Ergenekon, intikam için PKK'yı kullanabilir

Ergenekon, intikam için PKK'yı kullanabilir
USAK Başkanı Laçiner: Ergenekon'la temizlenmek istenenler, intikam amaçlı derin PKK'yı kullanabilir

Ergenekon soruşturmasında ikinci iddianamenin açıklanması beklenirken Ulusal Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner'den dikkat çekici açıklamalar geldi. Ergenekon-PKK bağlantısına dikkat çeken USAK Başkanı Sedat Laçiner, temizlenmek isteyenlerin intikam almak için derin PKK'yı kullanabileceklerini söyledi. Terörün Türkiye'de derin devletin, derin çeteleşmenin kullandığı bir araç olduğunu vurgulayan Laçiner, provokasyonlara açık bir döneme girildiğini belirterek akla gelmeyen saldırıların olabileceğini ifade etti. Yaptığı açıklamalardan dolayı Kuzey Irak'a askeri operasyon sırasında yoğun bir şekilde tehdit aldığını açıklayan Laçiner, "Ya bu ceset evlerle, asit kuyularıyla yaşayacağız; devletimizin Genelkurmayının, polisin, MİT'in koridorlarının en derin hücrelerine kadar çeteler girecek veya bir sefer bu korkuyu yaşayıp bu meseleleri çözeceğiz." dedi.


Cihan Haber Ajansı'na konuşan USAK Başkanı, Ergenekon davasına karşı çıkan, bunu bir kumpas olarak gören üç ayrı kesimin bulunduğunu söyledi. Laçiner şöyle konuştu:

"Bunlardan bir tanesi bu suçu kendi düşüncelerinde kahraman olan insanlara yakıştıramayan insanlar var. Gazeteci, yargı mensubu, asker olarak tanıdıkları insanların, böyle bir suçu işleyebileceklerini akıllarından dahi geçirmiyorlar ve temiz insanlara karalama kampanyası olarak görüyorlar. İkinci bir grup ise bilinçli veya bilinçsiz olarak Ergenekonun parçası. Ergenekonun içinde çok fazla çeteleşme, gruplaşma var. Kan davalı insanlar bile aynı teşkilatın içinde birbirinden habersiz hareket edebiliyorlar. Yargının, medyanın, iş dünyasının içerisinde var. Kanaatim odur ki şimdiye kadar çıkan insanlar, sadece buz dağının görünen yüzünü oluşturuyor. Hala medya ve yargı başta olmak üzere birçok sektörün içerisinde çok sayıda insan henüz gözaltına alınmış değil, ilişkisi tespit edilip kanıtlanabilmiş değil. Bunlar da mesele kendilerine uzanmasın diye hem de Ergenekonu savunabilmek için kendilerince demokrasi adı altında farklı görünüyorlar. Bir siyasi parti kavgası içerisinde meseleyi göstererek olayı sulandırmaya, kapatmaya çalışıyorlar. Asıl önemli olan üçüncü kısım da Ergenekon davasının gidişatını zorlaştıran, Türkiye'de bir darbe zihniyeti var. 'Türkiye'de darbe olur, bu çok tabi birşeydir, suç değildir' düşüncesi azçok Türk toplumunda hemen hemen her kesimin zihninde var. Sağı, solu olsun; Kürtçü, Türkçü olsun, hangi gruptan olursa olsun mutlak süratte darbeyi normal sayan bir anlıyışla karşı karşıyayız. Oysa darbe dediğiniz bir ülkede işlenebilecek en ağır suçtur. Çünkü hukuku, demokrasiyi katlediyorsunuz. Bütün hukuksal düzeni ters yüz ediyorsunuz. 'Darbe normal birşey değildir'i topluma yerleştirmemiz lazım. Bunu kabul ettiremediğimiz sürece Ergenekon davasından çıkacak kararların hiçbir önemi yok. Hepsi müebbet hapis de alsa, serbest de bırakılsa çok önemli değil. Çünkü onlar içerideyken hala şu anda yeni oluşumlar var."

Tüm bu sorunların ortadan kaldırılabilmesi için sayın Erdoğan'ın, Baykal'ın, Bahçeli'nin, STK başkanlarının, işadamların, sendikaların da hepsinin Ergenekon davasının daha da önemlisi darbe meselesinin avukatı değil, savcısı konumuna gelmesi gerektiğine dikkat çeken Laçiner, bunu da "Savcıların kamu yararı gözetmesi'ne bağladı ve siyasetin temizlenmesi için herkesin savcı konumuna gelmesi, darbenin de bir zihniyet olarak zihinlerde suç haline gelmesi gerektiğini vurguladı.


YARGIDA ERGENEKON DAVASINI KAPATMAYA ÇALIŞANLAR VAR

Türkiye'nin en çok aksayan, tıkanan organının yargı olduğunu dile getiren Laçiner, bu yargı ile adaleti bulabilmenin çok zor olduğunu vurguladı. "Ergenekon zihniyetine sahip yargıçlar, savcılar hatta mübaşirlere doğru giden bir zincir var." diyen Laçiner, "Türkiye kutuplaşmış bir ülke ve bu kutuplaşmanın en yoğun yaşandığı yerlerin başında yargı geliyor. Bugüne kadar yargı çok konuşulmadığı için yargının aldığı karara herkes saygı duyar. Ne karar çıkarsa 'kestiği parmak acımaz' mantığıyla yaklaşım olduğu için biz sorunları hep sümenaltı ettik, halının altına süpürdük. Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında yargı geliyor. Ergenekon davasında da hepsini görüyoruz. Ergenekona baktığımız zaman asit kuyuları, silahlar, el bombaları, krokiler dışında bir de cinayet var. Danıştay cinayeti, Cumhuriyet Gazetesi'ne yapılan el bombalı saldırı var. İlaveten kanaatim o dur ki şu an o aşamada değil ama Hrant Dink davası, Santoro cinayeti, Malatya'daki katliam ve çok daha fazla cinayetler de gelip Ergenekon meselesine dayanacak. Ergenekon davasında kanıtlar arttıkça, elle tutulur hale geldikçe Ergenekona karşı çıkan üç grup erimeye başlayacak. Özellikle kendilerince saygın olarak gördükleri kişileri bu suçu yakıştıramayanlar, görecekler ki bu insanlar eli kanlı katil. Asit kuyularında önce öldürüp sonra atan kişileri savunmak bir süre sonra daha güç olacak. Silahlar bulununca pek çok kişinin fikri değişti. Bundan sonraki süreçte davanın başarısı toplumun bunu sahiplenmesine bağlı." şeklinde konuştu.


SES KAYITLARI SİYASİ AÇIDAN BİR KANITTIR

"Ergenekon davasında yargının kutuplaşması, siyasallaşması, taraf hale gelmesi daha da arttı." diyen Laçiner, Eruygur'un eşinin 'şu mahkeme bizden şu mahkeme onlardan' sözünün ses kayıtlarıyla tüm Türkiye'ye duyurulduğunu hatırlattı. Avukata 'hangi mahkeme sizden' diye sorulduğunda mutlaka bir kanaat belirteceğini anlatan Laçiner, özellikle yargı dünyasının içinde olanların çok net, kesin bir kanaati bulunduğunu söyledi.


ERGENEKON DAVASI İLERLEDİKÇE PKK'NIN EYLEM KAPASİTESİ AZALIYOR

Terör örgütünün eylemsizliğinde üç temel neden aranabileceğini söyleyen Laçiner, bunların mevsimsel şartlar, seçimler ve Ergenekon olduğunu belirtti. "Dava ilerledikçe enterasan bir şekilde PKK'nın eylem kapasitesinde bir azalma yaşıyoruz. Ermeni, Rum bu azınlıklara dönük tehditler birden bire kesildi." diyen Laçiner, PKK'nın eylem kapasitesinde ciddi bir azalma yaşandığını vurguladı.

PKK konusunda bir tasviye kararı alındığının herkesin ortak kanaati olduğunu anlatan Laçiner, Amerika'nın Ortadoğu'da PKK'yı bu haliyle istemediğini ve PKK'nın ya format değiştireceğini ya da yok olacağini ifade etti. Şu anda yapılan tartışmanın "PKK'yı dağdan şehre indirelim, bir şehir terör hareketi haline getirelim." olduğunu aktaran Laçiner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir diğer tehlike ise bir derin PKK yapılanması söz konusu. PKK'nın içerisinde, aslında PKK olmayan ama yeri geldiğinde PKK'yı kullanan, hassas dönemlerde ona eylem yaptıran bir grup var. PKK eylem yapıyor, bundan Abdullah Öcalan'ın, Karayılan'ın da haberi yok. Nerden çıktı bu eylem diye düşünüldüğü oluyor. Bu aşamadan sonra asıl PKK saldırıları derin PKK ile ilgili olacak. Ergenekon-PKK bağlantısına, derin PKK'ya özellikle dikkat etmek gerekir. Provokasyonlara açık bir döneme giriyoruz. Türkiye siyasetini, devletin içini temizlemeye başladıkça, temizlenmek istenenler, intikam almak isteyeceklerdir. Daha da hırçınlaşacaklar, akla gelmeyen saldırıları gerçekleştireceklerdir. Bir yönüyle Ergenekon'un bir parçasıdır aslında PKK. Tabi ki demiyoruz PKK'yı şunlar kurdu, onlar yönetiyor demiyoruz. Kullanıyorlar, sadece PKK'yı değil diğer örgütleri de kullanıyorlar."


YOĞUN BİR ŞEKİLDE TEHDİT ALDIM

Kuzey Irak'a askeri operasyon sırasında yoğun tehditler aldığını açıklayan Laçiner, tehditlerin hem e-mail yoluyla, hem de değişik şekillerde olduğunu söyledi. Artık Türkiye'nin tehditlerden yılmaması gerektiğini vurgulayan Laçiner, "Türk entelektüelinin, Türk siyasetçisinin korkarak yaşamaktansa bu korku kaynaklarının üzerine gitmesi gerekiyor. Özellikle 27 Mayıs'tan bugüne kadar Türkiye'yi korku siyaseti yönetti. İnsanları sindirdi ve asit kuyuları ortaya çıktı. Hizbullahın ceset evleri ortaya çıktı. Ya bu ceset evlerle, asit kuyularıyla yaşayacağız; devletimizin Genelkurmayının, polisin MİT'in koridorlarının en derin hücrelerine kadar çeteler girecek veya bir sefer bu korkuyu yaşayıp bu meseleleri çözeceğiz." diye konuştu. (CİHAN)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.