Akif Emre

Akif Emre

Holbrooke Boşnakları nasıl 'ikna' etti?

Holbrooke Boşnakları nasıl 'ikna' etti?

Obama'nın Bush'dan farklı politika izleyeceği en azından “terörle savaş” adı altında yürütülen politikaya göre daha barışçıl yöntemleri önceleyeceği yönünde beklentiler hayli yüksek. Daha doğrusu elde somut gelişme olmamasına rağmen Amerikan rüyası görmeye hazır kalemşörler böylesi bir beklentiyi gerçek gibi sunmaya başladılar şimdiden.

Amerika'nın dünyadaki imajını yenilemek için iyi bir seçim olan Obama'nın ülkesine en büyük katkısı bu beklentiyi vermiş olmasıdır herhalde: Bush'un devrettiği Amerika'nın gerçek Amerika olmadığı, yarının daha iyi olacağı beklentisi… Çizilen bu imajın karşılık geldiği hiç mi gerçeklik payı yok? Kuşkusuz her şey kaldığı yerden devam etmeyecek. Ancak Ortadoğuyu ilgilendiren başlıklarda amerikan tercihlerinde radikal bir değim yaşacağı yönünde beklentinin fazlasıyla imaj kampanyasının sonucu olduğu da kesin.

Bölgeye atadığı iki temsilciye bakarak muhtemel politikaları hakkında ip uçları edinmek mümkündür. Her şeyden önce Beyaz Saray'daki yakın çalışma arkadaşlarının Müslüman karşıtı olmaklarıyla tanınan isimlerden seçmesi önemli bir gösterge. Özellikle Ortadoğu ve Pakistan özel temsilcisi olarak atanana isimlerin kişisel özelliklerinin bölgesel politikalarda etkileyici rol oynayacak kadar ağırlığı ve prestiji olan isimler. Ortadoğu temsilcisi olarak atanan senatör George Mitchell daha önce bölegede bulunmuş bir isim. Diğeri ise “Bosna barışının mimarı” Richard Hollbrooke. Önemli krizlerin “çözümün”ne imza atmış iki isimin daha önceki performanslarına bakarak muhtemel gelişmeler hakkında fikir yürütülebilir

Bosna savaşını durduran Dayton anlaşmasının mimarı olarak bilinen Hollbrooke Pakistan'a gidiyor. Amerika'nın yeni Pakistan politikası tekrar “Amerikan rüyası” görmek isteyenlerin kabusu olabilecek emareler taşıyor. Bush döneminde alınan karar gereği Irak'tan çekilmeyi savunmasına bakarak Ortadoğuda askeri müdahalelerden alabildiğine kaçınan bir Amerika beklentisini yanıltıcı olduğunu söylemek lazım. Amerika Irak'tan tümüyle çekilmiyor, yaptığı anlaşmalarla bir tür manda yönetimi kuruyor ve kurduğu daimi üslerde askeri varlığını sürdürecek. Benzer ilişkiyi bağımsızlığına kavuşturduğu(!) Kosova için de geçerli.

Obama'nın Pakistan temsilcisinin bölgede nabız yoklamaya başlaması tüm gözlerin Filistin'e çevrildiği bir zamana denk geldi.. Çünkü Demokrat yönetimin namluyu Pakistan'a çevirdiğini bilmeyen yok. Obama'nın Pakistan'ı tehdit eden açıklamaları, ve açıkca savaştan bahsetmesi şaşırtmamalı.. Zira obama ilkesel olarak işgali hiçbir zaman kınamadı, sadece stratejik hatadan bahsetti. Strateji gereği askeri müdahalelere başvurlabilir demektir.

Bosna Barışının mimarı olarak bilinen Hollbrooke gerektiğinde askeri yöntemlere nasıl başvurulabileceğinin iyi bir örneği. Bosna savaşını 250 bin insanın katili Sırpları ödüllendiren bir anlaşmayla sona erdirilmesinde Holbrooke'ın pek bilinmeyen yöntemlerinin etkisi büyük. Katliam yapan tarafa ülkenin yarısını verip devlet içinde devlet imkanını hediye eden bu barış mimarı başarısını Boşnaklara yaptığı askeri baskıya borçlu.

Bosna savaşı sırasında Boşnak ordularının genel kurmay başkanlığını yapan Rasim Deliç'ten Saraybosna'da dinlediğim bir ayrıntı barış diye dayatılan haksız anlaşmanın arkaplanını verirken, egemenlerin istediklerinde hangi yöntemleri kullanarak tarafları masaya oturmaya ikna(!) edebildiklerine iyi bir örnek. Rasim Deliç'in anlattığı tarihi olay şöyle gerçekleşiyor. Boşnak ordusu toparlanmış topyekün planlı karşı saldırı yapacak kapasiteye gelmiştir. Hırvatların lojistik desteği ile ( arkadan vurmaktan vazgeçmeleri) Bosna'nın ikinci büyük şehri ve Sırpların başkenti sayılan Banya Luko üzerine yürüyüşe geçmeleri savaşın kaderini değiştirmiştir. Savaşta üstün duruma geçen Boşnaklar Sırp işgalindeki toprakları kurtarmaya başladıkları gibi Banya Luka'nın ne zaman düşeceği konuşulur olmuştur. Tam bu sırada; Hollbrooke Boşnakları tehdit ederek ileri harekatı durdurmalarını ister. General Deliç, Hollbrooke'ın bizzat kendisini tehdit ederek “Eğer ilerleyişi durdurmazsanız hava saldırısıyla bombalar Hırvatlarla kurulan ittifakı bozarız” dediğini bana aktarmıştı. İlerlemeye devam edilseydi “hava harekatı ile bombalanır ilerleyişimiz engellenirdi. Daha da önemlisi zaten fırsat bekleyen Hırvatlar arkadan vurur, iki ateş arasında kalırdık.”

Barış mimarının hangi yöntemlerle böyle haksız bir anlaşmayı dayattığının, diplomatik gösterinin arkasında ne türden iradenin yattığını gösteren önemli bir ayrıntı. Ortadoğuda bu zamana kadar bu tür “diplomatik irade” gösterilmediği için İsrail istediği zaman anlaşmayı bozup oyun bozanlık yapabiliyor.

Pakistan ve Afganistan özel temsilcisi olarak bölgeye giden Hollbrooke'in diplomatik kariyeri hakkında bu küçük ayrıntının tarihe not düşülmesi açısından paylaşmak istedim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Akif Emre Arşivi