Cemal Nar

Cemal Nar

Bu hesabı kimler sorar?

Bu hesabı kimler sorar?

Bir önceki yazımızda “Gelelim şu intihar eden taze gelinimize” demiştik. Okumayanlar veya hatırlamayanlar o yazıya bakmalılar.

Keşke bu kızımız küçük yaşta başına gelen bu felaketi annesine söyleyebilseydi zamanında. Ya da hiç olmazsa nişan – düğün öncesinde. Söyleyememiş işte…

Neden söyleyememiştir?

Bir yandan utanma, el aleme rezil olma duygusundan, bir yandan da tabi ki korkusundan.

Utanma doğal bir duygu. Ama felakete sebep olmamalı değil mi? Korkuya gelince, neden korkmuştur, söylemeye gerek var mı? Her işimiz cahilane ve dengesiz. Belki de bir ya da birkaç cinayete sebep olacaktır da ondan. Küçük kız, küçücük aklıyla görüyor bunları.

A be kızım, hiç olmazsa büyüdüğünde deseydin ya annene. Veya sevdiğin gence nişanlıyken açılsaydın ya!

Diyelim yapamadın bunları ve başına bu felaket, bu musibet geldi. Ey intihar eden zavallı kızımız, Allah taksiratını affetsin, sabretmeli değil miydin? Bu felaket ve musibete imanla karşı koymalı değil miydin? İntiharın ne kadar büyük günah olduğunu hiç duymadın mı ki ahiretini de berbat ettin? Neyi değiştirdin intiharla, ne elde ettin?

Hiç mi düşünmedin geride kalanları? O annen ve baban nasıl iflah olur bundan sonra? Ya kardeşlerin, hısım akrabaların? Nasıl güler yüzleri onların?

Ya sen ey evlendiği genç? Bre cahil, bre nâdan, madem bu kadar seviyorsun, deliler gibi aşıksın, seni de öylesine seven bir eşin var, bir ömür mutlu olacaksınız, ne diye aklını kullanmazsın? Kızın ne suçu var, başından bir felaket geçmiş, azıcık düşünceli ol, müsamahalı ol, hoş gör, anlayış göster, göster de kendini daha çok sevdir, ne olur?

Yok, çocukluktan öte yeni zamanlarda da iffetini korumadığından şüpheli isen, doktorlara akıl danış, ya da gözetle bir süre, denetle, her neyse. Bir yanlışını görürsen de kibarca ayrıl.

Yok, bütün bunları içine sindiremiyorsan, (buna inanmam, sen neleri sindirdin bu zamana kadar içine kim bilir), ille de boşayacaksan, Allah’tan kork, bunu bari gerdek gecesinde yapma, bir insanın sırrını sakla, ayıbını ört, bir müddet sonra “geçinemiyoruz” diye boşa. Boşa da annesini, babasını, akrabalarını kahretme. Sen bu kadar mı anlayışsızsın?

Hz. Ömer’e bir adam geldi elinde bir kız çocuğu ile. Böyle bir olayı anlatmaya başladı. Adam sözünü bitirmeden Hz. Ömer “kes!” Diye lafını ağzına tıkadı: “Kes, Allah’ın örttüğünü sen de ört ve masumu rezil etme. Al götür çocuğunu, o tertemizdir.”

İşte bu yahu! Mecbur musun kendini ve sevdiklerini rezil rüsvay etmeye?

Bilerek gizli yaşanan bir ayıbı bile örtsen ne olur ki? Allah Teâlâ da senin ayıplarını örter, kötü mü?

Al sana intihar! Mertlik mi bu, erkeklik mi?

Yanlıştı, yapmamalıydı, ama bir sebebi de sensin bu intiharın, çek bakalım şimdi vicdan azabını ömrün boyunca…

Üç kişiyi devlet gözaltına almış ve bırakmış. Başka ne yapar ki bu sistem?

Bu sistem, affedersiniz genelevlerden vergi alıyor ve vergi toplayan binalarının üstüne “vergilendirilmiş kazanç kutsaldır” diyerek bir de o kazancı ve haliyle o işi kutsuyor. Bu kazançtan memurlara, hatta imamlara, vaizlere, müftülere maaş veriyor.

Bu sistem iffet sembolü başörtüsüne ve tesettüre düşman değil mi? Kamusal alandan kovuyor onu.

Bu sistem zinayı suç saymıyor. Bu Hükümet yeni yapılan ceza yasasında “zina suç olsun” dedi de içerden ve dışardan zinaseverler yeri göğü inlettiler, onlar da geri adım attılar, milletin yararına olan her manevi adımda yaptıkları gibi…

Resme bakıyorum, içim parçalanıyor… Dünyalar güzeli bir genç kız. Av tüfeğiyle kendini vurmuş. Şimdi kara toprakta…

Sizin hesabınızı bu sistemden kimler sorar acaba? Acaba nerdedir şimdi o yiğitler?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi