Ergenekon savcılarının sabrı taştı

Ergenekon savcılarının sabrı taştı
Ergenekon davasının görülmeye başlandığı ilk günden itibaren sanık ve avukatlarının eleştirilerine hedef olan Ergenekon savcıları, yaptıkları sert açıklama ile bu eleştirilere yanıt verdi. Savcılar, "Her kurum içerisinde olduğu gibi TSK'nın içinde de suça

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında sanıkların taleplerinin ardından görüşü açıklamak için söz alan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, sanıkların ifadeleri sırasında terör örgütünün yargılanma sürecinin propaganda unsuru olarak kullanıldığını, sözde örgütün varlığını bile kabul etmediklerini söylemelerine rağmen "Ergenekon" ya da "Derin devlet" ismini kullanmadan örgüt propagandası yaptıklarını söyledi.

Bazı sanıklar ile avukatlarının itirafçı olduğu için Vatan Bölükbaşoğlu'nun tahliye edildiği yönündeki iddialarının asılsız olduğunu belirten Savcı Pekgüzel, "İddia makamının bu sanıklarla görüştüğü öne sürüldü. Bu sanık ne iddia makamına ne de makama yazılı başvurmadı. Görüşmek isteseydi kabul ederdik. Ne iddia makamını temsil eden Cumhuriyet savcıları, ne de başka bir makam tarafından dinlenmemiştir. Sanık Kemal Kerinçsiz tarafından mahkeme huzurunda okunan mektup da bize gönderilmedi. Mektubun tamamının okunmasını ve Abdullah Arapoğulları ile Vatan Bölükbaşoğlu'nun dinlenmesini ve konunu aydınlığa kavuşmasını istiyoruz. 'Küresel çetenin üyesi', 'yeşil yargı darbesinin savcısı olduğumuz', amacımızın orduyu yıpratmak olduğu gibi suçlamaların savunma hakkı kapsamında yapıldığı söylenmektedir. Kanaatimizce bu soruşturmayı biz değil her kim yapsa bu ithamlara hedef olacaktı. Cumhuriyet savcılarının avukatlar gibi dava seçme hakkı yoktur. İş bölümüne göre görevlendirilirler. Kendileri davadan çekilemez. Hiçbir sanığa karşı kin gütmemiz mümkün değildir. Buna benzer ithamlarla ilk defa karşılaşmıyoruz. Bizler birinci sınıf olmuş Cumhuriyet savcılarıyız. Şekli değişik olsa da bu ithamlarla ilk kez karşılaşmıyoruz." şeklinde konuştu.

-"İFTİRA VE HAKARETLERLE İLGİLİ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ"-

Ergenekon davasında "Gizli tanık 9" olduğu öne sürülen Danıştay davası sanığı Osman Yıldırım'ın ifadesi alınırken savcıların "Osmanım" diye hitap ettikleri yönündeki iddialara da açıklık getiren Pekgüzel, "Cumhuriyet savcılarının 'Osmanım' dediği iddiası vardır. Sürekli 'Osmanım' denildiği öne sürülerek bu konu istismar edilmektedir. Cumhuriyet savcıları bu kişiye asla bu şekilde hitap etmemiştir. İddia makamı da bu sözlerden asla etkilenmeyecektir. 'Osmanım' dediğini nereden çıkarıyorlar? Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için bu anlatımlar kamerayla kayıt altına alınmıştır. Türk yargısı aşağılanmaktadır. Bu nedenle yapılan ve yapılacak olan iftira ve hakaretlerle ilgili suç duyurusunda bulunacağız, kanuni işlem yapılacaktır." diye konuştu.

Savcı Pekgüzel açıklamasında şunları söyledi: "Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz ve bir kısım sanıklar, TSK'ya ve Atatürkçülere 'terörist' diyen savcılar olarak tarihe geçeceğimizi iddia ettiler. İddianame ortadadır. Her kurum içerisinde olduğu gibi TSK'nın içinde de suça karışan kişiler olabilir. Bu, ilk kez bu iddianamede yer almıştır. Ergenekon belgelerinde TSK içinde faaliyet gösterdiği açıkça yazılıdır. TSK içinde faaliyet gösterdiğini kendi belgelerini açıkça yazan örgütün faaliyetlerinden bahsederken 'sözde TSK' demekten daha doğal ne olabilir? Örgütle TSK'yı özdeşleştirmemek için 'sözde' kelimesini kullanıyoruz. Bu durum TSK'nın itibarını zedelemeyeceği gibi aksine itibarını artıracaktır. Türk ordusunu korumak, amacı TSK'yı istismar edenlere mi kalmıştır? Kaldı ki, Yüksek Askeri Şura'da bu gibi kişilerin durumları incelenip gerekli işlem yapılmaktadır."

Ümraniye'de ele geçirilen el bombalarına yönelik eleştirilere de cevap veren savcıların açıklamasında: "İki celse önce Oktay Yıldırım, 27 adet el bombasıyla ilgili CD'yi duruşma salonunda izlettirdi. Biz bu CD'yi duruşma salonunda alt yazı eklenmiş olarak izledik. Bu da CD'ye bir işlem yapıldığını göstermektedir. Biz, CD'de arka planda geçen küfürlü sözleri ve Ergenekon kelimesini duyamadık. Avukat Mehmet Cengiz tarafından bombaların ele geçirilme tarihinin '27 Haziran' dendiği iddia ediliyor. Oysa biz bu kelimeyi '27 bomba' diye duyduk. Bu hususu da mahkemenin dikkatine sunuyoruz. Şüphesiz, bu CD Adli Tıp Kurumu tarafından incelenerek çözümü mahkemeye iletilecektir. Gerçek de o zaman ortaya çıkacaktır." ifadelerine yer verildi.

Öte yandan duruşma, sanık savunmalarının alınmasına devam etmek üzere 25 Mayıs Pazartesi gününe ertelendi. (CİHAN)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.