isimli şahıs da bunun karısının aşığı idi ve bunu da vurmuştu, Hüseyin B.'ye 80 milyar verip anlaştılar ve hapisten çıktı, silahı da sakladı” şeklinde ihbarda bulunduğu, yapılan ihbar ile ilgili tutanak tutulduğu belirtildi. Yapılan ihbar içeriğinde geçen bahse konu yaralama olayının 27 Aralık 2011 günü saat 20.00 sıralarında Bornova İlçe Emniyet Müdürlüğü Işıkkent Polis Merkezi Amirliği idaresi 1722. Sokak numara 69 önünde gerçekleştiği ve müşteki Hüseyin B.'nin silahla yaralandığı, müştekiye hastanede yapılan müdahale sırasında yaralı şahsın vücudundan bir adet deforme olmuş mermi çekirdeği çıkartıldığı, mermi çekirdeğinin İzmir Kriminal Polis Laboratuvarı'nda 9 Ocak 2012 tarihinde alınan ekspertiz raporunda müştekinin vücudundan çıkan mermi çekirdeğinin 9 mm çapında kısa Brovning tipi deforme olmuş çekirdek olduğunun tespit edildiği ifade edildi. İhbarda adı geçen Yaşar K. isimli şahsın ise 1992 doğumlu Yaşar K. olduğunun tespit edildiği, ihbar konusuyla ilgili olarak bu şahsın ve eşinin ifadesine başvurulduğu, şahısların olay tarihinde evden dışarı hiç çıkmadıklarını, Bornova Mevlana Mahallesi'ne hiç gitmediklerini beyan ettiğinin o dönem polis tutanaklarına geçtiği belirtildi.

Olaydan 1,5 yıl sonra arama kararı

Dilekçesinde Arif Dallı’nın faili meçhul kişi veya kişiler tarafından ateşli silahla öldürülmesi olayı ile ilgili olarak İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 09.07.2014 günlü arama kararına istinaden 63 evde yapılan aramaların olay tarihi olan 01.01.2013 tarihinden çok sonra yapıldığının anlaşıldığını belirten avukat Çiler Nazife Koşar, olayın meydana geldiği 01.01.2013 tarihinden tam bir buçuk sene geçtikten sonra alınan bu arama kararının bile olayın soruşturulmasındaki ihmali gözler önüne serdiğini ifade etti. Avukat Koşar, henüz 11 yaşında masum bir çocuğun ölümü gibi ağır bir sonucu olan bu saldırıya ilişkin olarak olay tarihinde görev yapan emniyet güçlerinin güvenlik zafiyeti göstererek yeterli emniyet tedbirlerini almadığı ve olayın soruşturmasında ihmali olduğu konusunda birçok tereddüdün bulunması nedeniyle bu kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunma zarureti hasıl olduğunu belirtti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.