Kur’an’ın öğrenilmesinden neden korkuyoruz

Kur’an’ın öğrenilmesinden neden korkuyoruz
Erdoğan, Org. Başbuğ’un, vatandaşların akşamları Kur’an öğrenmesine bile karşı çıkmasına sert tepki göstermiş:Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Karargâhı’nda 15 Ocak 2004’te verilen, "Ulusal Güvenlik Brifingi"nde, dönemin Genelku

Kenan KIRAN'ın haberi...

Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında yargılanan eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’dan ele geçen bir belge, askerin dine bakışı ve siyasete müdahale edişini gözler önüne seriyor. Söz konusu belgede; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Genelkurmay Karargâhı’nda 15 Ocak 2004’te verilen, “Ulusal Güvenlik Brifingi”nde yapılan konuşmalar yer alıyor. Başbakan Erdoğan, söz konusu brifingde, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı İlker Başbuğ’a sert tepki göstermiş. Başbakan Erdoğan, İlker Başbuğ’un vatandaşların akşamları Kur’an öğrenmesine bile karşı çıkmasını eleştirerek, “Ülkemizde Kur’an’ın öğrenilmesinden neden korkuyoruz, ben bunu anlamıyorum” demiş.

BRİFİNGDE ATEŞLİ TARTIŞMALAR
Genelkurmay Karargâhı’nda 15 Ocak 2004’te verilen "Ulusal Güvenlik Brifingi"ne, Başbakan Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve kuvvet komutanları katılmış. Söz konusu brifingde, Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ arasında ateşli tartışmalar yaşanmış.

BAŞBUĞ: DEĞİŞİKLİK BİZE SORULMADI
Şimdiki Genelkurmay Başkanı, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı olan Orgeneral İlker Başbuğ, brifingdeki sunumunda, 2003 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Kur'an Kursları yönetmeliğinde 7 maddelik bir değişiklik yapmasını gündeme getirmiş ve vatandaşların akşamüzeri Kur'an-ı Kerim ve dini eğitim alabilmelerinin sağlanmasına yönelik değişikliğin Genelkurmay Başkanlığı’na sorulmadığına dikkat çekerek, “Diyanet'in çıkardığı Kur’an kursları değişikliği sorulmadı” demiş.

ERDOĞAN: “KUR’AN ÖĞRENİLMESİNDEN NEDEN KORKUYORUZ”
Başbakan Erdoğan ise, “Ülkemizde Kur’an’ın öğrenilmesinden neden korkuyoruz, ben bunu anlamıyorum. Halkının büyük kısmı Müslüman olan bir ülkede Kur’an Kursları yönetmeliğinin değiştirilmesi tamamen iyi niyetlidir. (…) Gelişmeler karşısında Mehmet Aydın ve Ali Bardakoğlu -ki her ikisi de- iyi yetişmiş kişilerdir” demiş. Tutanaklarda, Erdoğan’ın bu sözleri üzerine kuvvet komutanlarının şok olduğu ifadesi yazılmış.

“ÇİMENTODA İSLAM YERİNE OTURTULMALI”
Orgeneral İlker Başbuğ, brifingde, Erdoğan’ın, “Türkiye demokrasi ile İslam’ı bağdaştıran model bir ülkedir” şeklindeki sözlerini hatırlatarak, “Türk kültürünün sadece İslam kültürüne dayanması konusundaki düşüncenizi ortaya koydunuz” demiş. Başbuğ’un bu sözlerine Başbakan Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül tepki göstermiş. Erdoğan, “Bizim amacımız vermek istediğimiz mesaj, İslam kültürü ile demokrasi kültürünü birleştirmektir. İslam, benim şahsi referansımdır” derken, Gönül de, “Türkiye çimentosunda İslam yerine oturtulmalıdır” demiş.

İŞTE O DİYALOGLAR
Eruygur’da ele geçen belgeler arasında yer alan ve “Başbakan Erdoğan’la yapılan konuşmanın zabıtları, 15 Ocak 2004” başlıklı belgeye göre, Orgeneral Başbuğ’un bir sunumla dile getirdiği eleştirilerin ayrıntıları şöyle:

BAŞBAKAN İLE YAPILAN KONUŞMALARIN ERUYGUR’DA ÇIKAN ZABITLARIndan:
II.Bşk'nın yaptığı konuşma (Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ) 23 Ağustos 2001 tarihinde, Kalyon Oteli’nde AKP Genel Başkanı olarak yaptığınız konuşmada; “Tecrübelerinden ders çıkarma erdemine sahip insanlar gibi ben de değişmeyi bir erdem sayıyorum” demiştiniz. Ayrıca, “Laikliği demokrasinin gereği olarak görüyoruz” söyleminiz ile değiştiğiniz mesajını verdiniz. 
Siz ve partinizin birçok üyesi milli görüş ile siyasete başladınız. 
(…) 14 Temmuz 1996 tarihli Milliyet Gazetesi’ndeki söyleşinizde, “Refah Partisi’nin referansı İslam’dır. Bize göre demokrasi amaç değil ancak bir araçtır” diyorsunuz. Toplumun zihninde, 23 Ağustos 2001’de ifade ettiğiniz değişimin ne derece gerçeği yansıttığını değerlendirmek istiyoruz.
(…) TSK olarak Cumhuriyetin temel niteliklerini hedef alan uygulamalara karşı sessiz kalmak mümkün değildir. 
23 Ağustos 2001'de ifade ettiğiniz değişmenin iktidara geldiğinizden beri ne derece olduğunu değerlendireceğiz: 
Hükümet programında AKP siyasi kimliğini “muhafazakar demokrat” olarak tanımlamaktadır.
9 Ocak 2004 tarihinde Berlin'deki konuşmanızda “Türkiye demokrasi ile İslam’ı bağdaştıran model bir ülkedir” şeklinde ifade ederek, Türk kültürünün sadece İslam kültürüne dayanması konusundaki düşüncenizi ortaya koydunuz. 
(…) Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer bir makalesinde, “İslam bir hayat tarzıdır ve hayatın bütün yönlerini kapsayan bir sistemdir” şeklinde tanımlamakta ve iki İslami hareketi; kültürel öncelikli İslami hareketler ve siyasi öncelikli İslami hareketler olarak ifade etmektedir. Siyasi öncelikli İslami hareket olan Refah Partisi ile kültürel öncelikli İslami hareket olan Fethullah Gülen, Nurculuk, Süleymancılık gibi tarikatların birleşerek, laikliğin İslam’la bütünleşmesini ve cumhuriyetin İslami bir düzene sokulmasını, siyasal İslam modelinin gerçekleşmesini öngörmektedir. Dinçer’in bugünkü uygulamaları da bu düşüncelerinin geçerli olduğunu doğrulamakta olup, ‘Ömer Dinçer’in arkasındayım’ 
şeklindeki açıklamanız düşündürücüdür. Bu açıklama sizin ‘değiştim’ ifadeniz ile bir çelişkidir.
(…) Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasarısı bize sorulmadı. YÖK tasarısı sorulmadı. Diyanet'in çıkardığı Kur’an kursları değişikliği sorulmadı. Büyükşehir Belediye sınırlarını değiştiren yasa sorulmadı.
(…) Şimdi de TSK açısından hassasiyet arz eden konuları ifade edeceğiz: 
(…) 28 Şubat kararlarının gerektiği şekilde uygulanmaması ve takip edilmemesi. 
(…) Türbanın kamusal alana çekilmesi gayretlerinin sürmesi. Kur’an Kursları Yönetmeliği ile eğitim birliği ilkesinin aşındırılmak istenmesi. İl Milli Eğitim Müdürlerinin türbanı denetim altına alma arzusu olmayan, göz yumanlar arasından seçilerek atandırılması. YÖK Yasasında İHL mezunları için değişiklik yapılmak istenmesi. Türkiye’de Faaliyet Gösteren Terör Örgütleri / İrticai Terör Örgütleri: Laikliği dinsizlikle birleştirmek amacında olan cani çetelerinin; Diğerleri (Dini Motifli Siyaset grupları)
Başlıca cemaat ve tarikatlardan; Milli Görüş, Nurcu, Kadiri, Nakşibendiler ve Süleymancılar halen tehdit özelliklerini sürdürmektedir.
Kuvvet komutanları ve Jandarma Genel Komutanı tarafından ifade edilen hususlar. II. Başkanın takdiminde ifade ettiği değerlendirmelere katılıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti anayasasında belirlenmiş devlet yapısında öngörülen yapıya ters düşen uygulamalardan, bizim gibi ana ast birlik komutanlarımız ve birlikte mesai yaptığımız generaller dahil tüm teşkilatlarımız tedirginlik ve endişe duymaktadır.

“TÜRKİYE ÇİMENTOSUNDA İSLAM YERİNE OTURTULMALIDIR”
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül tarafından ifade edilen konular. 

(VECDİ GÖNÜL)

(…) İrtica ilk defa II. Mahmut devrinde olmuş ve hep devrimlere karşı yapılmıştır. Türkiye İslam unsurunun yerini çok iyi tayin etmelidir. 
(…) İdeolojiler ifade edilirken, Türkiye’nin İslam kültürüne bağlılığı iyi ifade edilmelidir. Eskiden Türk ve İslam kavramları birbirinin aynı idi, sen “nesin” dendiğinde “Müslümanım ve Türküm” denilerek, ikisi de aynı tanımla kullanılırdı. Türkiye çimentosunda İslam yerine oturtulmalıdır.
Genelkurmay Başkanı (Hilmi Özkök)
Yapılan değerlendirmelerin gerginlik yaratmak maksadını taşımadığını ancak TSK’nın düşünce ve endişelerinin yetkili makama iletilmesi ana düşüncesinden kaynaklandığı ifade edilmiştir.

ÖMER DİNÇER BİLİM ADAMIDIR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından ifade edilen hususlar. 
Silahlı Kuvvetler’deki komutanların düşüncelerinin ve son YAŞ toplantısındaki talebimin yerine getirilmesinden memnun olduğumu ifade etmek istiyorum. Bu görüşlerin bir ortasını bulmak doğru olur, bu doğruları bulmakta yarar var. Güven önemlidir. (…)
Ömer DİNÇER, açık bir toplantıda bilimsel değerlendirme yapmıştır. Aradan dokuz yıl geçtikten sonra bazıları "istemezük" demektedir. Kendisi bir bilim adamıdır. Yorumları o açıdan ele alınmalıdır. Kendisinden millet istifade etmektedir.
Kamu Yönetimi Temel Yasası’nın hazırlanmasında Genelkurmay Başkanlığı’nın görüşlerini aldık. Her yasa ile ilgili de görüşmekteyiz. Son YAŞ toplantısında Kamu Yönetimi Yasası ile ilgili olarak Milli Eğitimin durumu gündeme geldi ve tasarıda düzelttik. Uyarı ve taleplere karşı değiliz.
(…) Milliyet gazetesi bizim düşüncelerimizi, ifadelerimizi değiştirerek yazıyor. Demokrasiyi bir araç olarak kullandığım söyleniyor, tüm sistemler araçtır. Din de demokrasi de araçtır. Her ikisinin amacı da insanın mutluluğudur. Kim beyaza beyaz diyorsa o beyazdır. Ama ben söyleyince beyaz siyah oluyor.
Bizim amacımız vermek istediğimiz mesaj, İslam kültürü ile demokrasi kültürünü birleştirmektir. Bununla biz batıyı her yönüyle düşünceye sevk ettik. İslam dünyasını yani totaliter yapıyı merkeze çekmeye çalışıyoruz. Bu yaklaşım yavaş yavaş revaç buluyor. Bu tür politikalarımızın AB üzerinde önemli ve ciddi akisleri oluyor.
(…) Muhafazakâr demokrasi kavramını ve düşüncelerimizi, son sempozyumda da ifade ettiğim gibi siyasi literatüre sokacağız.
-Basın benim her söylediğimi çarptırıyor “Refah Partisi’nin referansı İslam’dır” demedim. İslam, Refah Partisi’nin değil benim şahsi referansımdır.

ASLINDA DİNİ KULLANAN BAYKAL
Konuşmalarıma bakın, hiçbir zaman dine referans vermedim. Aslında dine referans veren, dini kullanan BAYKAL’dır. Seçim propaganda döneminde Yaşar Nuri ÖZTÜRK’ü yanından ayırmadı.
Başörtüsü konusunda, ortak ve net tarif yapılarak toplumsal mutabakat sağlanmalıdır. Mesela özel okullar kamusal alan mıdır? (Eruygur’un notu: Özel okulları kamusal alan dışına çıkarıp, türban konusundaki yargı kararlarını delmek ve uygulamayı resmen hayata geçirmek istemektedir. Bu durum Milli Eğitim Temel Yasası’na ve devletin temel prensiplerine aykırılık teşkil eder. Okul ücretinin ödenmesi bu okulların özel alan sayılması anlamını taşımaz.)

BAŞÖRTÜSÜ KONUSUNDA BİRBİRİMİZİ ÜRKÜTMEMELİYİZ 
Ülkemizde türban dolayısı ile olan kamplaşmaya engel olmalı ve birbirimizi bu konuda ürkütmemeliyiz. (…). Bu konu ile ilgili olarak son Almanya gezim sırasında bir Alman gazetesine verdiğim mülakatta "Başörtüsü ne bir sembol ne de bir simgedir" dedim. Ülkemizde Kur’an’ın öğrenilmesinden neden korkuyoruz, ben bunu anlamıyorum. Halkının büyük kısmı Müslüman olan bir ülkede Kur’an Kursları yönetmeliğinin değiştirilmesi tamamen iyi niyetlidir. Evet Kur’an Kursları Yönetmeliği’nde yanlışlık yapıldı. Ama bu konu fazlaca abartıldı. Gelişmeler karşısında Mehmet AYDIN ve Ali BARDAKOĞLU -ki her ikisi de iyi yetişmiş kişilerdir-şok oldular. Yasalar yapılırken halkın gelenekleri, istekleri yansıtılmalıdır. Bunlar, endirekt de olsa etkidir ve siyasete yansımalıdır. (…) Müsteşarımı yasamanın veya muhalefetin demesi-diretmesiyle değiştirmem, yasamanın yetkisi yoktur. Kendisi bana verimli hizmetler yapıyor.

BAŞBUĞ, ÖMER DİNÇER OLAYINA YİNE DÖNDÜ
II. Başkanın Konuşması (Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı olan Orgeneral İlker Başbuğ): Ömer Dinçer konusunu açmak istiyorum. Siz yaptığınız konuşmanın tamamı olan yedi sayfayı okudunuz mu? Kabul edilemez korkunç hususları ihtiva ediyor. Bilim adamı vasfının çok ötesinde bir söylemdir. ‘Düşüncelerimin arkasındayım’ ifadesi çok düşündürücüdür. Genelkurmay olarak düşüncelerimizi sunduk. Takdir sizindir.

ÖZKÖK: GÖRÜŞLERİMİZİN DİKKATE ALINMADIĞINI GÖRÜYORUZ
Genelkurmay Başkanı’nın konuşması (HİLMİ ÖZKÖK): Rahatsız olduğumuz konuları sizlere aktarmak için bugün bir araya geldik. Umarım iyi niyetle yaptığımız bu değerlendirmelerden sonra TSK, ülkenin temel değerlerinin korunmasında tavır almaya zorlanmaz. Bu çalışma, ülkenin birçok sorunla uğraştığı dönemde rejimi tehlikeye sokmamak maksatlı çalışmalıdır. (…) Birçok konularda görüşlerimizi sizlere bildirdik ancak dikkate alınmadığını görüyoruz. Aramızda mevcut güvensizlikler önemlidir. Bu amaçla da açıklamalarımız ve zaman zaman yaptığımız uyarılarımız dikkate alınmalıdır.

KUVVET KOMUTANLARI BRİFİNGDEN PİŞMAN
Toplantı bu sözler ile sona erdi. Biz adamlara "bakın sayın başbakan biz sizi dinci bir parti olarak görüyoruz. Yaptığınız her türlü işlemde de bu faktörü arıyoruz. Bu nedenlerle size itimadımız yok" diyemedik.
Bence bir gün önce aldığımız konuşmama kararı yanlıştı. Adam bize kendi bildiklerini anlattı ve tartışmadık bile. Bu toplantıdan çıkınca yemeğe gittik. Böylece işi de iyice sulandırmış olduk. Yemeğe doğal olarak sohbetle başladık ve adam da yemekten ayrılırken bizim sorunlarımızı dinleyip ayrılan ve onlara çözüm bulmayı vaad eden bir siyasetçi kimliği ile aramızdan ayrıldı.

Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ikinci iddianamenin 177 nolu delil klasöründe ilginç belgeler yer alıyor. Şener Eruygur’dan ele geçen bir belgeye göre; Başbakan Erdoğan’a Genelkurmay Karargâhı’nda brifing verilmiş. Belgede, brifingde yapılan konuşmalar yer alıyor. Başbakan Erdoğan’ın, Orgeneral Başbuğ’un, vatandaşların akşamları Kur’an öğrenmesine bile karşı çıkmasına sert tepki gösterdiği görülüyor...

VAKİT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.