Ruh hastalarına şifa!..

Ruh hastalarına şifa!..

Sporu spor olarak algılamak, başka bir deyişle bunu vücudun da gelişmesini sağlayabilecek bir keyif, bir oyun olarak düşünmek, en doğru iş olsa gerek.. Ama gelin görün ki iş tüm dünyada farklı bir boyuta geldi.. Amatörlüğün yerini profesyonellik alınca ipin ucu kaçtı.. Sadelik gitti, abartı geldi.. Kardeşlik gitti, hazımsızlık geldi.. Sevgi gitti, kavga gürültü geldi.. Tevazu gitti, canavarca duygular ortaya çıktı..
Peki profesyonellik ne demek?..
Elbette para demek!..
Para için babasını satabilecek insanların bulunduğu bir dünyada yaşadığımıza göre de bazı kişiler için her şey mübah!..
Para gelsin de nasıl gelirse gelsin!..
Mesela futbol maçlarında şahit olunan işler, izlenen filmler!.. Futbolcu para kazanacak..
Yönetici sükse yapacak.. Bütün bunların gerçekleşebilmesi için amansız bir rekabet oluşturulacak..
Ardından da tribünlerin provoke edilme hikayesi..
0 da işin olmazsa olmazı..
Madalyonun bir başka yüzü de şu.. Futbol seyircisinin önemli bir kısmı stadyuma bağırıp çağırmak için geliyor..
Öyle tipler var ki evlere şenlik!.
Adamın yolu bozuk, evinde huzur yok, işinde rahat değil, evinde karısına bağıramaz, korkar, tırt atar, fakat stadyumda ana avrat dümdüz gider..
Hakeme söver.. Futbolcuya çatar.. Rakibe tükürür!..
Bir kısmı da müsabaka müddetince davul çalar, maça bakmaz bile.. Sorulduğunda da cevabı şöyle olur;
“Ne yapayım, stres atıyorum!..”
İşin bir de tezahürat yanı var..
Son zamanlarda bunun çeşitlerini görüyoruz.. Eğilip kalkmalar, ritmik hareketlerle sağa sola dalgalanmalar, vs..
Gençliğin verdiği ateşli hareketlenmeler, deyip geçiyoruz..
Acaba öyle mi?..
Geçenlerde “Bu Cahiller Kime Tapınıyor” başlıklı bir yazı yazdım.. Yazının muhteviyatına girmek istemiyorum.. Takip edenler bilir..
0 yazıya oldukça olumlu mesaj aldım.. Hassas okuyucularımıza sahip olmak gerçekten memnun edici.. Tabii gayri memnunlar da vardı. Şöyle ki; “Türk Futbol Taraftarları Platformu” isimli sitede bazı kişiler bizim o yazımıza takılmışlar.. Feryat ediyorlar.. Bizi gericilikle suçluyorlar.. Hatta ve hatta bize İstiklal Mahkemelerini bile yakıştıranlar var.. Ben de gülüp geçiyorum tabii..
Nasıl gülmeyeyim?..
Forum da öyle hokkabazca ifadelere şahit oldum ki bunlara gülmek de yetmez, kahkaha atılır!..
Aslında, “Allah ıslah etsin” de denebilir, ama bunların ıslah filan olacağı yok gibi..
Bakın İzmir-Göztepe taraftarı olduğunu söyleyen çocuğun biri ne diyor; “Tapınma hareketleri yapmak da ne ki, tribünlerde, ‘biz Müslüman değiliz Göztepeliyiz’ diye bağırdığımızı duysa, yazar acaba ne derdi?..”
Hemen söyleyeyim ne diyeceğimi, hatta isterseniz önce sizlere sorayım; böyle bir cümle kurana kafir denmez de ne denir?..
Yine forumdan abuk bir ifade;
Güya gırgıra alıyor zavallı..
“Niyet ettim sahadaki futbolculara, uydum amigoya!..”
Bunlar gibi daha ne manyaklıklar!..
“Dinim Boca, tanrım Maradona, tapınağım La Bombonera” (Boca Junior’un stadyumu.. Bir başka anlamı da Boca’nın şeker kutusu) diyen Arjantin’deki Boca Junior takımının aşırı fanatik taraftarlarından, “eğer seni sevmezsek Allah belamızı versin” diye kendilerine bela okuyan yerli malı taraftarlara kadar, tribün hastalığına tutulmuş bilumum ruh hastalarına Allah şifa versin!.. Hem de acil tarafından!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi