Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Diktacıların dikta karşıtlığı!..

Diktacıların dikta karşıtlığı!..

Ergenekon soruşturması nereye kadar ulaşacak, nerede duracak şimdilik belli değil. Ancak, son operasyon işin giderek derinleştiğini gösteriyor. Sonuç ne olur, tüm sorumlulara ulaşılablir mi, ulaşılsa bile yargıda sonuna kadar gidilebilir mi, kestirmek mümkün değil. Belki de bazılarının iddia ettiği gibi soruşturma genişletilecek, genişletilecek ve bir süre sonra işin içinden çıkılamaz hale gelecek ve dava zaman aşımından düşecek. Böyle bir sona ihtimal vermek istemem ama Türkiye'de bunlar olmayan şeyler değil.

Ancak, şu ana kadar sürdürülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve tutuklananlarla ilgili olarak organize bir terör örgütünden söz ediliyor. Birtakım cinayetleri bu örgütün işlediği ya da işlettiği iddiaları var. Giderek işin rengi 28 Şubat sürecine ve darbe hazırlığına kadar ulaşıyor.

28 Şubat süreciyle ile ilgili olarak ortak nitelendirmenin post-modern darbe olduğu düşünülürse, bu süreçte şu ya da bu şekilde görev almış olanların darbeye doğrudan ya da dolaylı şekilde bulaştığını söylemek yanlış olmaz. Bir diğer ifade ile seçilmiş iktidarların görevden uzaklaştırılmasını sağlamışlardır. Görünen o ki, bu örgüt mensupları ülkemizde uzun süre bazı olayları yönlendirmiş hatta, doğrudan görev almış. Bunun ne adına yapıldığı ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte yapılan işin darbecilik olduğunu söylemek yanlış olmaz. Geçen süre içinde yaşananlara ve darbe yandaşlarının iddialarına bakıldığında bu kesime laikçi darbeciler demek mümkün. Çünkü, tüm hukuk ve kanun dışı olaylar hep laikliği korumak adına yapılmıştı. Denebilir ki bazı yargıçlar, askerler, bürokrat ve gazeteciler laikliğin korunması adına darbeye yeşil ışık yakmışlar hatta bu tipler topluma birer kahraman gibi takdim edilmiştir.

Elbette bu memlekette kimse açıktan darbe yandaşlığı yapmıyor ama uygulamaya bakıldığında pek çok darbe yandaşı olduğu görülüyor. Bir başka ifade ile darbelere zemin hazırlayan gönüllü siviller var. Bunlara birtakım emniyet mensupları ve askerler de katılınca ülkemiz belli periyotlarla doğrudan ya da dolaylı olarak darbelere sahne oluyor. Aslında toplumun büyük kesimi darbelere karşı olmakla birlikte gücü elinde bulunduranların emrivakileri karşısında sesini çıkaramıyor ve önüne seçim sandığı gelir gelmez darbecileri şu ya da bu biçimde tasfiye ediyor. Ne var ki darbecilerin kökünün kazınması için milletin önüne seçim sandığı konulması yeterli olmuyor. Çünkü, darbe dönemlerinde hazırlanan anayasalarla oluşturulan birtakım kurumlar aracılığı ile halk kimi seçerse seçsin, nelerin yapılmasını isterse istesin darbeci anlayış seçilmişler üzerindeki hakimiyetini sürdürüyor.

Bütün bunları önceki gün gerçekleşen operasyonların ardından yapılan bazı açıklamalar hatırlattı. Söz gelimi Sabih Kanadoğlu, "Dinci dikta yerleşemez" demiş. Nereden çıktı bu demeyin. Yürütülen bir soruşturma ve yargılamanın dinci dikta ile bu hukukçumuz nasıl bir bağlantı kurdu, bunu da çözmeye çalışmayın. Çünkü boşa zaman harcamış olursunuz.

Kimmiş bu dirci darbeyi gerçeleştirecekler? Nereden çıkmış? Bu memlemkette dinci darbe şimdiye kadar olmuşmu ki? gibi sorularına boşuna cevap aramayın.

Kesin bilgi şudur ki, bu ülkede darbeler hep laikliği korumak adına laikçiler tarafından yapılmıştır. Ve bu kesim şimdiye kadar hiç hakim karşısına çıkmamış, yaptıklarından dolayı soruşturmaya muhatap olmamışlardır. Şimdi bazı savcılar çıkıp geçmişteki bazı olayların peşine düşüp, birilerinden hesap sormaya kalkınca bir anda darbe karşıtı kesiliveriyorlar. Bu arada elbette Baykal'ın açıklamaları da garipliğini koruyor. Bundan önce kendisini Ergenekon'un avukatı ilan eden Baykal, şimdi de "İntikam kokusu alıyorum" diyerek bazı kesimleri ayağa kalkmaya davet ediyor.

Baykal, kim kimden, neyin intikamını alıyor sorusunun cevabını her zaman olduğu gibi rejimin tehlikeye düşmekte olduğu iddiası ile açıklıyor. Kısacası ülkemizde klasik bir söylem yeniden tekrarlanmaya başlandı. Dünün darbecileri bugün birden bire darbe karşıtı kesiliverdiler. Hem de ortada olmayan bir darbeye karşı. Yaşasın kahramanlar. Şaka yapıyorum elbette. Bugün darbe karşıtlığı sergileyenlerin kahraman ilan edilebilmesi için geçmiş darbelere karşı da tavır sergilemeleri gerekirdi. Geçmişte darbelere zemin hazırlayanların bugün darbe karşıtlığı inandırıcı olur mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi