"Yargı baskısı"nda hiç bu akla gelmemişti

"Yargı baskısı"nda hiç bu akla gelmemişti
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargıya sadece yasamadan, yürütmeden değil, kendi içinden de baskı gelebileceğini bildirdi.

Ergin, TRT 2'nin canlı yayınında soruları yanıtladı.

Yargı Reformu Strateji Taslağı hakkında bilgi veren ve taslağın hazırlanma sürecini anlatan Ergin, taslağın geniş katılımla mutabakata varılarak hazırlandığını söyledi.  Sadullah Ergin, Taslağın 2. aşamasını oluşturan Eylem Planı'nın tamamen Adalet Bakanlığınca hazırlandığını belirtti.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın ''Taslaktan haberimiz yoktu'' şeklindeki açıklamasının bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını ifade eden Ergin, Kılıç'ın Adalet Bakanlığınca hazırlanan Eylem Planı'ndan haberinin olmayabileceğini, Yargı Reformu Strateji Taslağıyla ilgili Kızılcahamam'da yapılan geniş katılımlı toplantıda Anayasa Mahkemesinden görevlilerin de bulunduğunu kaydetti.  Çalışmalar kapsamında Anayasa Mahkemesiyle ilgili yapılması planlanan düzenlemelere ilişkin hazırlık yapılınca bunun Anayasa Mahkemesiyle paylaşılacağını dile getiren Ergin, Eylem Planı içinde Anayasa Mahkemesi ile ilgili bir detay çalışması sunmadıklarını, çalışma yapıldıktan sonra konunun ayrıntılandırılacağını söyledi.

HSYK üyeleri arasında Adalet Bakanı'nın ve Adalet Bakanı Müsteşarı'nın bulunması, Cumhurbaşkanı ve Parlamento tarafından HSYK'ya üye seçilmesi konularıyla ilgili itirazlar geldiğini hatırlatan Ergin, ''Sadece hakimlerin yapmış olduğu seçimle kurulan, yani tamamını hakimlerin belirlediği bir yapı dünya ve Avrupa'da kabul gören bir yapı değil'' dedi.  Avrupa Hakimleri Danışma Konseyi'nin 2007 yılında hazırladığı görüşünden örnekler veren Ergin, bu görüşte, yargı kurullarının kendi içinden gelecek yersiz baskılara maruz kalmadan görev yapmasına imkan tanınmasının gerekliliğine işaret edildiğini aktardı.

Ergin, şöyle konuştu: ''Yargıya sadece yasamadan, yürütmeden baskı gelmez. Yargıya kendi içinden baskı gelebilir, medyadan baskı gelebilir, yargıcın kendi ideolojik bakış açısı, kendi inanışları bir baskı oluşturabilir. Dolayısıyla yargı bağımsızlığı dediğimiz zaman sadece siyasetten, Meclis'ten değil, yargının kendi içerisinden de gelebilecek baskılara karşı kamuoyundan, medyadan gelebilecek baskılara karşı bağımsızlığını sağlayabilecek bir mekanizmayı kurmamız lazım. Bağımsızlığı sadece Kurul'da bakanın bulunup bulunmamasına indirgemek çok kolaycılık olur.''

Venedik Komisyonu'nun bir raporunda da ''yargı kurulu üyelerinin önemli bir çoğunluğunun bizzat yargı tarafından seçilmesinin ancak kurulun demokratik meşruiyetinin sağlanması için geriye kalan üyelerin Parlamento tarafından seçilmesi'' görüşünün sunulduğunu anlatan Ergin, başka bazı uluslararası raporlarda da yargının kendi içinden gelecek iç baskılara karşı tedbir alınması gerektiği görüşünün dile getirildiğini anlattı.
Türkiye'nin şu andaki mevcut yapısıyla dünyada eşi benzeri olmayan bir yöntem uyguladığını belirten Ergin, ''Bizim şu andaki Yüksek Kurulumuz, oluşumu ve işleyişi itibariyle nevi şahsına münhasır bir yapı'' dedi.
HSYK'ya Cumhurbaşkanı ve Meclis tarafından üye seçiminin hakim ve savcılar arasından olmayacağını belirten Ergin, ''Uluslararası belgelerdeki eleştiriler hakim ve savcıların parlamentoya seçim için gidip kulis yapmaları hadisesini şık bulmadıklarını, hakimin siyasallaşması ihtimali ortaya çıkacağını belirtiyor. Yargıç sınıfı dışından yapılacak seçimlerde böyle bir sakıncanın olmadığı belirtiliyor. Dolayısıyla bizim öngördüğümüz yapıda da yargıç ve savcı olmayanlar arasından Parlamento ve Cumhurbaşkanı tarafından belli bir nisapta seçim yapılması öngörülüyor'' diye konuştu.

AA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.