M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Hızlı Treni Tebrik Ediyorum

Hızlı Treni Tebrik Ediyorum

MEMLEKETTE iyi işler yapılmıyor değil. Ankara ile Eskişehir arasında hızlı trenin çalışmaya başlaması takdire ve tebrike şayan bir gelişmedir. Hızlı tren işinde maalesef çok geç kalmışızdır. Şimdiye kadar hızlı tren hatları yurdu örümcek ağı gibi sarmalıydı.

Ankara İstanbul arasındaki mesafe trenle 3 saatte alınmalıdır.

Tren hatlarına, tren yolculuğuna, tek kelimeyle trene ağırlık vermememiz bize şimdiye kadar belki de bir trilyon dolara patladı.

Dünyanın en ileri ülkesi olan Almanya'da yolculuklar hep trenle yapılır. Köln ile Berlin arasında otobüsle yolculuk yapmayı orada kimse düşünmez.

Fransa'da hızlı trenler uçak yolcularının yarısını çekmiştir.

Uçak, İstanbul'dan Ankara'ya 45 dakikada gidiyor ama havaalanına iki saat önceden gelmeniz lazım. Esenboğa'dan şehre gidiş de epey vakit alıyor. Nereden baksanız 4 saat... İlerde Ankara ile İstanbul arasında hızlı tren seferleri başlarsa uçak yolcularının yarısı trene kayacaktır.

İstanbul'da trafiği hafifletmek için hayli çalışmalar yapıldı ama bendeniz sık sık taksiye veya otomobile biniyorum, sıkıntı devam ediyor.

Tüm nüfusu 72 milyon olan bir ülkede 20 milyonluk dev bir şehir bulunması büyük bir dengesizliktir.

İstanbul niçin bu kadar büyütüldü? Dikkat buyurunuz büyüdü demiyorum, büyütüldü diyorum. Benim sezdiğim sebepler şunlardır:

1. Şehrin büyümesi birilerine yüz milyarlarca dolar rant getirmiştir.

2. Şehre milyonlarca kırsal kesimli, taşralı seçmen ithal edilmiştir.

3. Anadolu'nun bir kısmı, beynelmilel güçler tarafından Müslüman nüfustan arındırılmak mı isteniyor? İleride boşalan yerlere nüfus ithal edebilirler.

Bazıları ileride İstanbul'un nüfusunu 40 milyona çıkartmayı düşünüyor. Bu bir çılgınlık ve intihar olur. Yetmiş iki milyon nüfuslu, 700 küsur kilometre karelik kocaman bir ülkenin nüfusunun yarıdan fazlasının bir şehirde ve civarında toplanması büyük bir dengesizliktir. Türkiye'yi, üzerinde beş bin insan bulunan dev bir gemiye benzetsek, bu nüfusun üç bini geminin kıçında toplansa ne olur biliyor musunuz? Gemi dengesini kayb eder ve batar!..

İstanbul'un nüfusu 40 milyon olurken birileri bu büyümeden yüz milyarlarca (yekûn olarak belki de trilyon) dolar vuracaklardır.

İstanbul'a ve Türkiye'ye yapılacak büyük hizmetlerden biri şehrin nüfusunu azaltmaktır. Bu mümkün müdür? Elbette mümkündür. Bunu yapmak için çareler ve çözümler aranmalı ve uygulanmalıdır.

Rantçılar böyle bir şey istemezler.

Üçüncü köprü, denizin altından geçecek tüp geçit; Şile Çatalca gibi ilçelerin Büyükşehir sınırları içine alınması, Üsküdar'dan Şile'ye dört şeritli otoyol yapılması hep 40 milyonluk İstanbul hayalleri ve rantları içindir.

Üçüncü köprünün güzergahındaki arazi şimdiden birtakım açıkgöz rantçılar tarafından kapatılmıştır. Bu yolla yekun olarak yüz milyarlar vuracaklardır.

Haram parayla zenginleşen, semiren İslâmî burjuva sınıfından ne İslâm'a, ne de Türkiye'ye hayır gelir.

Konuya hızlı trenle girdik, nerelere geldik...

Tekrar hayırlı olsun der, tebrik ederim.

Muhalefete Devam Edeceğim

ULUSLARARASI temizlik ve saydamlık anketlerinde ülkemin notu 10 üzerinden 9'a çıkıncaya kadar muhalefet edeceğim. Notumuz şu anda 4'tür. Bu not bütün doğru, dürüst, namuslu, şerefli, haysiyetli Türkiyelileri ve hele Müslümanları kara kara düşündürmeli ve çok üzmelidir.

Bendeniz ülkemi, devletimi, halkımı seven bir vatandaş olduğum için bu kırık nottan çok utanç duyuyorum.

Daha önce de yazmıştım. Muhalefetimin özellikleri şunlardır:

1. Yıkıcı değil, yapıcıdır.

2. Düşmanca değil, dostça ve uyarıcıdır.

3. Şahıs ve müessese ismi vermem, eleştirilerim anonimdir.

4. Kendi şahsî menfaatim ve prestijim için değildir.

5. Yalana, dolana dayalı değildir.

6. Hukuka, ahlâka, bilgelik prensiplerine uygundur.

Daha önce yazmıştım; İslâmî bir sistem gelse, yapıcı olmak üzere gerektiği zaman ona da muhalefet ederim.

Mehdi zuhur ederse onu ve idaresini tenkit etmem. Çünkü onun riyaseti ve idaresi dünyayı adaletle dolduracaktır.

Siyasete karışmıyorum. Tenkitlerim ve muhalefetim siyasî değildir.

Ülkemin, halkımın, devletimin iyi olmasını, iyi idare edilmesini istiyorum.

Bütün hizmet ve faaliyetlerin ahlâka, fazilete, bilgeliğe uygun olmasını istiyorum.

Haram yenilmesini istemiyorum.

Rantçılığa, hortumculuğa, talana, soyguna karşıyım.

Hırsızlık yapan dinsiz ve kâfire bir kızıyorsam, bozuk ve yamuk İslâmcıya bin kızıyorum.

Türkiye inşaallah düzelir ve iyi idare edilir.

Terbiyeli ve Olgun Müslüman

1. Olgun ve terbiyeli Müslüman kimse büyüklerine hürmet eder, hiçbir şekilde saygısızlık etmez. Büyükler kimlerdir? Dedeler, nineler, anne baba, teyzeler, hâlalar, amcalar, dayılar; öğretmenler, yaşça büyük komşular, ustalar...

2. Küçüklere şefkat gösterir, merhamet eder; kendisinden küçük olanları ezmez.

3. Açıkta, çarşıda pazarda, sokakta, meydanda, evinin, balkonunda yemek yemez, kimseyi imrendirmez.

4. Zengin de olsa, parası ve imkanı bulunsa da lükse, israfa şatafata, gösterişe kaçmaz; orta halli, mütevâzı, ölçülü bir hayat sürer.

5. Müslümanın edebi, irfanı, asaleti, olgunluğu münazaa zamanında belli olur. Olgun ve terbiyeli Müslüman, arasında niza (anlaşmazlık) bulunan kişiye düşmanlık etmez. Her hâl ü kârda mürüvvetten, adaletten, insaftan ayrılmaz.

6. Olgun ve terbiyeli Müslüman konuşur ve yazarsa hayır söyler.

7. Olgun ve terbiyeli Müslüman, ehil ve layık olmadığı hizmeti makamı, mevkii, riyaseti istemez; ona teklif edilirse ehil değilse kabul etmez.

8. Olgun ve terbiyeli Müslüman riyasete talib olmaz.

9. İyi bir Müslüman kötülüğü iyilikle def eder.

10. Parası, geliri, serveti yoksa, sıkıntı içindeyse peynir ekmek yer, lakin asla haram gelir, haram para peşinde koşmaz, haram yemez. Haram yemektense ölmeyi tercih eder.

11. Terbiyeli ve olgun Müslüman asla meddahlık, dalkavukluk, yağcılık, yalakalık yapmaz.

12. Kendini hiç övmez.

13. Soytarılık, şarlatanlık yapmaz.

14. Ben ben ben demez.

15. Fitne, fesat ve nifak çıkartmaz.

16. Olgun ve terbiyeli Müslüman doğru ve dürüsttür, eğri değildir.

17. Olgun ve terbiyeli Müslüman iyice düşünmeden konuşmaz.

18. İnsanların ayıplarını araştırmaz, tecessüs etmez. Kazara öğrenirse gizler. Asla gıybet yapmaz ve laf taşımaz.

19. Onda paylaşma ve yardımlaşma ahlâkı vardır. Yedirir içirir, cömerttir.

20. Yaptığı iyilikleri başa kakmaz.

21. Zekat dışında sağ elinin verdiğini sol eli bilmez.

22. Kin tutmaz, intikam almaz. Alırsa ahsenü'l-intikam (intikamların en iyisi) alır. Mesela, kendisine kötülük etmiş kimseyi affederek intikam alır. Ne güzel intikam değil mi?

23. Terbiyeli ve olgun Müslüman tarikat propagandası, tarikat reklamı, tarikat çığırtkanlığı yapmaz. Tarikata intisab etmenin nasip meselesi olduğunu bilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi