Bu İsrail belası bütün dünyaya sus payı verdi sanki. Etrafa bir bakın, sokaklara dökülen halklardan başka kimi görüyorsunuz? Kim kendisinin dışındakileri böle bir savaşın haklılığına inandırabilir... Hani insan Yahudi bile olsa artık kendisini kandıramaz? Büyük bir zulüm var. Televizyon izleyemez olduk, çocuk feryatları, anne babaların çaresizliği, kanlar içinde yatan masum insanlar, yüzlerce şehid, binlerce yaralı, aç, susuz, elektriksiz, ilaçsız... Daha nasıl anlatılır insanlık dramı?

Meydanları her gün dolduran onbinler, yüzbinler haykırıyor; bunun adı savaş değil katliam. Savaşın bir adaleti olur. Savaş taraflar arasında olur. Burada taraf yok. Burada ezen ve ezilen var. Burada okula, hastaneye, barakalara saklanan çocuklar ve onların üstüne gökten ahtapotlarla ölüm yağdıran Ebrehe ordusu var. Adalet bunun neresinde?

Herkes bunu soruyordur eminim kendine, herkes her gün bu soruyu soruyordur? Ben şunu merak ediyorum, herkes şunu da soruyor mu kendisine: İsrail belası dünyaya sus payı mı verdi? Ne oldu da herkes suspus. Nerede İslam ülkelerinin kralları, nerede petrol şeyhleri, nerede çadırlardan dünyaya meydan okuyan soytarılar?

Hıristiyan âlemini geçmişim, bütün diğer dinleri geçmişim, evrensel sayılan ne varsa hepsini bırakmışım, sayısı 63 olarak söylenen İslam ülkeleri nerede?
Hadi dünyaya sus payı verildi, peki bize ne verildi? Bizim elimizde ne var, Ergenekon mu? Bize Ergenekon mu verildi? Birileri bize krokileri mi verdi, siz ekranlarınızın karşısına oturun, memleketinizin didik didik aranmasına şahitlik edin, toprak altından çıkan silahlara bakıp büyük bir şok yaşayın...

Siz bu şokun etkisindeyken biz de işimizi götürelim, daha çok masum Filistinlinin kanını dökelim, daha çok masum çocuğun kolunu bacağını koparalım, daha çok ananın yüreğini yakalım... Kısacası daha çok Müslüman katledelim mi dedi?

Yoksa birileri, siz bu katliamımıza karışmayın, biz bildiğimizi okuyalım, siz alın şu krokileri oyalayın milleti mi dedi? Hani insanın aklına gelmiyor değil...
Halbu ki ben tam bunu düşünürken, aklına Hasan Karakaya ağabeyimin şu inanılmaz analizi geldi:

"Ne dersiniz; "zamanlama" sizce de ilginç değil mi? Biliyorsunuz, “Ergenekon Terör Örgütü duruşmaları”nın başlamasıyla birlikte gerek Türkiye'de, gerek Türkiye dışında “dünya çapında olaylar” meydana geleceği yazıldı, çizildi...
İşte bu yazılıp-çizilenleri hatırlayınca; “Acaba İsrail ve ABD, bir taşla birkaç kuş birden mi vurmak istiyor? Dünyanın dikkatini Gazze'deki katliama çekmek isterlerken, Ergenekon duruşmalarını gözlerden gizlemek mi istiyorlar?” sorusu aklıma geldi!
Bu soruyu sorunca, akla yeni bir soru geliyor!
İnsan, ister istemez soruyor: “ABD ve İsrail, Türkiye'deki faili meçhul cinayetlerin neresinde? Üzeyir Garih cinayetinde, Danıştay cinayetinde ve Necip Hablemitoğlu cinayetinde CIA ve MOSSAD'ın parmağı var mı?"

Biz daha bu soruların cevaplarını bulamazken, şimdi de elimize tutuşturulan yeni bombalarla oyalamaya başladılar.

Uyanalım, bu oyunu görelim. Halkın Filistin'e yapılan zulüm karşısındaki tepkisini, öfkesini canlı tutalım. Filistin'i unutturmalarına izin vermeyelim.
Bu iki farklı analizi yan yana koyunca ikili oyunun da şifresini çözmüş oluyorum. Önce Türkiye'deki faili meçhullerini gözden kaçırmak için Gazze'ye saldırdılar. Sonra da Gazze'deki insanlık dramını gözümüzden kaçırmak ve belki de unutturmak için yeni bir oyuna başvurdular. Baksanıza televizyonlara, gazetelere, internet sitelerine... Bir kaçı hariç hapsinde Gazze gitti, yeni bombalar geldi yerine...

Bu şoktan çabuk kurtulmamız lazım. Zira bıraktım insanları, taş üstünde taş kalmayacak.

Ne de olsa haşhaşilerin en temel özelliği kayıtları silmek, hafızaları yok etmek, yakmak ve yıkmak...

Sizde dünyanın en eli kanlı terör örgütü hangisi şimdi?