Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

CHP ile niçin uzlaşma olmaz, gördük mü?

CHP ile niçin uzlaşma olmaz, gördük mü?

Sivil, özgürlükçü bir anayasaya ihtiyaç olduğu hususunda toplumun büyük bir kesiminde görüş birliği olmasına rağmen bu yönde ciddi adımlar bir türlü atılamıyor. İktidar partisi sözcüleri özgürlükçü, sivil bir anayasayı CHP ile uzlaşarak yapmak istediğini söylüyor. Buna karşılık çeşitli kereler bu köşede CHP ile uzlaşma sağlanamayacağını, böyle bir beklenti içinde olmanın yeni sivil anayasa yapımını engelleyeceğini çeşitli kereler ifade ettik.

Hatta CHP'nin başörtüsü ve çarşaf açılımı olarak takdim edilen adımları karşısında da toplumun geniş bir kesimi CHP'nin bu açılımda samimi olmadığını, bir seçim hamlesinden öte anlam ifade etmeyeceğini söylediler. Aslında CHP'nin yıllardan beri sürdürdüğü tutumunu bilenler için böyle bir kanaate varmak kaçınılmazdı. Tüm bunlara rağmen daha işin başında niyet okuyarak hüküm vermenin yanlış olacağını, ister oy için ister iç dönüşümleri sonucu bir açılım sergilemiş olsunlar, bunda kararlı olmalarını temenni ettiğimizi çeşitli kereler vurguladık. Bunu vurgularken biz de CHP'nin gerçek anlamda özellikle inançla ilgili konularda köktenci diyebileceğimiz bir açılımı uygulamaya koyamayacağını düşünüyorduk ama, insan madem ki inanç özgürlüğünün önünde bir engel var, iktidar partisi de her fırsatta CHP ile uzlaşmadan söz ederek bu meseleyi yokuşa sürüyor, belki böylece artık iktidar partisinin kaçacak bir yeri kalmaz, yaşanan sıkıntılara bir çözüm bulur ümidi ile bu açılıma destek veriyorduk.

Netice ne oldu?

Israrla başörtüsü ve çarşaf açılımında CHP'nin samimi olmadığı tezini savunanlar haklı çıktı. Hatta, çevremde bazı yakınlarım CHP yönetimi samimi olarak böyle bir açılıma yeşil ışık yaksa bile parti içinde başörtülü ve çarşaflıların barındırılmayacağını söylüyorlardı. Bazı CHP'liler bu görüşte olanları haklı çıkarmada hiç de gecikmediler. Ne var ki böylesine bağnaz bir yaklaşımın sahipleri sıra konuşmaya gelince demokrasiyi, özgürlüğü kimselere bırakmazlar. Nerede bir CHP'li ile bir tartışmaya girseniz ilk sözü de son sözü de özgürlük olur. Ne var ki lafla peynir gemisi yürümediği gibi lafla özgürlük de olmuyor. Kafalar değişmeden de özgürlük kavramına verilen anlamlar çok değişik tecelli ediyor. Bir diğer ifade ile benim gibi düşünen, benim gibi inanan ve benim gibi yaşayanlara özgürlük anlayışı sergileniyor. Halbuki buna özgürlük denemez ki. Bu özgürlük adına dayatmadır.

Bu noktada Kıymet Özgür'e sanıyorum teşekkür etmemiz gerekiyor. Bir CHP'li olarak CHP'yi protesto ederken topluma partisini test ettirmiş oldu. Kıymet Özgür sağlam bir CHP'li olduğu için partisinin çarşaf ve başörtüsü açılımını protesto etmek amacıya çarşafa girip Kılıçdaroğlu'nun otobüsüne biniyor. Biniyor da daha binerken tepkiler başlıyor ve iş sonunda başından çarşafını çekip çıkarmaya kadar varıyor. Hatta tartaklanıyor. Çünkü, bazı CHP'liler çarşaflı bir hanımı Belediye Başkan adaylarının otobüsüne yakıştıramıyorlar! Kim bilir böylece yobazlığın(!) kendilerine de bulaşacağından mı korktular?

Elbette böyle bir protesto ve test eyleminin bir CHP'li, hatta CHP İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı Kıymet Özgür tarafından yapılmış olması olayı CHP'nin iç meselesi olarak gündeme getirdi. Aksi olsaydı iş gerçekten çığırından çıkabilir, kim bilir ne iddialar ileri sürülebilirdi. Zaten daha işin aslı araştırılmadan olayın provokasyon olduğunu iddia edenler, böylece CHP'lilerin sergilediği tahammülsüzlüğü örtmeye çalışanlar bile oldu.

Kıymet Özgür bu bakımdan ciddi bir iş yaptı. Kendi partisinin gerçek yüzüne ayna tuttu. Biraz tartaklandı ve hakarete uğradı ama ciddi bir iş yapmış oldu. Hatta, ille de 'CHP ile uzlaşarak özgürlükçü sivil bir anayasa yapacağız' diyenlere de gerçeği göstermiş oldu.

Teşekkürler Kıymet Özgür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi