Gerginlik olmasın diye AK Parti iktidarsız- laştırılıyor

Gerginlik olmasın diye AK Parti iktidarsız- laştırılıyor

'Uzlaşarak' iktidar mümkün mü?

'Aman gerginlik olmasın' söylemiyle AK Parti'nin 'iktidarsızlaştırılmaya' çalışıldığı bir süreçten geçiyoruz. 'Özgürlükçü ve sivil' yeni anayasa taslağının ortaya çıkmasıyla başladı bu süreç.

Anamuhalefet üzerinden bütün yerleşik güç odaklarının direnişi sonunda iktidar partisi anayasa taslağını rafa kaldırdı. 22 Temmuz seçimlerinde büyük bir halk desteğini henüz almış bir siyasi parti, 'rejimi değiştirecekler' saldırılarına muhatap olmaktan ve memleketi 'germek'le suçlanmaktansa iktidarını sürmeyi tercih etti.

Uzlaşmayı da denedi; başörtüsü yasağını kaldırmak için 10. ve 42. maddeler değiştirildi, CHP dışında Meclis'teki tüm partilerin desteğiyle. İçinde CHP olmayınca 'uzlaşı' da anlamlı olmuyordu. Sonuçta AK Parti hakkında kapatma davası açılmasını ne 'yeni anayasa'nın rafa kaldırılması ne de Meclis'teki uzlaşı durdurabildi.

Kapatma sürecinde de AK Parti ülkeyi 'germemeye' azami dikkat etti. Ne Anayasa'yı değiştirmeye kalktı, ne Siyasi Partiler Yasası'nı ne de toplumsal tepkiyi mobilize etmeye çalıştı. Netice parti kapatılmadı ama o hukuksuzluk abidesi 'iddianame' yüksek yargıdan onay gördü. Yetmedi, Yüksek Mahkeme anayasa değişikliklerini Anayasa'yı çiğneyen bir pervasızlıkla iptal etti. Aslında iptal edilen anayasa değişiklikleri değil, değişimden yana tavır alan milli iradeydi.

Bunlar bu ülkede siyasi gerginliklerin bitmeyeceğinin örnekleri; çünkü, gerginliğin kaynağı değişim. Demokratik bir siyasal düzen kurma süreci devlet içindeki taşları yerinden oynatıyor. 'Gerginlik', bürokratik devletin ve onun sivil uzantılarının değişimle sarsılan iktidarlarını korumak için sarıldıkları yöntem. Siyasi gerginliklerin bitmesini istiyorsanız gerginlik siyasetini bir varoluş meselesine dönüştüren kesimleri 'rahatlatmanız' gerekiyor. Bunun nasıl olacağı belli: Değişim sürecini durdurmak, devletin demokratik dönüşümü projesini rafa kaldırmak.

AK Parti, Abdullah Gül yerine A. Necdet Sezer benzeri bir aday önerseydi cumhurbaşkanlığı gerginliği doğar mıydı? YÖK'e Erdoğan Teziç'in referans verdiği bir yakını atansaydı üniversiteler gerginliği yaşanır mıydı? AB üyeliği ciddiye alınmasa, demokratik reformlar yapılmasaydı; Kıbrıs konusunda statükocuların şahıyla yola devam denilseydi; İstanbul sermayesine kafa tutan bir Anadolu sermayesinin önünü açan serbest piyasa ekonomisi ve dışa açılma siyaseti izlenmeseydi; askerin siyaseten etkisizleştirilmesi yönünde bir pozisyon alınmasaydı son yıllarda bu kadar provokasyon ve gerginlik yaratan olayla karşılaşır mıydık?

Tabii ki 'devletle uzlaşma' bir seçenek, ama çok büyük toplumsal kesimler değişimden yana tavır alır ve siyasi partileri bu konudaki tutum ve performanslarına göre değerlendirirken böyle bir yol siyaseten rasyonel değil. Varsayalım ki AK Parti 'uzlaştı'; yani, kurulu düzenin bürokratik merkezlerini ve sivil uzantılarını rahatsız etmeyecek eyyamcı bir iktidar anlayışını benimsedi. Gerekçesi de; 'orduyla, yargıyla, büyük sermayeyle karşı karşıya gelmeden, gerginliklerden uzak normal bir iktidar olmak isteği'. Bu, doğal, anlaşılır bir istek. Böyle bir iktidar partisinin değişimden korkan çevrelerce 'rahat bırakılacağı' kuşkusuz.

Ama sorun, böyle bir AK Parti'nin, iktidarın gerçek kaynağı olan toplumsal desteğini muhafaza edemeyeceği gerçeği. Devlete yakın partiler seçim kazansalardı CHP'nin tarihi seçim başarılarıyla dolu olurdu. Aksine bu 'devlet partisi' elli yıldır hiçbir seçimi kazanamadı. AK Parti için 'uzlaşı'yla gelen iktidar kalıcı olmayan iktidardır. 'Uzlaşılan' iktidar odakları, uzlaşıyla kimliğini ve de toplumsal desteğini kaybetmeye başlayan bir AK Parti'den çok kısa sürede kurtulacaklardır. Yani AK Parti, 'statükonun güçleriyle uzlaşarak' iktidarda kalamaz; sadece toplum nezdinde düşüşü hızlanır.

Kritik 2009 yılında AK Parti için iktidara tutunmanın yolu reformist kimliğini hatırlamak. Ancak, reformist bir tutumun direnişle karşılanacağı ve 'gerginlik'le sonuçlanacağı hatırdan çıkarılmamalı. Değişim isteyenler 'gerginlik'leri göze almalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi