Özkök, yine sopa gösterdi

Özkök, yine sopa gösterdi
Üniversitelerde başörtüsü serbestisine karşı yasakçılığı savunan Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, bugünkü yazısında belediyelerde yolsuzluk iddiaları olduğunu yazarak, hükümete aba altından sopa gösterdi.

Hürriyet Yayın Yönetmeni özkök'ün bugünkü yazısı:

DüN Edirne Belediyesi’ne yönelik 8 şehirde yolsuzluk operasyonları yapılırken, önümde İzmir’in eski Belediye Başkanı İhsan Alyanak’ın cenaze fotoğrafları ve bir yazı duruyordu.

Melih Aşık, Milliyet Gazetesi’ndeki köşesinde İhsan Alyanak’la ilgili bir hatırayı anlatıyordu.

Ama önce genç kuşaklara İzmir’in üç belediye başkanından söz etmeliyim.

* * *

Benim yaşımdaki İzmirliler, üç belediye başkanını çok iyi bilirler.

Birincisi Osman Kibar’dır.

İzmirliler onu "Asfalt Osman" olarak bilirler.

İkincisi İhsan Alyanak’tır.

Onu da "Boksör" lakabıyla hatırlarlar.

üçüncü başkan ise sevgili arkadaşım, rahmetli Ahmet Piriştina’dır.

Onun bir lakabı yoktu veya ben bilmiyorum.

Bana göre bunların içinde en tipik İzmirli, İhsan Alyanak’tı.

Düzgün taranmış briyantinli saçlar, dudağının üzerindeki Clark Gable’vari bıyığı ile İtalyan filmlerinden fırlamış, tipik bir Akdenizli hali vardı.

Asfalt Osman ve Boksör İhsan, birer Akdeniz klasiğiydi.

Yani her ikisinin de insana çok hoş gelen komedyen yanları vardı.

Bu da onları çok popüler hale getirdi.

Bizler her üç belediye başkanımızı da çok sevmiştik.

* * *

İhsan Alyanak, saçları ve bıyığı kadar, üzerinde jilet gibi duran kıyafetleriyle de dikkatimizi çekerdi.

Nedense elbiseleri onu zengin gösterirdi.

Biz de onu varlıklı zannederdik.

Meğer hiç değilmiş.

Emekli maaşı dışında tek kuruş geliri yokmuş.

Türkiye’nin üç büyük ilinden birinin belediye başkanlığını yapmış olmaktan ona kalan tek şey, gurur olmuş.

Hem de nasıl bir gurur.

Belediye başkanlığından ayrıldıktan sonra uzun yıllar hastalıklarla uğraşmış.

Tek geliri emekli maaşı olduğu halde kimseden yardım kabul etmemiş.

1995 yılında hastaneye kaldırılmış.

Yurtdışında tedavi edilmesi gerekiyormuş.

O sırada SHP Genel Başkanı ve Dışişleri Bakanı olan Hikmet çetin, ona başbakanlık danışmanlığı gibi bir görev verip, o statüden yararlanarak yurtdışına tedaviye gönderilmesini teklif etmiş.

Eski İzmir Milletvekili Ali Rıza Bodur hastaneye gidip bunu kendisine anlatmış.

Ama daha o sözünü bitirmeden İhsan Alyanak şunu söylemiş:

"Param kadar tedavi olurum, olmadı, ülkemde ölürüm."

Gerçekten de parası kadar tedavi oldu.

Ve ülkesinde öldü.

İşte bu nedenle, dün önüme gelen Edirne Belediye Başkanı ve öteki 7 şehirde başlatılan yolsuzluk hikáyelerini okurken, İzmir’in belediye başkanları aklıma geldi.

Bildiğim kadarıyla İzmir, belediye başkanları bakımından şanslı bir şehirdir.

* * *

Hemen hiçbiri hakkında ağır yolsuzluk iddiaları ortaya atılmadı.

Ama son zamanlarda Türkiye’nin dört bir yanında belediyelerle ilgili çok ağır rüşvet iddiaları kulağımıza gelmeye başladı.

Dikkatler bir de iki bakanlık üzerinde yoğunlaşmış durumda.

önümüzdeki dönem çok sayıda yolsuzluk dosyası açılırsa kimse şaşırmasın.

Gazetecilik hayatım bana şunu öğretti:

Dedikodular, yolsuzluk ve rüşvetin işaret fişeğidir.

önce o işaretler gelir.

Yani dedikodular.

Sonra önünüze somut deliller düşmeye başlar.

Şu günlerde işaret fişekleri, düğünlerdeki havai fişekleri bile geçmiş durumda.

Gerisini hep birlikte seyredeceğiz...




HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.