‘y-muhtıra’ya suç duyurusu

‘y-muhtıra’ya suç duyurusu
MAZLUMDER, 21 Mayıs 2008 Tarihli Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun “y-muhtıra” olarak nitelendirilen bildirisi dolayısıyla suç duyurusunda bulundu.

MAZLUMDER, 21 Mayıs 2008 Tarihli Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun “y-muhtıra” olarak nitelendirilen bildirisi dolayısıyla suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu metninde, Yargıtay’ın görev sınırlarını aşarak suç işlediği vurgulandı.

Şikayet dilekçesi bugün saat 11:00’de MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Emrullah Beytar tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunuldu. Dilekçede, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun sözkonusu bildirisinin, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na aykırılık teşkil ettiği gibi sarf edilmiş sözlerin bir kısmının de, 5237 sayılı yasaya göre suç niteliği taşıdığı belirtildi.

YARGITAY’IN GÖREVİ HATIRLATILDI
2797 Sayılı Yargıtay Kanunun 1. maddesinde Yargıtay’ın, “Adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercii olup, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile bu kanun ve diğer kanunların hükümlerine göre görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir” şeklinde tanımlandığının hatırlatıldığı dilekçede, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun bildirisinde geçen ve suç teşkil ettiği belirtilen ifadelere de yer verildi.

ANAYASA MAHKEMESİNDEKİ ADLİ YARGILAMAYI ETKİLEME GAYRETİ
Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun bildirisinde, kapatma davası ile ilgili iddianamenin yanı sıra, başörtüsü ile ilgili anayasa değişikliğinin de ele alındığının hatırlatıldığı dilekçede, “Bu konudaki ifadeler, henüz karara bağlanmamış iki davanın gidişatına müdahale olduğu açıktır. Şüpheliler, söz konusu bu ve benzeri ifadelerle Anayasa Mahkemesi’ndeki adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmişlerdir. Bu ifade ve eylemleri, 5237 sayılı yasanın 288. maddesinde tanımlanmış suçun unsurlarını oluşturmuştur” denildi.

SINIRI AŞTILAR
Dilekçede ayrıca Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun, bildiriyle işlediği suçlar da şöyle özetlendi: “Şüpheliler; 2797 sayılı yasanın 1. ve 17. maddelerinde açık ve sınırları net olarak belirtilmiş görev ve yetki alanlarının dışına çıkarak görev ve yetkilerini kötüye kullanmışlardır. Şüphelilerin, söz konusu açıklamalarıyla çizilen sınırları aşarak görev alanlarına girmeyen bir konuda makam ve yetkilerini kullanarak açıklamada bulunmakla, TCK’nın 257. maddesinde tanımı yapılmış bulunan görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri açıktır. Zira TCK'nın 257. maddenin 1 fıkrasında ‘görevinin gereklerine aykırı bir şekilde hareket edenlerin’ bir yıldan üç yıla kadar hapis ile cezalandırılacağı, kanun koyucu tarafından çok açık ifadelerle amir hüküm haline getirilmiştir. Şüpheliler, kurumun kuruluş amacını ve görevlerini düzenleyen 2797 sayılı yasaya aykırı hareket ederek hukuku ve yargıyı siyasallaştırmışlardır. Halkın, siyasallaşmış bir yargıdan adalet dağıtmasını beklemek, imkânsızı talep etmekten başka bir anlam taşımamaktadır.”

HALKIN İRADESİNE HAKARET
“Şüphelilerin yapmış olduğu açıklamanın muhtevası incelendiğinde, halkın özgür iradesi ile oluşan Meclis ve Meclisin içinden çıkan hükümetin ve dolayısıyla demokratik devletin kendileri açısından pek bir anlam taşımadığı anlaşılmaktadır” ifadelerinin de dikkat çektiği dilekçede, şu taleplerde bulunuldu: “Bildirideki ifadeler şüphelilerin, halkın iradesini ‘şaşırtıcı inanç’ olarak değerlendirdiklerini göstermektedir. Şüphelilerin söz konusu bu ifadeleriyle, halkın iradesini hakarete varan derecede küçümseyerek 5237 sayılı yasanın 301. maddesinde tanımı yapılmış bulunan suçu işledikleri açıktır. Bu nedenle, 5237 sayılı yasanın 257, 288 ve 301. maddelerinde tanımı yapılmış bulunan suçları işledikleri gerekçesiyle şüpheliler hakkında kamu davası açılmasını dilerim.”

Engin Kaşdaş-habervaktim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.