M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Psikolog Leyla Navaro Hanımefendiye Açık Mektup

Psikolog Leyla Navaro Hanımefendiye Açık Mektup

Sayın hanımefendi... Le Monde gazetesinin internet sitesinde okudum, bir Yahudi vatandaş olarak şikayetçi imişsiniz, "Çok üzgünüm, tedirginim, korkuyorum" diyormuşsunuz.

Bendeniz gençliğimde antisemitizm yapmış bir kimseyim. Artık antisemit değilim, sadece İsrail'e ve Siyonizme karşıyım. Nice Yahudi tarihçi, filozof, düşünür, hattâ haham antisiyonist olabilirken, benim gibi bir Müslümanın da böyle olması yadırganacak ve şaşılacak bir şey değildir.

Antisemitizm ile antisiyonizmi birbirine kesinlikle karıştırmamak gerekir.

İsrael Shamir'i bilirsiniz sanırım. Kendisi Yahudi kökenlidir, İsrail'de oturmaktadır ve var gücüyle bu devletin ve bu ideolojinin aleyhinde bulunmaktadır. İsrail ve Siyonizm aleyhinde hayli kitap ve makale yazmış, konferanslar vermiştir. Bu faaliyetine bütün hızıyla devam etmektedir.

Korkmanıza hiç hacet yok. Siz benim komşum olsanız, herhangi bir olumsuz vak'ada, sizi korumayı bir insanlık vazifesi sayarım.

Biraz kendimden bahs etmek istiyorum. Yaşım hayli ilerledi. Elli seneye yakın bir müddet içinde bir gazeteci, bir yazar, Türkiyeli bir Müslüman olarak çok baskı gördüm. Mahkemelerde süründüm, cezaevlerinde yattım, altı sene kadar vatanımdan kaçıp gurbetlerde çileler çektim. İtildim, kakıldım, hakarete uğradım, sömürge yerlisi, ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüm. Bütün bunlar da başıma Müslüman olduğum, İslâm'ı savunduğum, düzene veya sisteme muhalefet ettiğim için geldi.

Bu çektiklerimde Yahudilerin tesiri var mıydı? Elbette bütün Yahudilerin yoktu ama bir kısım Kripto Yahudilerin vardı.

Türkiye'deki post-Laussanne sisteminde o birtakım Yahudilerin çok tuzu biberi bulunmaktadır. Listenin başında da meşhur Başhaham Hayim Nahum gelir.

Azınlık olmalarına rağmen bir kısım Dönmeler yakın tarihte Müslümanların ensesinde boza pişirmişlerdir.

Bütün bu baskılar ve zulümler hukuka, ahlâka, Türkiye'nin dominant kimliğine, evrensel insan haklarına aykırı olarak yapılmıştır.

Sadece dönmeler yahut Sabataycılar mı?

Zahiren Türk ve Müslüman görünen Karaylar. (Etliye sütlüye karışmayanlarını tenzih ederim...)

Kürt Yahudileri.

Rumeli, Balkan Yahudileri... Bunlar asıl kimliklerini gizlemişler, dıştan Türk ve Müslüman görünmüşlerdir.

Kafkasya Yahudileri. Bunlar da iki kimliklidir.

Pogromlardan kaçarak Türkiye'ye sığınan ve bilahare Bektaşi ve Alevi kimliğine bürünen Yahudileri de unutmayalım.

Ben Müslüman bir Türkiyeliyim. Musevîliğin, Hıristiyanlığın şeriatı olduğu gibi benim de şeriatım vardır. Yahudi Moiz Kohen efendi, Yahudiliğini ve Musevîliğini gizlemiş, Tekin Alp takma adıyla Türkçülük ve milliyetçilik kitapları yazmış ve onlardan birine "Kahrolsun şeriat" bölüm başlığını koymuştur. Onun bu yaptığı doğru mudur? Türkiyeliliğe, vatandaşlığa, insanlığa, medeniyete sığar mı? Bu son derece vahim bir provokasyon değil midir?

Öteki Yahudiler niçin Moiz Kohen'i yalanlamamışlar, yaptığının yanlış olduğunu açıkça söylememişlerdir?

Son seksen beş yıl içinde Türkiye Yahudilerine bazı baskılar yapılmıştır ama emin olun, bu baskılar Müslümanlara yapılan baskıların ve zulümlerin yüzde biri bile değildir.

Sadece Menemen vak'asında, olağanüstü mahkeme kararıyla bir Yahudi asılmıştır. İstiklal Mahkemelerinin karakuşî kararlarıyla asılan mâsum dindar Müslümanların, ulemanın, tarikat şeyhlerinin, sofuların sayısı ise binlercedir.

Yahudilerin haham yetiştiren seminerleri kapatılmamıştır ama Müslümanların medreselerinin, din mekteplerinin, tekkelerinin üzerinden silindir gibi geçilmiştir.

Yahudilerin ibadetlerine, İbrani veya Ladino lisanlarına karışılmamış, Müslümanların karışılmıştır.

Yakın tarihimizde ülkemizdeki binlerce Müslüman mezarlığı ve hazire düzlenmiştir ama Sabataycıların Bülbülderesi mezarlığının bir taşına dokunulmamıştır.

Yahudilerin İbrani diliyle yayın yapmaları serbesttir ama Müslümanların Kur'ân ve İslâm yazısıyla yayın yapmaları hâlâ yasaktır.

Bildiğinizi sanırım, Dönmelerin temel bir prensibi vardır: Benzeme, benzet... Biz Müslümanlar, "Benzetilmişlerden" çok çekmişizdir.

İşte yukarıda bir nebzesini saydığım haksızlıkların, zulümlerin, real politiklerin; Kripto Yahudiler, Dönmeler ve Benzettikleri tarafından yapıldığına dair çok deliller, karineler, belgeler bulunmaktadır.

Bendeniz bu ülkede, çoğunluğa mensup olduğum halde rahat, huzurlu, güvenli bir hayat süremedim. Sizi ve bu anlattığım zulümlere bulaşmamış kişileri tenzih ederek beyan ediyorum, bunlarda hep birtakım Yahudilerin parmağı, tuzu biberi vardır.

Yahudilerin dinî vazifelerinden biri de, hangi ülkede yaşıyorlarsa oradaki devlete sadık olmak, onun iyiliği için dua etmektir. Bu duayı ilk kaldıran Sabetay Sevi'dir.

Birinci dünya savaşında Siyonist lejyonların İngiliz bayrağı altında Çanakkale ve Filistin cephesinde Türklere karşı savaştıklarını bilirsiniz.

Ülkemizdeki Yahudi düşmanlığını birtakım aşırı Siyonistler dolaylı şekilde körüklemişlerdir.

Bugün Türkiye'de en azılı İslâm ve Müslüman düşmanlığını iki kimlikli birtakım Yahudiler yapmaktadır.

Toplumsal barışa ve mutabakata taraftar Musevîlerin bence yapmaları gereken şeyler şunlardır:

1. İslâm ve Müslüman düşmanı aşırı siyonistlere cephe almak. Anti-siyonist olmak.

2. İsrail'i, Neturei Karta hahamları gibi protesto etmek.

3. Çoğunlukta olan Müslümanlarla iyi geçinmek, onların dertlerini paylaşmak.

4. Vaktiyle, 1926'da "Arabî Harfleri Terakkimize Mâni Değildir" adıyla bir kitap yazmış olan Yahudi düşünür ve akademisyen Abraham Galanti gibi, Müslüman Türklerin kültürünü ve hukukunu müdafaa etmek.

5. Başörtüsü konusunda Müslümanları desteklemek.

6. Müslümanların, bu ülkede Yahudiler kadar din, ibadet, inandığı gibi yaşamak hak ve hürriyetine sahip olmaları için çalışmak.

7. Resmî ideoloji şakşakçılığını bırakmak, Türkiye'deki tarihî ârıza ve kopukluğun giderilmesi için Müslümanlarla birlikte hareket etmek.

Bütün bunların, söylemesi kolay, yapılması çok zor işler olduğunu biliyorum. Maalesef ülkemiz korkunç bir kaos, kargaşa ve anarşi içindedir. Lakin istenirse yine de iyi şeyler yapılabilir.

Söylemeye hacet yok, Yahudiler genellikle zeki insanlardır ama zekaları derecesinde akılları yoktur. Siz psikolog olduğunuz için zekanın türlerini bilirsiniz. Akla gelince, o zekadan biraz başka, onun üzerinde olan bir kuvvedir. Yahudiler, genelde zeki oldukları kadar akıllı olsaydılar bugünkü facialar yaşanmazdı.

Biliyorum, çok şeyler yazmışsın ama delil, hüccet getirmemişsin diyeceksiniz.

Size bir tek delil vermek isterdim ama bu ülkede Yahudiler kadar hür olmadığım için veremiyorum. Amerika'da yayınlanan The Forward isimli Yahudi gazetesinde yayınlanmış olan bir yazı... İsterseniz, bilenlere sorup buna ulaşabilirsiniz.

Hanımefendi!.. Sözü daha fazla uzatmayayım, açık mektubuma saygılarımla son veriyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi