Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Korku ile yaşamak her gün ölmek demektir

Korku ile yaşamak her gün ölmek demektir

Davos'un ardından bazı gazeteler ve köşe yazarları bir korkuya kapılmış görünüyorlar... Gerçekten korktukları için mi böyle bir tavır sergiliyorlar yoksa böyle bir korkuları olmadığı halde iktidarı ve toplumu etkilemek için icad edilmiş bir korkunun peşinden mi gidiyorlar bilemiyorum. Ancak, ister gerçekten korktukları için, ister toplumu ve iktidarı sindirmek maksadıyla olsun bilinmelidir ki, bir takım hesaplarla hergün korku ile yaşamaktansa bu korkuyu atıp sonuçlarını göze almakta yarar vardır.

Bu kesime hatırlatmak istiyorum ki, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler oldukça ileri bir noktadadır. Amerika ile de stratejik müttefik olarak nitelendirilen bir ilişkiye sahibiz ama buna rağmen ülkemiz uzunca bir zamandan beri çok ciddi bir ekonomik kriz yaşıyor. İsrail ile ilişkiler bozulacak olsa da ülkemiz şu anda içinde bulunduğu krizden daha fazlasını yaşamaz. Kaldı ki, Türkiye'nin İsrail'e olduğundan çok İsrail'in Türkiye'ye ihtiyacı vardır... Bu bakımdan Peres'in saldırıları karşısında sessiz kalıp, tüm o bağırmaları sineye çekmek onursuzluk olurdu. Bir takım korkular sebebiyle buna katlanmak yerine bazı şeyleri göze alabilmek sanıyorum gerekliydi ve Başbakan Erdoğan gerekeni yaptı. Şu noktada bir takım çevreler, uydurulmuş korkuların peşine düşerek sergilenmiş bir tavrın sanki hesabını sorar gibi bir tutum sergilemek yerine toplumsal birlik oluşuturulmasına katkı sağlamaları gerekir. Toplumsal birlik oluşturmak demek elbette ki siyasi ve ideolojik görüşlerden vazgeçmek anlamına gelmez. Bu noktada Türkiye tek bir yumruk olabildiği takdirde ülkemize verilebilecek zarar azalır. Ama gerek İsrail, gerek başta ABD'deki olmak üzere dünya üzerindeki Yahudi lobileri ve ABD ülkemiz içinden bir takım yandaşlar bulur ve bu yandaşlar aracılığı ile kendi lehlerine hava oluşmasını sağlarlarsa elbette ülkemize yönelik faaliyetlerinde cesaret bulacaklardır.

Bu bakımdan Davos olayını siyasi ve ideolojik bakış açısıyla değil, ülkemiz çıkarları açısından değerlendirmekte yarar var. Hangi inanç ve düşüncede olursak olalım aynı gemide birlikte yaşıyoruz ve birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Gelin artık toplumu hergün bir başka korku ile yaşamaya ve hergün ölmeye mahkum etmeyelim. Özellikle de yaşanmış bir olayın arkasından İsrailli yöneticilerin göstermediği tepkiyi kraldan fazla kralcılık yaparak bu ülkenin bazı medya kuruluşları ile bazı yazarları göstermesin.

Israrla bazıları Amerika'daki Yahudi lobisinin Başbakan Erdoğan'ın çıkışına çok kızdığını, bunun sonucu olarak Ermeni Soykırım Tasarısına destek verebileceklerini dillendiriyor. Amerika'daki Yahudi lobisinin Erdoğan'a ve Türkiye'ye karşı bu kızgınlığı ve öfkesi Davos'tan sonra ortaya çıkmış da değildir... Günlerden bazı gazeteler bu lobinin sözcülüğüne soyunmuş adeta Başbakan'ı geri adım atmaya zorluyorlardı. Davos'taki çıkış sanki onlara bir koz daha vermiş oldu.

Beyler Türkiye'nin Filsitin konusundaki tavrını Amerika'daki Yahudi lobisi mi belirleyecek? Bu kadar kendinizden geçmeyin... Gerçekten Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerinde bir bozulma olacaksa bundan korkuyorsanız bu korkunuzu hiç olmazsa kendiniz yaşayın, toplumu da buna alet etmeyin.

Birde olayı saptırmayın... İki de bir Amerika'daki Yahudi lobileri Türkiye'de antisemitizmin (Yahudi düşmanlığı) yükseldiğini ve bunun tehlikeli olacağını ileri sürüyorlar..Türkiye'de yükselen Yahudi düşmanlığı değil, Gazze'de sivilleri katleden canileredir. Ne yapalım yani, "Elinize sağlık" mı dememiz gerekiyordu? Kaldı ki, eğer Türkiye ve dünyada yahudi düşmanlığı gelişiyorsa bunun sorumlusu Türkiye'deki mitingler değil, İsrail devletinin sergilediği terördür... Terörden vazgeçerler, Filistinlileri insan olarak görür, onlara yaşama hakkını çok görmezler bu düşmanlık da kendiliğinden kaybolur gider.

Hem katliam yapıyorlar hem de bu katliam karşısında yükselen tepkilere öfkeleniyorlar. Bu ne biçim mantıktır.

Kısacası, bu kadar korkmaya gerek yok bu bir... İkincisi hergün korku ile yaşamaktansa buna bir son vermek daha iyidir... Üçüncüsü, artık caniler mazlumların yanında yer alanlardan hesap soramayacaklarını hatırlasınlar... Son olarak da gerçekten Yahudi düşmanlığının yükselmesinden rahatsızlık duyuyorlarsa Filistin'in tümünü sahiplenmekten vazgeçsinler... Ortada ne düşmanlık kalır, ne çatışma... Barış böyle teessüs eder.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi