Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Baykal ve yol arkadaşları haksız değiller

Baykal ve yol arkadaşları haksız değiller

“İnsaf dinin yarısıdır” diye bir söz var... Muhtemelen doğru...
Baykal ve yol arkadaşlarının tutarsız hareketlerini eleştiren yazar çizer takımını kınıyorum...
Her siyasi parti iktidar olmak için kurulur...
Binde 01 oy alan parti mensupları dahi iktidarı hedefler...
CHP bu ülkenin, belki de dünyanın en eski, en yaşlı partisidir... Amma çok partili sistem icat edileli halktan oy alarak iktidar olamadılar...
Niçin yeterli miktarda oy almadıklarını kendileri düşünsün...
Ben CHP muhalifliği yapan, sayın Deniz Baykal’ı eleştiren siyasilere, yazarlara, fikir adamlarına sesleniyorum:
Ayıp ediyorsunuz!..
CHP’nin yerine kendi partinizi koyunuz... Baykal’ın yerine kendinizi, CHP cengaverlerinin yerine de arkadaşlarınızı koyunuz bir süre...
Göreceksiniz yaptığınız hataları ve belki de benim gibi üzüleceksiniz.
Bay Baykal salim bir kafayla hareket etmiyor bence...
Ben de olsam, siz de olsanız aynı duruma mahkûm olurdunuz...
En etkili kurumları yanınıza alarak, en vurucu güçlerle yandaşlık yaparak, en büyük para babalarıyla içli-dışlı dostluk kurarak yola çıkıyorsunuz, hedeflediğiniz noktaya bir türlü ulaşamıyorsunuz... Daha yeni kurulmuş siyasi partiler o hedefe varıyorlar...
Düşünün hele kolay mı?
Ve bugün ıkına/sıkına oynayacağınız son oyundasınız... Yine de çok ümitvar değilsiniz... Daha sonra ise, sizi yerinizde bırakmayacaklar haklı olarak...
Kızılır mı böyle bir lidere?
Ben acıyorum...
Partisi iktidar olamayacak, kendisi Başbakanlık koltuğuna oturamayacak... Bilinen, görünen gerçek bu...
Vallahi dayanılması zor ve imkânsız bir akibet...
NOT:
Dedesinin dedesi hacca giden, ninesinin annesi başörtülü namaz kılan “Biz de Müslümanız” beleşçilerini ayrık tutuyorum, bilcümle Müslümanların Mevlid Kandillerini canü-gönülden tebrik ediyorum...
Evet, nerede kalmıştım?
Akibete dayanmıştık değil mi?
Oradan devam edelim görüşlerimize...
Denemedik hiçbir nokta bırakmadılar, fakat nafile...
“Atatürk’ün kurduğu parti” ünvanıyla piyasa yapmak istediler, aldırış eden olmadı...
15-20 yıl “laikçilik” pazarında satış yaptılar, alan çıkmadı...
“Cumhuriyet” sahipliğine soyundular, yine olmadı...
Zinanın serbestliğini, içkinin faziletlerini savundular, herkes gülüp geçti, oy verene rastlanmadı... Kemikleşmiş üç/beş taraftar haricinde ne CHP’yi kalkındıran oldu, ne ekmeğine yağ süren...
Siz olsanız kafayı yemez miydiniz?
Neyse...
Bir ara not daha:
İslâm’a şeksiz-şüphesiz inananların bugünkü Mevlid Kandillerini içten tebrik ediyorum...
Evet;
Baykal da biliyor bundan sonra halayın başına sokulmayacağını... Çünkü hem yaşı ilerledi, hem başarılı olamadı... Hırçınlık, öfke siyasette belki prim yapar amma CHP camiası dışında yapamadı...
Ne diyorsunuz yani?
Güneydoğu’ya, Doğu’ya, Karadeniz taraflarına, İç Anadolu’ya mı gitsin sayın Baykal?
Gitse ne faydası olacak ki?
O, büyük şehirlerin varoşlarına dahi gidemiyor...
Başörtüsü açılımı, çarşaf yayılımı, Kur’an kursu dadamiği ve diğer tali dokunmalar hiçbir başarı müjdecisi olamadılar...
Bildiği içindir ki:
İstanbul belediye başkanlığına bir Tunceli dedesini, Ankara’ya eski PKK ortağını aday gösterdi...
Siz sanıyor musunuz ki iradesi dahilinde kararlar veriyor sayın ve sevgili Baykal?..
Son figürleridir seyrettikleriniz...
Ayakları birbirine dolaşıyor, bağırıp/çağırmakla partililerini şevke getirmeye çalışıyor...
Güzel adam idi amma????
==========
Kavgada-polemikte ne tad kaldı, ne de tuz
İddialar bulaşık, isnatlar hepten uyuz
Vaadler-taahhütler masallardaki rüya
Yazık her halükârda kaçıyor huzurumuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi