Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ebabil!

Ebabil!

“Allah sizin ellerinizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister.”
Ebabil kuşlarını beklerken, aslında “Mantık ul-tayr” aklından daha fazla akla sahip olan bizler, Kuşlardan beklediğimiz şeyi kendimiz yapmamız gerekmez mi?
Sonuçta her Müslüman bir bardak su dökse, İsrail'i sel alır.. Her Müslüman bir taş atsa, her İsraillinin başına 300 taş düşer..
Fil ehli! Cumhuriyetçi Parti'nin amblemi, yani Bush’un partisininki fildi değil mi? Demokratlarınki de eşek!
Bir okurum yazıyor: Ebâbil, Arapça'da "bölükler, sürü, sürüler" demektir. Kelime, Kur'an-ı Kerim'de Fil Sûresi'nin üçüncü âyetinde geçmektedir. Fil Sûresi'nde olay şöyle anlatılmaktadır: “Görmedin mi Rabbin fil sahiplerine ne yaptı? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üstlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı. Nihâyet onları yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı.”
Bir yandan İsrail, öte yandan Ergenekon'la ilgili zorlu bir süreç yaşanıyor..
Seçimlere az bir zaman kala, ülke genelindeki siyasi gerilim artıyor..
Birilerinin, seçimleri engellemeye yönelik provokasyon hazırlığı içinde olduklarının ortaya çıkması, bazı çevreleri zor durumda bırakmışa benziyor..
Özellikle CHP, YARSAV Başkanı'nın tedirginlikleri, son olarak ortaya çıkan silah depoları ile çok daha iyi anlaşıldı..
Son zamanlarda internetten gelen Ermeni ve Alevilerle ilgili mesajların kaynağı da böylece daha iyi anlaşılmış oldu..
Bir yandan muhalif Alevi grubları kışkırtanları, öte yandan bu grubların önderlerine yönelik suikast hazırlığı içinde oldukları anlaşıldı.. Böylece ülkeyi kargaşaya sürükleyecek ve darbe için ortamı hazırlayacaklar ve bu arada ne olacaksa olacaktı..
Plan deşifre oldu, silahlar ele geçti, suikast timlerinin bazıları yakalandı, patlayıcı yüklü araçlarla ilgili eylem planları deşifre edildi..
Hurşit Tolon’un düzmece bir sağlık raporu ile daha güvenli ve dışarıya kolay çıkacağı adreslere sevkini sağlayacak girişimleri de boşa çıkartıldı bu arada.. Hem koskoca Paşaya yakışıyor mu şimdi bu yaptıkları..
Son günlerde bazı kesimlerin Ergenekon'a açık açık destek veriyor olmaları, size garip gelmiyor mu?.. Bu kesimler, bu seviyede insanların gözaltına alınmasına karşı çıkıyorlar. Oysa benzer bir yapılanmanın daha önce İtalya'da ortaya çıkartıldığını ve burada çok sayıda askeri ve siyasi kişinin gözaltına alındığını biliyoruz. Türkiye'deki durum ise İtalya'dakinden çok daha vahim.. Bundan birkaç ay önce İtalya'da temiz eller operasyonunu yürüten Savcı Di Pietro, kendisi ile yapılan bir mülâkatta sorulan bir soruya şöyle cevap veriyor. “Biz operasyonlara başladığımızda hiç beklemediğimiz bazı kurum, kuruluş ve şahıslardan tepki almaya başladık. Bu tepkiler ileri boyotlarda idi. Başta hiçbirimiz bu tepkilere anlam veremedik. Daha sonra operasyonlar aşama kaydettiğinde, bu tepki gösteren insanların da örgütün içinde görev aldıklarını gördük...” Bizdeki durumla o gün İtalya'da yaşananlar arasında bir ilişki var mı dersiniz?
Halk hâlâ 1 Numarayı tartışıyor, ama Ergenekon konseyi hâlâ kendinden emin yeni planlar peşinde..
İş çözüleceğine gitgide daha karmaşık bir hâl alıyor gibi sanki.. Susurluk'un önemli ismi Şahin, bu kez Ergenekon davası ile karşımızda. Yaptığı açıklamalar Çiçek ve Paşalar tarafından yalanlansa da, burada derin bir hesaplaşmanın varlığı hemen dikkat çekiyor..
Asker, Emniyet ve MİT arasında da bu konuda görüş birliği olmadığı anlaşılıyor.. Sanki 3 ayrı örgüt çevresinde üç ayrı disiplin, örgütsel ve hiyerarşik yapı söz konusu imiş gibi.. Bir dördüncüsü ile Mafiavari bir yapılanma özelliği gösteriyor..
Bu karmaşık yapının “keyman”leri bir konsey oluşturuyorlar.. Bu konsey üyeleri arasında bu durumda oryantasyon sağlayan sekreteryayı yöneten birileri olmalı. Herhalde 1 Numara diye sözü edilen kişi o olmalı.. O kişi aynı zamanda, herhalde, Masonik örgütler, MOSSAD, CIA, FBI, MI5 gibi örgütlerle ilişkileri de sağlayan kişi olmalı..
Bu yapının altında her partiden, her çevreden insanları olmalı. Benim yıllardır sözünü ettiğim, Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK'dan insanların var olduğu yapı, işte bu yapı. Burada şeyh de var, Fahişe de! Kendilerine itaat ettikleri sürece, kimsenin sakalının tipine, kaç eşli olduğuna, sözlerine müdahale etmezler.. Yüksek Yargıda da, tapu dairesinde de varlar.. Dün kendini İlahiyata dekan yapan Beyaz Türklerden Gürüz Paşa'nın bugün Ergenekon davasında sanık olması karşısında Milliyetçi Beyaz Paşa ne hissediyor acaba.. Bakarsınız gün gelir, talimatla profesörlük belgesi hazırlayan, raporlar hazırlayan bazı ilahiyatçı akademsiyenlerin de kapısı çalınır, ne dersiniz? Sadece malûm Medianın değil, bizimkilerden, hani şu milliyetçi muhafazakâr kesimden birilerinin de kapısı çalınabilir.. Kaç Kalkancı bugün hâlâ icrai faaliyet halindedir ve bizimkilere zikir çektirmeye devam ediyordur.. “Sakın şeytan sizi hoşunuza giden sloganların arkasına saklanarak aldatmasın...”
Bunların çoğu kendini Cumhuriyetçi, Laik, Atatürkçü olarak tanıtırlar.. Bunların da altında, çoğu işin farkında olmayan, olanlar içinse artık geri dönüşü mümkün olmayan piyonlar bulunur. Sağ-Sol, Alevi-Sünni, Kürt-Türk, Laikçi, İslâmcı fark etmez.. Aksine ne kadar bu değerlere bağlı ise işler o kadar kolay hâlledilir..
Tekrar Gazze'ye dönersek, sonuçta zulüm tek bir millettir..
İrtica ve terör aslında bizi can derdimize düşürmek isteyen çevrelerin oyunudur..
Hele bir Dalan dönsün, 28 Şubat öncesinden başlayarak Çevik Bir'le, Özkasnak'la, Koman Paşa'yla neler konuştular, Yeditepe'de hangi toplantılar yapıldı, bir defterleri açalım, bakın daha neler çıkacak..
Bu işin geri dönüşü yok. Birileri bunu anlamalı. 2. Sovyet için tarihin sonu..
Darbe de çare değil, bir darbe bastırılacak olursa, sonları daha da dramatik olur..
Ha sahi, uyuşturucu işinden kimse söz etmiyor. Petrol kaçakçılığından da..
Bakarsınız sıra ilaç fabrikalarına da gelir..
Daha olan ne ki; bekleyin daha neler göreceksiniz.. Cin şişeden çıktı!
Sahi Ebabil kuşlarını beklerken, bizim yapacak hiçbir şeyimiz yok mu?
Bana kalırsa Ebabil kuşları Filistinli çocukların yüreklerinde kanat çırpmaya devam ediyor..
Selâm ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi