İkinci tehdit Kılınç’tan

İkinci tehdit Kılınç’tan
İnternet sitelerine düşen ve emekli Orgeneral Karadayı’nın, ANAP eski Genel Başkanı Mumcu’yu arayarak, 367 konusunda baskı yaptığını anlattığı ses kaydının ardından, ANAP’ın eski Genel Başkan Yardımcısı Göksel Küçükali, o süreçte MGK

Bir dönemin ardındaki sis perdesi kalkıyor. Anavatan Partisi'nde Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan eski milletvekili Göksel Küçükali, internet sitelerine düşen ses kaydında, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Anavatan lideri Erkan Mumcu'yu arayarak, Meclis'e girmemesi yönünde telkinlerde bulunduğunu “pe...nk” küfürü eşliğinde dile getiren Paşa'yı doğrularken, bugüne kadar gündeme gelmeyen bir “sahne”yi ifşa etti.
Göksel Küçükali, Ergenekon soruşturması çerçevesinde gözaltına alınan MGK eski Genel Sekreteri Tuncer Kılınç Paşa'nın, Erkan Mumcu'yu aradığını ve emekli Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'ya ait olduğu ileri sürülen bant kaydındaki ifadelerden çok daha koyu bir üslupla “Cumhurbaşkanlığı oylamasına girmemesini” emrettiğini belirtti. İşte Göksel Küçükali'nin ifadeleriyle “baskı” anı: “Erkan Mumcu Genel Başkan'dı, ben de Genel Başkan yardımcısıydım. Kendisi ile makam odasında oturuyor ve 367 meselesini konuşuyorduk. 'Oylamaya girmememiz demokrasiye ihanet olur, bunu millete izah edemeyiz' dedim. Kabul etti. Oylamaya gireceğimizi söylüyordu. Araya başka meseleler de girdi. Uzun uzun konuştuk. Bu sırada telefon çaldı. Sekreter hanım, Tuncer Kılınç Paşa'nın aradığını söylemiş...”

“TAVRI DEĞİŞTİ!..”

Küçükali şöyle devam etti:

“Kılınç'la görüşürken, ‘tamam efendim, evet efendim, tamam paşam’ diyerek onaylıyordu. Hali, tavrı değişmişti. Morali son derece bozuk görünüyordu. 'Ne oldu?' diye sordum. 'Tuncer Kılınç, oylamaya girmememiz gerektiğini kesin bir dille söylüyor!' dedi. Ben de kendisine 'O veya bir başkası ne karışıyormuş, biz özgür irademizle hareket ederiz, bize kimse emir veremez, bunlara kulak asmayın' dedim. Ancak, tavrı değişmişti. Girmememiz gerektiğini söylemeye başladı. Ben ısrarla oylamaya katılmamız gerektiğini ifade ettim. Baktım, baskıdan dolayı girmemeye karar vermiş, istifamı verdim. Tavrı değişmişti. Oylamaya girmememiz gerektiğini söylüyordu. Ben de 'Cumhurbaşkanlığı seçiminde hür irademle oy kullanabilmek için Anavatan Partisi'nden istifa ediyorum' muhtevalı açıklamayla istifamı verdim. Açıklamadaki bu ifadede 'baskı ima'sı vardı. Ancak, Tuncer Kılınç olayını açıklamadım. Baktım, kendisi, 'baskı görmediğine' dair ağır yeminler ediyor. O böyle yemin ettikten sonra bu meseleye girmem doğru ve de şık olmaz diye düşündüm. Fakat şimdi her şey ortaya çıktı. Bant kaydı da ilginç. Ses kaydı kime aittir, değildir tartışmalarının ötesinde benim şahit olduğum 'Kılınç-Mumcu' diyaloğunu doğruluyor. Böyle bir süreç sözkonusu oldu.” 

İSTEDİĞİ KADAR AKSİNİ SÖYLESİN!..

“Sayın Mumcu istediği kadar 'Kimse baskı yapmadı, bu kararı biz hür irademizle aldık' desin. Gerçekler ortada. Millet hakimiyetine değer verenler gittiler ve oylarını kullandılar, baskıya ve emre değer verenler ise oylarını kullanmayarak görevlerini yerine getirmediler. Ben hangi Paşa'nın ne söylediğini bilmem. Sadece, kulaklarımla duyduğumu, gözlerimle gördüğümü bilirim.”

MUMCU: “KILINÇ'LA BÖYLE BİR MESELEYİ GÖRÜŞMEDİM!..”

Anavatan eski lideri Erkan Mumcu da Vakit'in konuya ilişkin sorusu üzerine, “Kim ne söylerse söylesin, ben Kılınç'la böyle bir meseleyi görüşmedim” dedi. Mumcu, tarihin haklarını teslim edeceğini de öne sürdü.

SERDAR ARSEVEN/ANKARA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.