Kemal Belgin

Kemal Belgin

F.Bahçe ve G.Saray'dan Bülent ve Hakan'a fark!

F.Bahçe ve G.Saray'dan Bülent ve Hakan'a fark!

Başlık ilgi çekici değil mi? Fenerbahçe ile Galatasaray, Sivasspor ve Ankaragücü’nü mü yendiler, yoksa bu takımların teknik direktörlerinin kendilerine sundukları yemeği bir güzel mideye mi indirdiler? İkinci şık doğrudur… Şayet… Şimdi meseleyi açalım… Sivasspor kendi sahasında 10 maçta 10 galibiyet çekmiş… Kimlere mi? Trabzonspor’un son durumunu dikkate alırsak, ne Galatasaray, ne de Fenerbahçe var işin içinde… Hele hele Fenerbahçe… Fenerbahçe’ye karşı Belediyespor neden hep başarılı olabildi? İşte Bülent Uygun bu gerçeği göz ardı etmiş. İlk onbire ve de sonuna kadar, hem Mehmet Yıldız, hem Cvetkov ve de Mohamed ile oynadı. Böylece orta alanının göbeğini genç Sezer’in omuzlarına yükledi. Devran ve Musa ise kenarda idiler. Aurelio ve Selçuk en rahat maçlarını oynarlarken, hem ileri çok çabuk ve rahat çıktılar, hem de dolaşmadan oynayan ve top kullanma becerileri olmayan ilerideki Sivas üçlüsü için gerektiğinde Lugano ve Edu’ya destek oldular. Peki Belediye ne yapmıştı? Oftaş gibi kısıtlı bir kadro nasıl başa çıkmıştı? Aurelio ve yanındaki eşine baskı kurup, orta alanı fazla adamla kullandığında her takım Fenerbahçe’nin başına dert olmuyor mu? Oluyor… Yani beşli bir orta saha ile bu maçın sonucu hiç mi hiç beli olmazdı. Ama Bülent kardeşim bir rüya görmüş, bedelini de ödedi… Fenerbahçe’nin sofrasına bardakları, tabakları, çatalları, bıçakları, kaşıkları birbirinden uzak ve rahat bir düzende koyarsan, bu takım seni yer bitirir… Ama onları sıkışık koyarsan kaza yapmaması mümkün değil… üstüne başına dökerek yemeye çalışır… Kezman bile öne çıktı… öyle rahat goller attı ki… Savunma yenen golün dışında hiç açık düşmedi… çünkü sağlam bir bölgeye çakılı oynadı. Neden? üzerinde üç forvet olduğundan… Sonra Ankara’ya baktık… Bu Galatasaray nasıl maç kazanabilirdi ki… Bir tane yabancısı yoktu… üstelik saha buzluydu. Ankaragücü yeni oyuncular almıştı. Formda gibiydi de… Galatasaray’da bir tek top kullanan adam vardı, o da Arda’ydı… Ama ne var ki, Kalli bu defa akıllanmıştı. Arda’yı yem etmeden kenara koymuş, orta alana hem iki Mehmet’i yerleştirerek zafiyet içindeki kadroyu biraz olsun garantiye almak istemişti. Ama yine de kazanmak zordu. Olsa olsa Ankaragücü Galatasaray’a maçı hediye edebilirdi. Tıpkı Sivasspor’un Fenerbahçe’ye ettiği gibi… öyle de oldu… Hiç pozisyon yokken, Ankaragücü kalesinde iki gole davetiye çıkardı. İlkinde Volkan’ın uzaktan salladığı mermi önce kalecinden, sonra yine kaleciden döndü ve sonunda da Hakan’la ağlara gitti. Ya ikincisi… Ankaragücü kendi kalesine attı da diyebiliriz… Ve üçüncü yani maçı bitiren gol geldi. Geldiğinde, ümit Karan artistik bir vuruş yapacak kadar bomboş bırakılmıştı. Hayret ki hayret! Hakan Kutlu sahaya topu kullanacak tek bir oyuncusu olmayan onbir sürerken, forvete de hem Jaba’yı, hem Bebe’yi, hem de Gökhan’ı koymuştu. Bu da yetmedi, ikinci yarıda da Diawara’yı sürdü. Savunma ise garip mi garipti… Tolga sağda, hayatında oynayamayacağı yerde Krita, Da Silva stoper ve Ukraynalı yeni transfer de solda… Eh az bile yedi desek yeridir Ankaragücü için… Şimdi bir sonuç; bu iki galibiyet ne Fenerbahçe’yi, ne de Galatasaray’ı kandırmamalıdır… Şimdiden söyleyeyim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi