Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

İki karakter; Özkök ve Tolon...

İki karakter; Özkök ve Tolon...

Testide ne varsa, dışarıya o sızar. Herkes, kendi karakterini aksettirir, kendisine yakışanı yapar.
Darbecilik de öyledir. Meşruiyetin dışına çıkma, hukuk tanımama, her karakterin başvuracağı bir yol değildir. Kendisine verilen makamlarla, ulaştığı konumlarla yetinmemek, gemlenemeyen bir hırsa teslim olmak demektir. Varlığını demokrasiden aldığı halde, bir insan demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışırsa, bu, onun karakterinin gereğidir. Onun için herkes darbeci olamaz.

Ne demek istediğimi iki karakterle anlatayım. Hilmi Özkök ve Hurşit Tolon.

Eski Genelkurmay Başkanı, emekli Org. Hilmi Özkök'ün şahsında ne görüyorsunuz? Efendi bir insan. Yüzünde hiçbir hırs belirtisi yok. Görevini yapmış ve köşesine çekilmiş. Vakur bir duruşu var. Konuşunca, sanki yıllardır tanıdığınız bir sima konuşuyor. Sanki onunla tanışmış, hasbıhal etmiş gibisiniz. Duruşunda, tavrında hiçbir iticilik yok. Babacan, efendi, sempatik bir karakter. Özden Örnek'in günlükleri, Balbay'ın günlükleri ortaya çıkınca, kendisine, "Komutanların sizinle ilgili değerlendirmelerine ne diyorsunuz?" diye sorulunca hep silah arkadaşlarını koruyor. "Onlardan böyle değerlendirmeler ve hareketler beklemem." diyor.

Eski 1. Ordu Komutanı emekli Org. Hurşit Tolon'un şahsında ne görüyorsunuz? Emekli olduğu halde hırsı bitmemiş. Darbecilikle yatıp kalkmış. Meşru iktidara karşı organize edilen mitinglerde boy göstermiş. Ordu komutanlığına geldiği halde, millet ona makamlar, korumalar, her türlü imkânı verdiği halde tatmin olmamış. Duruşu, konuşması itici... Milletin gözbebeği bir kurumda böyle insanlar nasıl yetişmiş diyebileceğiniz bir karakter. Ama en önemlisi internet ortamına düşen konuşmaları. Ulanlı, küfürlü konuşmalar. Bu köşeye aktaramayacağım ifadeler. Yaşına başına bakmadan saçıp savurmalar. Ve en son söyledikleri: "Şimdi bakınız, o Çevik Bir niye kıvırttırıyor? Sayın Kıvrıkoğlu istemedi. 'Ben Çetin'i çok severim ama Ankara'da olmasını istemem...' Niye? Dizginleyemem... Bak şimdi onu getirmezsen, mollayı getirirsin. Sonra da şimdi dizini vurursun, molla bizim anamızı belledi diye... Bu ordunun başına bir molla gelmiştir." Silahlı Kuvvetler bünyesinde, o seviyeye gelmiş insanlara yakışan konuşmalar mı bunlar?

Molla dediği Hilmi Özkök. Silah arkadaşı. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kırk yıldan fazla hizmet etmiş. Teğmenliğinden beri bilinen, tanınan bir insan. Niye molla? Darbecilere fırsat vermemiş. Devletin kendisine verdiği emanete ihanet etmemiş. Göğsünü gere gere "ben demokratım" demiş. "Hukukun dışına çıkamam" demiş.

Evet, darbecilik bir karakter meselesi. Ama karakter zaafı meselesi. Bir hazımsızlık meselesi. Kendini üstün görme, kendinden başkasına güvenmeme, doğru fikirlerin sadece kendininkiler olduğuna inanma. Vatanı en çok kendinin sevdiğini ileri sürme... Türkiye nereye gidiyor, dünya nereye gidiyor, bunu hiç okuyamama, anlayamama....Başka bir çağda, başka bir dünyada yaşama. Sivillerle temasta bile kendi gibi düşünen darbecileri tercih etme. Darbe peşinde ihtiyarlamış İlhan Selçuk'un peşine takılma... Darbeciliği din haline getirme, yarı tanrılar edinme...

Şimdi Silopi'de, Cizre'de ölüm kuyuları açılıyor değil mi? Ama asıl ölüm çukurları, darbecilerin içindedir. Çünkü darbe, masum bir kelime değildir. Her darbeden sonra insanlar ölmektedir. Darbeciler bu ülkede başbakan, bakan astılar. Asmadan önce tekmelediler, küfrettiler. Binlerce gencin ölmesini seyrederek, darbe ortamı oluşmasını beklediler. Sonra o gençlerin bir kısmını da ibret-i alem olsun diye darağaçlarında sallandırdılar. "Asmayalım da besleyelim mi?" dediler. Binlerce, on binlerce insanı işlerinden attılar. On binlerce aileye, onların çocuklarına daha bebek yaşlarında acılar yaşattılar, geleceklerini kararttılar. Onun için darbeciler deyince, sadece üniformalı olanlarını değil, onları tahrik eden, onlara çanak tutan, yataklık yapan sivilleri, yargı mensuplarını, politikacıları, rektörleri, profesörleri, büyük işadamlarını ve medyadaki darbecileri de unutmayın.

Darbecilik, evet bir karakter meselesidir...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi