Ergenekon Tarım Şurası zabıtlarını ele geçirdik

Ergenekon Tarım Şurası zabıtlarını ele geçirdik
HSYK üyesi Ali Suat Ertosun, Ergenekoncuların Ankara Kent Otel Toplantılarına katıldığını ancak bu toplantılarda sadece Türkiye’nin tarım sorununu masaya yatırdıklarını söyledi. Kendisinin tam bir tarım sevdalısı olduğunu hatta organik tarıma gönül

Bu sözlerin izini süren Habervaktim Araştırma-Karıştırma Servisi toplantı metnine ulaşarak Ertosun’un gerçekten doğru söylediğini hayretler içinde gördü. İşte Er Tosun’u kurtaracak toplantı tutanağı;

NERDE TARIM, ORDA VARIM

- Yaz kızım! Arkadaşlar, “nerde tarım, orda varım” diyen bir tarım sevdalısı olarak Kent Otel 1. Geleneksel Ergenekon Tarım Şurasını açıyorum. Ülkemiz ve Türk-İslam Alemi için hayırlı uğurlu olsun.

- İtiraz ediyorum sayın Tosun. Bir kere, şura değil “kurultay “denmeli. Ayrıca gerici çağrışımlar taşıyan “İslam Alemi” tabiri çıkartılarak sadece Türk dünyasına atıfta bulunulmalı. Madem hepimiz Ergenekoncuyuz, yani sapına kadar Türkçüyüz. Öyleyse kullandığımız kelimelere de dikkat etmeliyiz! Hatta Yargıtay’dan getirdiğiniz şu zabıt katibesi bayanın adı keşke Asena, HSYK’dan getirdiğiniz sunucu erkek arkadaşımızın adı da Börteçine olsaydı. Böylece, gerçekten şanlı Ergenekon adına layık bir toplantı yapmış olurduk.

- Size gıptayla katılıyorum sayın Perinçek. Gerçekten de ülkücü kardeşlerimizden bile Türkçü oldunuz ve biz bu günleri gördük ya! Artık ölsem hatta ileride olası Ergenekon Davası sanıklarıyla fotoğraflarım yayınlansa bile gam yemem artık.

- Eyvallah sayın Başkan! Kızılelma Koalisyonunun faydaları bunlar… Biz Çinciliği ve Kürtçülüğü bırakıp artık Türkçü olduk. Yakında Erciyes Dağındaki Zafer Kurultayına çıkmaya başlarsak; ülkücü kardeşlerimiz de Doğu Türkistan’a “Sincan-Şincan” falan demeye başlarlarsa hiç şaşırmayın. Ne de olsa serde Ergenekon kardeşliği var.

- Değerli katkılarınız için teşekkürler sayın Perinçek. Sahi, nerde kalmıştık? Hah, kurultay diyorduk. Evet, 1. Geleneksel Ergenekon Tarım Kurultayı resmen başlamıştır değerli dava arkadaşlarım. Gündem için önerilerinizi alalım lütfen! Buyurun sayın Sinan Aygün.

- İsrail, genetiğiyle oynanmış “kısır” tohumlarla Türk tarımını mahvediyor. Bu konuda ATO Konferans Salonunda tüm masraflarını karşılayacağım büyük bir bilimsel toplantı düzenlemeyi ve bu sorunumuzun gündemin ilk maddesine alınmasını öneriyorum.

- Sayın Aygün’ün önerisini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler… Oybirliğiyle kabul edilmiştir.

- İtirazım var sayın Başkan

- Buyurun sayın Tolon Paşam

- İrticaya ve bölücülüğe karşı Laik Türk Devletinin en yakın dostlarından olan kardeş ülke İsrail’i karşımıza almamız hiç de uygun değil. Büyük bir stratejik hata yapmadan -laf aramızda- bindiğimiz dalı kesmeden bu önerinin geri çekilmesini ve gündeme alınmamasını istiyorum.

- Gerçekten yerinde bir uyarı. Ne de olsa kurmay kafadan çıkan ve deha kokan bir analiz. Sayın Paşamın önerisini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler… Etmeyenler…Kabul edilmiş ve sayın Aygün’ün biraz önce kabul edilen önergesi geri çekilmiştir değerli tarım davası arkadaşlarım.

- Başka bir önerisi olan var mı? Buyurun sayın Tuncay Özkan.

- Sayın başkan, değerli dostlar. Tarımın en önemli tarafı organik olmasıdır. Oysa ülkemizde yıllardır “hormonlu tarım” yapılıyor. Toplantı gündemimizde ilk olarak bu konu görüşülsün istiyorum.

- Çok haklısın sevgili kardeşim. Ben de tam bir organik tarım gönüllüsüyüm. Evimin balkonunda senin gibi hormonsuz hıyar, domates bile yetiştiriyorum.

- Bi dakka…bi dakkaaa… Sen bana, benim gibi bir parti genel başkanına “hıyar” mı dedin?

- Ne hıyarı sevgili kardeşim? Bi dakka, önce bir zabıtlara bakayım. Hah işte. Ne demişim? Tamı tamına “Evimin balkonunda senin gibi hormonsuz hıyar, domates bile yetiştiriyorum.” demişim. Yanlış anlaşıldıysa cümleyi şöyle düzelt kızım: “Senin gibi ben de evimin balkonunda hormonsuz hıyar, domates bile yetiştiriyorum.” N’apalım, güzel Türkçemizin elastikiyeti bunlar…Sayın Özkan’ın teklifini kabul edenler… Etmeyenler… Böylece “organik tarım” mevzuu gündemimizin ilk maddesi olmuştur.

- Değerli başkanım, benim de ikinci madde için bir önerim olacak.

- Seni dinliyoruz sayın İlhan Selçuk.

- Değerli dostlar! Bilindiği gibi devrimci gazetemiz Cumhuriyet zor durumda. Tirajımız bir türlü 60 bini geçmiyor. Yeni çıkan Taraf Gazetesi bile bizi sollayıp geçti. Bu yüzden bu kurultayda ortaya çıkacak önerilerin ve sunulan tebliğlerin gazetemizce bir ilave olarak hazırlanmasını ve okuyuculara sunulmasını arzuluyorum. Takdir edersiniz bu da reklam ve sponsor desteğine bağlı. Siz değerli dava arkadaşlarımızdan destek bekliyorum.

- Sayın Selçuk’un bu önerisini 2. madde olarak teklifini oylarınıza sunuyorum. Kabul edilmiştir. Özellikle sayın Veli Paşamızdan, JİTEM’ci arkadaşların Doğu ve Güneydoğu Bölgelerindeki firmalardan reklam desteği alabilmeleri için gerekli yardımı esirgememesini diliyoruz.

- Doğrudur sayın Tosun. Reklam vermeyeni JİTEM oysun! Kusura bakma… Senin ismin hep tuvaletlerdeki Tosun edebiyatını çağrıştırıyor bana… Hah, hah, ha! Nasıl espriydi ama…

- Biraz soğuktu. Salonu epey serinlettiniz. Bu arada sayın Aygün de, Ankara’daki büyük firmalardan gereken desteği alır. Metalci Özbek Başkanımız Cumhuriyet’i zaten yıllardır destekliyor.

- Emriniz olur sayın Başkan. O ilaveyi şimdiden çıktı bilin.

- Başka bir öneri var mı arkadaşlar? Karadayı Paşam; Encümen-i Daniş’çi arkadaşlar nedense bugün pek konuşmuyorlar.

- Biz yaşını, başını almış akil adamlarız. Öyle uluorta konuşmayız. Bir konuşur, pir konuşuruz. Üstelik burada her şeyi konuşursak kendi toplantımızda ne konuşacağız di mi ama sayın Başkan? (Gülüşmeler)

- Haklısınız Paşam! Tanrı esirgesin, konuşulanlar ortam dinlemesi yoluyla kaydedilip YouTube’a filan verilirse n’aparız sonra… Acaba her ihtimale karşı YouTube’u kapatıp interneti toptan yasaklasak mı?

- Ben de sınırlardaki mayınlı arazilerin organik tarıma açılmasını teklif ediyorum Sayın Tosun!

- Teşekkürler sayın Eruygur Paşam. Hatta mevcut firmalarımızdan biriyle ihaleye katılıp işi alır, büyük gelir ve arazi bile elde ederiz.

- Paşamın ve başkanımın tekliflerine yürekten katılıyorum. Bu arazileri mayınlardan temizleyip Ergenekon cephaneliğini buraya gömebiliriz.

- Öhhö… Öhhö…Sayın Çiçek Albayım.

- Pardon, “Ergenekon tohumlarını buraya diker, tohumları fidana, fidanları ormana dönüştürebiliriz” demek istemiştim. Tabii bu AKP’liler ocağımıza incir ağacı dikmezlerse…

- Sil kızım. Albayımın sehven söylediği ilk teklif zabıtlardan çıkartılsın. Eruygur Paşamın teklifini kabul edenler… Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Değerli arkadaşlar böylece toplantı gündemimiz belirlenmiştir. Şimdi kısa bir ara veriyorum. İkinci oturumda bu üç hayati maddenin ayrıntılı görüşülmesine geçeceğiz. Bu arada Tarım Ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker kurultayımıza bir telgraf ve çiçek yollayarak hayırlı olmasını dilemiş. Oysa biz dışımızdan hiç kimseyi davet etmemiştik. Aman Allahım! Dinleniyoruz mu yoksa?


(Mizahi diyalogların ustası güçlü kalem Ahmet Turan Alkan’a saygılarımla…)


Rıfat Yörük/Habervaktim.com/Mizah

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.