Bahçeli: CHP başörtüsü ikiyüzlüsü

Bahçeli: CHP başörtüsü ikiyüzlüsü
Ana Muhalefet partisi CHP'ye yüklenen Bahçeli, ''Üniversitelere giden kızlarımızın başörtüsü konusunda Meclisin çıkardığı yasa değişikliğini, koşarak Anayasa Mahkemesine götüren, bu hakkın önüne geçen Cumhuriyet Halk Partisi'nin, çarşaf giyen vatandaşları

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''İçten ve dıştan gelen baskı ve telkinler karşısında tam bir teslimiyet gösteren Hükümet, millet ve devlet hayatımızın bütün direnç ve emniyet mekanizmalarını zayıflatmıştır." dedi.

Bahçeli Ak Parti'nin kurduğu 60. Hükümet'in ikinci yılı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin TBMM'den güvenoyu almasının üzerinden iki yıl geçtiğine vurgu yaparak, geçen her yılın bir önceki yılı arattığını dile getirdi.

Bahçeli; ''AKP ülkemizi kendi yarattığı buhranlara sürükleyerek tam bir kaosun eşiğine kadar getirmiştir. İradesine sonuna kadar saygı duyduğumuz aziz milletimizin iki yıl önce AKP'ye artarak verdiği siyasal destek, meselelerin çözümü yerine basit ve kısır hesaplarla israf edilmiştir.'' ifadelerini kullandı.

Ak Parti iktidarı döneminde Türkiye'nin hep iyi gösterilmeye çalışıldığını belirten Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan'ın nafile gayretlerle çizmeye çalıştığı sahte Türkiye tablosuyla yaşayan ve yaşanan gerçeğin ne derece derin farklılıklar içerdiğini izan ve insaf sahibi herkes kabul etmeye başlamıştır. Sürekli yalpalayan, kime ve neye hizmet edeceği konusunda ciddî tereddütler geçiren AKP zihniyetinin elindeki çok önemli fırsatlar geçtiğimiz dönemde heba edilmiştir.'' açıklamasında bulundu.

DEMOKRATİK AÇILIM

Demokratik açılım adı altında teröre prim verildiğini savunan Bahçeli bu konuda daha önceki görüşlerini tekrarladı: ''Siyasi çözüm adı altında tezgâh altı görüşmeler bir yandan devam ederken bölücü terör de dağda kanlı eylemlerini, şehirde ihanet provalarını sürdürmüştür. Sistematik hale getirilen saldırılarla kan ve gözyaşı üzerinden hükümetle el altından pazarlık yapılmaya başlanmıştır. Geçmişte yapılan 'silahı bırak masaya gel' çağrısı siyaset eliyle tekrarlanmıştır. Dağdaki teröristlerin şehirde siyaset yapmaya davet edilmesi, etnik bölücülerin koruma altına alınması gibi arayışlar sinsi bir hazırlığın işaretlerini vermiştir. Yıllardır bölücü denilen marjinal grupların tekelinde olan etnik tahrikler bu dönemde adeta meşruiyet kazanarak alabildiğine artmıştır. Suç olan bölücü tasavvurlar ve girişimler yıllar sonra el değiştirerek AKP tarafından temsil edilmeye başlanmıştır."

ETNİK BÖLÜCÜLÜK SİYASİ ARENAYA TAŞINDI

Açılım adı altında etnik bölücülüğün siyasi arena taşındığını öne süren Bahçeli şöyle devam etti: ''Etnik bölücülüğün siyasi arenaya taşınması ve bölücü terörün kanlı yüzünün yeni bir maske ile Türkiye'nin karşısına çıkarılması için "açılım" ve "fırsat" adı altında seferberlik başlatılmıştır. Bu dönemde etnik ayrımcılığa zemin oluşturacak ve Türk milletini bölerek ayrı bir millet şuuru yaratılması amacına hizmet edecek dayatmalarla karşı karşıya kalınmıştır. Etnik kimlikler kaşınarak tahrik edilmiş ve milletimizi önce otuz altıya bölen başbakan sonra "biriz, beraberiz" diyerek bölünerek bütünleşme gibi bir mantık garabetini savunmuştur. Bölücü ihanet provaları demokratikleşme normu görülerek övülmüş, milli hassasiyetlere sahip çıkmak, milli birliğimizi, kardeşliğimizi, bağımsızlığımızı ve tarihimizi savunmak çağdışı ve ilkel bir tavır olarak mahkûm edilmek istenmiştir. Türkiye'deki bölücü çevreler, bu gelişmeleri siyasi amaç ve hedeflerinin adım adım gerçekleşmesi yolunda önemli bir eşik olarak görmüş ve bundan cesaret almıştır. Bu suretle, ABD'nin desteği, AB'nin himayesi ve AKP'nin vesayeti altında Türkiye'de tahrik ve nifak tohumlarının atılmasında yeni bir zemin kazanılmıştır. Sözde demokrasi, özgürlük ortamı ve fırsat adı verilen bu çözülmede, devletin en üst temsil makamları eliyle oluşturulan tepkisizlik ortamı, çok tehlikeli bir siyaset modelinin yerleşmesine kapı aralamıştır."

Devlet televizyonundan yapılan Türkçe dışındaki yayınlara da değinen Bahçeli şunları kaydetti: "TRT'de Türkçe dışındaki dillerde yayının başlatılması sürecinin, eğitimde ikinci dilin resmileştirilmesine ve oradan İmralı canisini de içine alacak geniş kapsamlı bir af ile terörün ve teröristlerin aklanarak, döktükleri kanın AKP eliyle temizlenmesine doğru yol alınmıştır. İmralı'daki infaz şartlarının gevşetilmesi, buranın bir misafirhaneye dönüştürülmesi çabalarının arkasındaki niyet, bu sürecin teslimiyetle sona erecek yol haritasının ara istasyonları olarak görülmeye başlanmıştır. Bütün bu gelişmelerle eşzamanlı olarak, Irak'ın Devlet başkanı olan eski Peşmerge reisi, PKK terör örgütü ile AKP hükümeti arasında arabulucu rolü üstlenmiş, terörle mücadelede bütün insiyatif yabancı mihrakların eline teslim edilmiştir. Türkmen kardeşlerimizin milli varlığı, güvenliği ve geleceği de, AKP'nin kucakladığı Peşmerge gruplarının insafına bırakılmıştır. Türkiye'deki Erbil lobilerinin, İmralı canisinin, PKK'nın ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki maşalarının Türkiye'ye dayatmak istedikleri siyasi senaryonun sahneye konulması mümkün olabilirse, PKK'nın siyasi talepleri ve eylem planının, bu süreçte demokratik çözüm platformu halinde milletimizin önüne sinsice getirilmesi hedeflenmiştir. Bugün yapılmak istenen, etnik bölücülüğün sözde siyasal çözümü için uygun ortam yaratılması, bu travmaya dayanabilmesi için siyasi ve toplumsal altyapısının örtülü mesajlarla alıştırılması ve hazırlanmasıdır.''

CHP'YE DE YÜKLENDİ

Ana Muhalefet partisi CHP'ye de yüklenen Bahçeli, ''Üniversitelere giden kızlarımızın başörtüsü konusunda Meclisin çıkardığı yasa değişikliğini, koşarak Anayasa Mahkemesine götüren, bu hakkın önüne geçen Cumhuriyet Halk Partisi'nin, çarşaf giyen vatandaşlarımıza partisinin rozetini takmış olması ise iki yüzlülük örneği olarak siyasi tarihimizde yerini almıştır. Geride kalan iki yılda öne çıkan bir diğer konu, istikrarı ve hukuku esas alan çözümler üreterek 58 ve 59. hükümetlerden devralınan siyasal krizleri aşma yönünde siyaset kurumunun basiret gösterememiş olmasıdır. Kilitlenen siyasal sistem gelişmelerin peşinden sürüklenmiş, başına buyruk yönetim ve iktidar anlayışının despot tavırları ile siyasi diyalog kanalları bir türlü açılamamıştır. Ülkemizin huzuru ve demokratik rejimin geleceği şahsi hesapların ve ihtirasların ipoteği altına sokulmuştur. Özellikle iktidar partisi hakkında açılan kapatma davası sonrasında meydana gelen çalkantı ve gerilimlerin neden olduğu karşıtlıklar giderek kemikleşmiş her gün yeni bir tartışma ve çatışma malzemesi ilkesiz siyaset temsilcilerinin eliyle gündeme taşınmıştır.'' açıklamasında bulundu.

(CİHAN)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.