Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Seyit Ali Onbaşı'nın papyonu

Seyit Ali Onbaşı'nın papyonu

Tarih dersinde değil, sohbet etmek için bile olsa, Çanakkale Savaşı hakkında konuşurken, mutlaka bahsedilmesi gereken kahramanlardan biri de hepimizin bildiği Seyit Ali Onbaşı'dır.

Seyit Ali, 1889'da Havran'ın eski adı Manastır olan Çamlık köyünde doğdu. 1909 yılında Osmanlı Ordusu'na katıldı. Balkan Savaşı'nda çarpıştı.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Cephesi'nde topçu eri olarak göreve başladı.

18 Mart 1915'te Müttefik donanması Çanakkale Boğazı'nı aşmak niyetiyle saldırıya geçmişti.

Seyit Ali'nin görev yeri Rumeli Mecidiye Tabyası idi. Türk topçusunun yoğun karşı ateşi ve daha önceden Nusret mayın gemisinin döktüğü mayınlar, bu saldırıyı püskürttü.


* * *
Çatışma sırasında Fransız savaş gemisi Bouvet vurularak hareketsiz kaldı ve batmaya başladı. İngiliz Ocean ve Fransız Irresistible gemileri yardıma geldi.

Top atışına devam etmek gerekiyordu.

Ancak çatışma sırasında Seyit Ali'nin başında bulunduğu topun vinci arzalandı.

Bunun üzerine Seyit Ali 330 kiloluk top mermilerini sırtlayarak kundağa yerleştirdi.

Seyit Ali, üçüncü atışında İngiliz gemisi Ocean'a isabet sağladı. Atılan mermi geminin bacasından içeri girmişti.

Seyit Ali'nin komutanı bu başarısından dolayı ona onbaşılık rütbesini verdi.


* * *
Rivayete göre o atıştan sonra Seyit Ali Onbaşı'dan top mermisini sırtına alarak, fotoğraf makinesi karşısında poz vermesi istendi.

Seyit Ali Onbaşı ne kadar zorlansa da koca mermiyi yerinden kaldıramadı.

Seyit Ali Onbaşı'nın "Yine savaş çıksa yine kaldırırım" dediği dilden dile anlatılarak bugünlere kadar gelmiştir.

O dönemden kalan o meşhur fotoğraf, maket mermi ile çekilmiştir.

Savaşın sona ermesi ile 1918'de köyüne dönen Seyit Ali, ormancılık ve kömürcülük işlerine çalıştı. 1934 yılında çıkartılan Soyadı Kanunu ile Çabuk soyadını aldı. 1939 yılında vefat etti.


* * *
Boğaz kıyısında şimdi heybetli bir heykeli durmaktadır.

Gelen geçen ziyaretçiler, yanında durur, aziz hatırasını hürmetle anarak, fotoğraf çektirirler.

Civarda satılan minik heykelciklerden hatıra olsun diye alır, yakınlarına hediye ederler.


* * *
Gayet iyi bildiğiniz tarihî bir olayı anlatıyoruz...

Fakat baştan beri bahsetmediğimiz bir 'zurna' var bu hikâyede.

Şimdi o zurnanın zırt dediği yere geliyoruz.


* * *
Son zamanlarda orada satılan minik heykelciklere dikkatle bakanlar, Seyit Ali Onbaşı'nın boynunda bir 'papyon' görüyorlar.

Tarih 1915, yer Çanakkale, Mecidiye Tabyası... Bütün hızıyla devam eden bir savaş var. Savaşın en ateşli yerinde koskoca top mermisini kaldıran Türk askeri Seyit Ali'nin boynunda bir papyon! Ne alaka?


* * *
Alaka şudur arkadaşlar: Ucuza mal olduğu için Çin'e sipariş verilmiş. Heykelcikler yapılacak ama nasıl, neye göre? Bunun için bir fotoğraf gönderilmiş.

Fotoğrafı inceleyen Çinliler, bakmışlar top mermisi taşıyan askerin üstünde bir gömlek var fakat bağrı açık. Buna rağmen boğazında bir şey duruyor. Seyit Ali'nin belki küçüklüğünden beri taşıdığı, belki cepheye gelirken taktığı muskaya akıl erdirememişler.

Bu nedir diye düşünmüşler, içinden çıkamamışlar. Olsa olsa papyondur deyip öyle yapmışlar.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi