'Ne olur babamı Ege’den çıkarın'

'Ne olur babamı Ege’den çıkarın'
İki pilotu arama çalışmaları sürerken babasını 16 yıl önce yitiren şehit kızı böyle seslendi.

Türk keşif uçağının Suriye tarafından Akdeniz’de düşürülmesi ve iki pilotu arama çalışmaları sürerken, 16 yıl önce Ege Denizi’nde Yunan savaş uçaklarıyla yaşanan it dalaşı sırasında düşen F-16 uçağının pilotu Şehit Yüzbaşı Nail Erdoğan’ın o zaman 7 yaşında olan kızı Evrim Erdoğan VATAN’a konuştu

8 Ekim 1996’da Sakız Adası açıklarında Yunan savaş uçaklarıyla it dalaşı yapan Türk F-16’sı düşmüş, Pilot Yarbay Osman Çilekli kurtulurken, öğretmen Pilot Yüzbaşı Nail Erdoğan uçakla birlikte denize gömülmüştü. Yıllar sonra bir Yunan dergisi, olayın kaza olmadığını, Yunan Mirage savaş uçağının füzeyle Türk savaş uçağını vurarak düşürdüğünü yazmıştı. 16 yıl boyunca babasının hala Ege’nin 400 metre altında demir kafesten bir mezarlıkta bulunduğunu söyleyen Evrim Erdoğan sessizliğini bozdu. Aydın Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünde okuyan, annesi Fatma ve kardeşi Evrimsel Ankara’da yaşayan 23 yaşındaki Evrim Erdoğan yaşadıkları acıyı VATAN’a anlattı.

‘Duyunca ağladım’

“Suriye’nin düşürdüğü uçağın haberini duyduğumda gözyaşlarımı tutamadım. Hava Pilot Yüzbaşı Gökhan Ertan’ın 5 yaşında bir çocuğu ve hamile bir eşi var. O çocukların kaderi de bizim gibi olacak. Kardeşim Evrimsel, kaza olduğunda 3 aylıktı ve babasız büyüdü. Onlar da bizim gibi şehitlikte boş bir anıtta dua edip ağlayacaklar. Onlar da bizler gibi babasız büyüyecek, baba nedir bilmeyecek, baba sevgisini tatmayacak. O çocuklarının babaları da Akdeniz’in derin sularından çıkarılsın. Sonra ben de babama kavuşmak istiyorum.”

‘Komutan söz vermişti’
“Önce kaza olduğu, ardından da olayın kasıtlı yapıldığı ortaya çıktı. Bu durum onlar tarafından da kabul edildi. Ancak sonrasında bir şey yapılmadı. Bu olay olduktan bir gün sonra o zaman Ahmet Çörekçi (Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı) bize gelip ‘Her ne olursa olsun babanız ve uçağın enkazı çıkarılacak’ dedi. Belirli bir süre bu böyle gitti. Bir zaman sonra emekliliğe ayrıldı ve bu konunun üstüne kimse gitmedi. Eğer böyle düşünüyor ise zamanının Hava Kuvvetleri Komutanı o zaman bu enkazı çıkaracak teknoloji vardı demek. Akdeniz’deki kurtarma çalışmalarının ardından eğer o enkaz çırakılacaksa, babamın bulunduğu demir mezarlığın da çıkarılmasını istiyoruz. Babamın mezarı yok bu çok acı bir şey. Bir mezarı olsa bayramda gidebileceğimiz... Enkazın çıkarılması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Babamı da Ege’nin karanlık sularından çıkarsınlar.”

‘AİHM’de davaya Rum yargıç baktı’
“Olay için AİHM’ye gittik, ancak bir sonuç alamadık. Başvuru Rum asıllı bir yargıcın katılımıyla incelendi. Komite yargıçlarından George Nicolaou, Rum asıllı Kıbrıs vatandaşıydı. Mahkemeye katılımı, zaten kararın adil verilmeyeceğini gösteriyor. Aradan 4 yıl geçtikten sonra Kanatlar dergisi, ‘olayın kaza olmadığı’ yönünde haber yaptı. Çünkü ‘kanıt’ fotoğraf yayınlandı. Türk F-16’sını düşüren Yunan Mirage 2000’e ‘Türk bayrağı’ çizilmişti. Bu olay 2. Dünya Savaşı’nın ardından ABD’li pilotlar tarafından çıkarılmıştı. Uçak düşüren pilot o ülkenin bayrağını uçağına kazıyordu. Olayın kaza olmadığını, bir cinayet olduğunu ortaya çıkaran Yunan gazeteci Panos Koliopanos’un Karama dergisindeki haberi üzerine AİHM’ye 2003 yılında başvurduk. Dava AİHM 3.Daire’de 6086/04 dosya numarasıyla görüldü. 6 yıl sonra 2009 yılında Kabul edilemezlik kararı verildi. Aile avukatlarımız da itiraz etti.”

‘Atlantikten çıkardılar’
2009 yılında Atlantik Okyanusu üzerinde düşen ve 228 kişiye mezar olan Air France uçağının kara kutusu 10 bin metre derinlikten çıkarıldı. Yıllarca bize umut verdiler. Hatay’da düşen uçağın enkazının çıkarılması için kurtarma gemisi getirilecekmiş. O geminin görevi bittiğinde babamı da çıkarmak için Ege’ye gitmesini istiyorum. Kurtarma gemisi Ege’de de arama yapsın. Uçak 400 metre derinlikte. Atlantik’te 10 bin metredeki uçak bile çıkarılıyor. Neden bu uçak bulunamıyor neden o teknoloji kullanılmıyor. Babamın bir mezarı yok, başında dua edeceğimiz bir mezar istiyoruz. Biz bayramlarda babamın mezarı yerine Balıkesir’deki anıtı ziyaret ediyoruz, orada dua okuyoruz.”

Hocaların hocasıydı
İlk olarak F-5 pilotluğu yapan Nail Erdoğan, F-16’lar Türkiye’ye geldiğinde bu uçakları kullanan pilotlar arasındaydı. Kendisine F-5 kullanmayı öğreten rütbeli subaylara da F-16 kullanmayı öğretti. Birçok birincilik ve madalyası bulunan Nail Erdoğan’a kendinden rütbeli askerler bile saygıyla bakıyordu. Dönem arkadaşları Nail Erdoğan’ın 12 yıllık kariyerinde birçok başarı sağladığını ve kendisine geleceğin Hava Kuvvetleri Komutanı gözüyle baktıklarını söyledi.

‘Hükümetler fare doğurdu’
Türk Hükümeti ve TSK’nın o dönem konunun üzerine düşmediği için istifa ettiğini söyleyen Kurmay Yarbay Osman Çiçekli: “1996’da yıllardır uluslararası su olarak iddia ettiğimiz bir bölgede it dalaşı yaparken bir tanesi geldi, füze ile vurdu. Yunan Mirage uçağındaki pilot, F-16’nın ateşleme sistemini kilitledi. ‘Sizi vurdum’ diyerek dalaşı bitirmesi gerekiyordu. Ama uçakta yüklü bulunan füzenin emniyet sistemi açıkken ‘Sizi vurdum’ diye bağırdı ve ateşleme sistemini harekete geçirdi. Yüzbaşı Nail Erdoğan anlık bir farkla fırlatma koltuğunu hareket ettirmeyi başaramadı ve uçaktan çıkamadı. Bu yaşanan yüz karasıdır çünkü hiçbir şey yapılmadı. Bu konuda yaralıyım. Türk hükümetlerinin fare doğuran bir dağ olduğunu, kocaman ordumuzun basiretinin olmadığını sık sık dile getirdim.” VATAN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.