Kaza mı, cinayet mi?

Kaza mı, cinayet mi?
Komutanların baskısına ve sahte belge düzenlemelerine rağmen beraat eden Altındağ'ın ölümü de sır. Askerin hoşuna gitmeyen kararın verilişinden 10 ay sonra kendisi, 4 yıl sonra da kardeşi trafik kazasında öldü...

7. KOLORDU K.LIĞININ SAHTE BELGELERİNİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN!

ÇEVİK BİR'DEN YARGIYA EMİR - HABER - TIKLA

ÇEVİK BİR'DEN YARGIYA EMİR - BELGE - TIKLA

HURŞİT TOLON'UN YARGIYA SARFETTİĞİ SÖZLER - VİDEO - TIKLA

ŞENER ERUYGUR'UN EŞİ, YARGIYI ELE GEÇİRDİKLERİNİ ANLATIYOR - VİDEO - TIKLA

İ. HAKKI KARADAYI'NIN DARBELERDEKİ ROLÜ - VİDEO - TIKLA

İ. HAKKI KARADAYI'NIN CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNDEKİ ROLÜ - VİDEO - TIKLA

TUĞGENERAL MÜNİR ERTEN - VİDEO - TIKLA

TUĞAMİRAL KADİR SAĞDIÇ - VİDEO - TIKLA

TUĞGENERAL SÜHA TANYERİ - VİDEO1 - TIKLA

TUĞGENERAL SÜHA TANYERİ - VİDEO2 - TIKLA

TÜMAMİRAL RAMAZAN CEM, ASKERE EV TAŞITIYOR - VİDEO - TIKLA


Diyarbakır'da 7. Kolordu Komutanlığı'nın, sahte belgelerle mahkûm ettirmeye çalıştığı ancak mahkemenin delil yetersizliğinden haklarında beraat kararı verdiği işadamları Altındağ kardeşlerden Mehmet Emin Altındağ'ın kısa bir süre sonra şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybettiği öğrenildi. Kazadan 4 yıl sonra ise ailenin bir diğer oğlu Bolu'da geçirdiği trafik kazasından kurtulamamış. Baba Mehmet Ali Altındağ, oğullarının ölümleri ile Diyarbakır DGM'de açılan dava süreci ile yakından ilgili olduğunu düşünüyor.

İddialara göre, 5 Haziran 1998 tarihinde Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde düzenlenen operasyonda ölü ele geçirilen teröristlerden birinin üzerinde işadamları Selahattin ve Mehmet Emin Altındağ'ın örgüte yardım ve yataklık yaptığına dair belge çıkmış, bunlara dayanılarak Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na PKK'ya ait olduğu iddia edilen bir dokümanın yer aldığı 'gizli' ibareli bir yazı gönderilerek, bunun adli işlemlerde kullanılması istenmişti. Ancak operasyonu gerçekleştiren Diyarbakır Kulp İkinci Tabur Komutanlığı'nın teröristler üzerinde böyle bir dokümanın bulunmadığı yönündeki raporu üzerine söz konusu belgelerin sahte olduğu anlaşılmış, yaklaşık bir yıl süren yargılamanın ardından Altındağ kardeşler Diyarbakır DGM'de berat etmişti.

Ancak haklarındaki PKK'ya yardım ve yataklık suçlamalarından kurtulan Altındağ kardeşlerden Mehmet Emin Altındağ'ın olaydan kısa bir süre sonra şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Yine aynı ailenin bir oğlu da 4 yıl sonra benzer şekilde trafik kazasında öldü.


BERAATTEN 10 AY SONRA ÖLDÜ!

18 Şubat 1999'da verilen beraat kararından yaklaşık 10 ay (24 Nisan 200) sonra Erzurum'da Fevzi Çakmak Hastanesi inşaatının müteahhitliğini yapan Mehmet Emin Altındağ, Erzurum'dan Diyarbakır'a gelirken, Bingöl Yayla karakolunda Avari Karakolu'na 15 kilometre mesafede aracıyla kaza geçirdi. Altınadağ'ın cenazesi ise kazadan 18 saat sonra Telekom'un işçileri tarafından bulundu. Ancak işadamı Mehmet Ali Altındağ, oğlunun normal bir trafik kazası sonucu ölmediğini düşünüyor. Oğlunun planlı bir şeklide öldüğü iddiasını gündeme getiren Altındağ, "Sonradan aldığımız bilgilere göre, oğlumun önünü panzerlerle kesip, uçurumdan aşağıya arabasını yuvarlıyorlar. Nerdeyse adım başı karakolların bulunduğu ve her tarafın termal kameralarla takip edildiği bir bölgede bu kaza nasıl oluyor?" iddiasını gündeme getirdi.


DİĞER KARDEŞ 4 YIL SONRA BOLU'DA ÖLDÜ!

Mehmet Emin Altındağ'ın şüpheli ölümünden 4 yıl sonra kardeşi Akif Altındağ da İstanbul'dan Ankara'ya gelirken benzer şekilde Bolu Dağı'nda geçirdiği kazada hayatını kaybetmiş. Altındağ'ın geçirdiği trafik kazasının sebebi olarak raporlara 'sis ve aşırı hız' kayıt düşülse de Baba Altındağ, iki oğlunun ölümü arasında bağlantı olduğunu söylüyor. Baba Altındağ, "Çocuklarım hakkında mesnetsiz belgeler düzenleyip yargılatmaları, daha sonra beraat etmeleri, ardından bu kararı veren mahkeme üyelerinin sürgün edilmesi bir sürecin devamıdır. Bu konuda elimde belge olmasa da hiç şüphem yok." diye konuştu.

Öte yandan Selahattin ve Mehmet Emin Altındağ kardeşlerle ilgili 1998/153 esas sayılı dava dosyası kayıp. Ailenin Avukatı Zeynep Şükran Canokçu'nun 9 Şubat 2009'de Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazdığı dilekçeye verilen cevapta şöyle deniyor: "İlgi dilekçeniz ile mahkememizin, 1998/153 esas sayılı dava dosyasındaki belgelerin fotokopilerini talep etmiş iseniz de; dava dosyasının eski yıllara ait olduğu, aradan uzun zaman geçtiği, Diyarbakır 7 Ağır Ceza Mahkemesi'nin kapatılması sonucu Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi ile birleştirildiği, arşivlerin aşırı derecede yoğun olduğu, dava dosyasının arşivlerin aranması sonucu bulunamadığı..." (CİHAN)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.